SORUNLARIN NEDENİ, NE OLABİLİR?!?!
Dogu toplumları ve kısmen buna bizde dahiliz, bir yerde hata yapıyoruz, hatta belki birkaç yerde hata yapıyoruz…
Küresel alan da, bilimsel ve teknolojik alanda, Kültürel alanda, siyasal alanda, sosyal ve kamusal alanda, kişisel alanda bu hatalar toplanıyor ve bu alanların hepsinde sorunlar yaşıyoruz… Bu saydıklarımızı yerli yerine koymazsak, sorun yaşarız… Neden koyamıyoruz acaba? Bu sorunları yaşayan bizler çok zaman sorunların farkına bile varamıyor ve sorunlarımıza beklide bu nedenle çözüm üretemiyor olabiliriz!!?? Bunların üzerine bilgiye, delile, düşünceye dayalı tartışmalarımız neden az oluyor, yada çok sığ oluyor? Genelde sorunları gündeme taşıyanları sevmiyor, hatta lanetliyoruz, dışlıyoruz, bir adım ilerisine de geçerek hain ilan ediyoruz!! Örnegin 5-6 sene geri gidelim ekonomik kriz var, geliyor diyenleri nasılda hain, ocu, şucu ilan etmiştik… Kriz yok mu, yoka inandık, yada inandırıldık, şimdi işsizlik, enflasyon, dış acık, bütce acığı, borç döndürme sorunu hepsi bir arada.. Şimdi seçimden sonra ertelenen her şey, erteleme maliyeti ile yaşanılacak, bizi 6-7 yıl önce önlem almaya davet edenler haklı çıkmadımı? Dönelim siyasete!!!
Demokrasi nasıl bir rejimdir, kim adına, kim yönetir? Yönetenler kime hesap verir, bu hesap kimler aracılığıyla sorulur?
Demokrasilerde vatandaşları temsilen, vatandaşlarca seçilenler yönetir, nasıl yönetir, anayasaya göre, yasaya göre, yasama ve yargı denetimiyle denetlenerek vatandaşlara devletin hizmet gücünü sunar… Her neyse bir de siyasetin iç işleyişi vardır, bu nasıl işler, adayları kim belirler, partiler ekonomik kaynaklarını nasıl temin ederler? Küçük partilerin örgütlenmeleri nasıl olur? Başkanlık sisteminden sonra meclisin yönetim de etkisi nedir, demokrasi güçler ayrılığına dayanır derler, güçler ayrılığı nedir? Bunları bilmek yetmez özümsemek ve demokrasi içinde siyaset yapmak gerekir ki, bizde kesintili de olsa 70-75 yıllık bir demokrasi tarihimiz varki bu nefret yüklü siyaset dili bize yakışmıyor… Sanki iktidar için yarışanlar bir birlerinin düşmanıymış gibi söylem ve eylem içindeler, bu aşırı gergin dil fitneye/karğaşaya neden olabilir… Nerede yanlış yapıyoruz sorgulamasına devam edecek olursak…
Kamu yönetiminde vatandaş adına vatandaşa hizmet etmek için seçilen veya atanan kişilerin iyi denetlenmediğinde kamu imkanlarıyla lüks yaşamaya başladıkları görülüyor.. Kendi siyasal gruplarına ayrıcalıklar yarattıkları görülüyor oysa onların harcadıkları kaynakları, vergilerle tüm vatandaşlar ortaklaşa ödüyorlar… Sanırım düğmeyi iki yerde yanlış düğmelemiş olabiliriz… Birinci yer parti içi demokrasi ve aday belirleme yöntemlerinde… İkincisi ise seçtiklerimizin denetimsiz bırakmamızdan kaynaklı sorunlarımızın da var olduğunu söyleyebiliriz… Yada demokrasi içinde, demokratik hukuk kuralları ve kaidelerine göre işlemesi gerekirsen, sivil toplum örgütlerinin ve partilerin demokrasiyi iyi işletek kurumlar örgütler olduğunu unutursak.. Bir düğme daha yanlış iliklenmiş olacaktır… Bu örgütlerin demokratik, kural ve kaidelere dikkat etmemesi de düğmenin yanlış düğmelenmesine örnek gösterilebilir….
Bütün bunlar üst üste bindirilince demokrasimiz demokrasi liginde vasatlar ligine düşer ve demokratik yarışı, sadece kazananların sevindiği, kaybedenlerin ise adeta etkisiz eleman olarak dışlandığı bir yönetim sistemine dönüştürürüz ki… Bu durumda yarış sert olur, söylemler kırıcı, hatta bazı durumlarda fiziki saldırılar bile görülür.. . Bütün bunlar demokrasinin yarım yanlış işlemesine neden olur ve biz demokratik yarışı kin ve nefret yarışına dönüştürürüz.. Bu duruma varmamak için hepimiz aklımızı başımıza almalıyız, demokratik örgüt, demokratik kurumlar, demokratik hukuk denetimi, demokratik işleyiş ile düğmeleri yerli yerine ilikleyerek.. Demokratik normalleşme saglamalıyız, saglamak dilegiyle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 8.5.2023
|