VATANDAŞA, YÖNETİMLERE ENFLASYON RAPAORU
ENFLASYONLA MÜCADELE
2020 Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık artış oranı %14,6 gerçekleşmesine rağmen, gıda da %20,61 oldu, bunu bazı uzmanlar daha da yüksek olduğunu söylüyorlar… Merkez Bankası da sık sık enflasyondaki artışın gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor açıklaması yaptığını görüyoruz.. Öte yandan TOBB, TESK, TÜSİAD ve MÜSİAD yaptıkları ortak açıklamada, öncelikli hedefin enflasyonla mücadele olması gerektiğini belirtiyorlar… Cumhurbaşkanımız Erdoğan'da, faiz-kur-enflasyonu şer üçgeni olarak vurguluyor, bu şer üçgenini kim hayır üçgenine çevirecek bilinmiyor… Vatandaş, Mazlumun ise sesi çıkmıyor… Hükümet iki sene önce soğan lobisi ile mücadele etti, kim kazandı, hükümet belli başlı büyük illerde yerel iktidarı kaybetti muhalefet partilerine yönetimi devretti… Sogan lobisi hükümeti yıktı demek yerine, enflasyona, pahalılık, kaynak savurganlığına neden olan yanlış yatırım kararları hükümet partisine kaybettirdi desek daha doğru olur..
Enflasyonla, Polisiye tepirlerle ve ceza İle mücadele sonuç verir mi? Ticaret Bakanlığı, piyasada fiyat kontrolü yaparak, fahiş fiyat ve stokçuluk nedeni ile 3,5 milyon lira ceza kesmiş… Polisiye tedbirler ve ceza kesilmesi kısa dönem için bir çözüm olabilir… Asıl çözüm üretim, nasıl nohutta fiyat istikrarı sağlanmışsa, fiyatı hızlı artan ürünlerde de üretimle fiyat istikrarı sağlanabilir…
Buna karşılık dünya genelinde gıda fiyatları sabitken veya çok az bir artış gösterirken, gıda fiyatlarının artmasından sorumlu olan hükümete kim ceza kesecek? Vatandaş tepki göstererek ve oy vermeyerek ceza verebilir… İki sene önce soğan depoları basıldı, terörist ilan edildi depocular, ama soğan fiyatları düşmedi, bu sene düştü, neden düştü, enflasyonla mücadele de bu sorunun cevabı bize rehber olabilir… Genel olarak enflasyonun nedeni faiz dendi, bilmiyorum olabilir mi, iki sene önce soğan patates fiyatları uçtuğun da faiz yüksekmiydi, yok… Neden uçtu fiyatlar üretim azlığından, 4-5 sene önce nohut uçmuştu neden, üretim, ürün azlığından, o zaman mal ve ürün talebi çok, mal ve ürün arzı azsa enflasyon oluyormuş demek ki… Hükümetin enflasyonla mücadelesine bakalım mı?
Hükümet Tarafından Yapılan hatalar..
a)Hükümetimiz, bu güne kadar enflasyonun nedenini yüksek faiz olarak görerek faizi düşürmeye çalıştı, bunun yanlış olduğunu deneyerek gördük… Vatandaşları mevduatlarına enflasyon oranında faiz verilmediğin de, paralarını başka alanlara yatırdıklarını gördük… Düşük faizli tüketim kredileri, hem tüketimi körükledi, hem de enflasyona neden oldu? Enflasyonun tek nedeni olmaz, döviz kur artışının tel nedeni olmaz.. 2018'de ABD başkanının bir tivitiyle, yaşanan kur şokunun nedeni bu tivit mi, yoksa aşırı borçlu oluşumuz mu, bunu düşünmedikçe başımıza gelen belaların adresini hep yanlış adreste ararız… 2020'de de kur artışları neredeyse enflasyonun biraz üzerin de oldu, olarak yansıyarak neredeyse mevduatların yarısından fazlası yabancı para olmuş durum da neden, mevduat faizleri düşük ondan mı, güvensizlik mi, her ikisi de mi? Yabacı para cinsinden borçlarımız neredeyse toplam bütçenin yarısı kadar, borçları ödemek için döviz lazım m, evet… Buna rağmen dövizin fiyatını düşük tutmak için Merkez elinde ki dövizleri harcadı mı, evet.. Oysa ithalatı yüksek ülkelerin parasının çok değerli olması ithalatı artırmakta, yerli üretimi azaltmaktadır.. Enflasyonu kontrol edebilmek için yapılan ikinci yanlış ise ithalatlı çözüm aramaktı… Döviz karşısında yerli para ucuz olunca ithalat zorlaşır, ihracat kolaylaşır bunu biliriz, dövizin, 7-8 lira arasında olması belki bizim ihracatımızı artırmak için lehimize bile olabilir… Gümrük duvarlarıyla, teşviklerle, süspansiyonlarla yerli üreticiyi koruyacakken, enflasyonu indirmek için Döviz baskılanmış ithalat, gümrük vergileri sıfıra yakın indirilmiştir… 26 Ekim 2015’te 2,89 TL’den işlem gören Amerikan doları, 5 yıl sonra bugün serbest piyasada 7,40 TL civarın da, bu artış hızının nedenleri neden görülemedi... Alınan sonuç ortadadır, döviz fiyatları artmış, ithalat artmış, enflasyon artmış, bunları takiben faizde artmıştır… Yani hükümetimizi şer üçgeniyle mücadele de başarısız sayabiliriz, başarısız olabilmek için hatalar yapılması lazım, bu hatalardan biri de, yüksek maliyetli, gereği tartışılır, doğrudan üretime katkısı olamayan yatırımlar diyebiliriz…
b) Siyasi İktidar, kamu altyapı yatırımlarını, kamu özel işbirliği yap işlet devret, yöntemleriyle yaptı, bu yolla yapılan ve Osmangazi Köprüsü'nden geçen, İzmir'den İstanbul gelen bir tır 1000 liraya yakın para ödüyor. Bunu yakıt parası olarak değil, köprü ve otoyollardan geçiş yapan tırlar geçiş ücreti olarak ödüyorlar, kamyoncular kendi aralarında kamyon yakmıyor yol yakıyor, diye espri yapmaya başlamışlar.. Bunun enflasyona etkisi olmaz mı, olur, sadece geçiş ücretleri 1000 lira olursa, kamyon, yakıt, şoför, taşınan malın kamyona kadar maliyeti… Enerji temin, dağıtım maliyetlerinin mal ve hizmetlere yansıması ise, özelleştirmeden sonra daha da artmıştır..
c) Enerji de özelleştirmelerin enflasyona etkisi üzerine düşünülmüyor düşünülmelidir… Petrol, gaz ve elektrik, zamları üretimin her aşamasına maliyet olarak yansıyor… Doğalgazı en pahalı alan ülke biz olabiliriz, hatta direk fiyatlara bakalım: Avrupa’da 120 dolarken Türkiye’de neden 280 dolar? Bütün bu enerji maliyetlerinin, nakliyesinin, enerji üretimi, temini, dağıtımı bunlar stratejik alanlardır. Ne yaptık kar odaklı şirketlere alanları bıraktık. Yenilenebilir enerji kaynaklarına, mevcut işletmelerle yönelmek yerine, eldeki enerji işletmeleri satıldı… Oysa bu enerji işletmeleri devletin elinde olmuş olsaydı, devlet üretimi teşvik için enerji fiyatlarını düşürülebilirdi. Özel sektör bunu yapamaz, yapmaz, enerji dağıtımını kim özelleştirdi, başarısızlık varsa kimse bunu kabul etmez, ben yaptım oldu…
d) İktidarlar, Et-Balık, SEK gibi kurumları, Telekom, Tekel gibi kamu tekellerini özelleştirdi, devlet tekelleri yerine piyasa tekelleri oluşturuldu. Söz gelimi Telekom internette yeni yatırımların maliyetinden kaçtığı için hem yetersiz kaldı, hem de tekel olduğu için ürettiği hizmeti vatandaşlar daha pahalı kullanıyorlar... Et-Balık Kurumu sattığı ürünleri üreticiden normal değerine alıp, tüketiciye düşük karla satıyordu… Et Balık, Süt Endüstrisi Kurumu gibi kurumlar özelleştirilmeseydi piyasa da bir denge olabilir, enflasyonla birinci elden mücadele edilebilirdi… Devlet Polisiyle depolara değil, üretimle, devlet üretim çiftlikleriyle yeniden piyasaya girmelidir. Elektrik dağıtımını devlet yapmalı, Et balık kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, gibi gıda alanında kaybedilen kurumlar yeniden kurulmalı, alanlara göre yenileri kurulmalıdır… Örneğin Nerede Yaglı Tohumlar, Tiftikcilik birlikleri..
e) Piyasa da sıcak para artışlarının enflasyona doğrudan yansıdığını söyleyebiliriz, kurlar bile sıcak para hareketlerine paralel olarak aşırı kırılganlık gösterebilir.. Örnegin geçen sene haziran da krediler düşürülünce piyasaya sıcak para girdi böylece enflasyonda, döviz kurları da yükseldi..
f) Öte yandan, piyasalarda ekonomiye ve ekonomi yönetimine güven sorunu oldukça, üretici de, satıcı da, perakendeci de panik halinde olacak kendini aşırı korumaya alacak ve böylece durgunluk ile birlikte enflasyon yaşanacaktır… Nihai olarak perakendeci, satıcılar da vitrindeki malların fiyatını son aldıkları mal fiyatları üstünden güncelliyorlar… Satılan malın yerine aynı malı aynı fiyata koyamayacaklarını düşündüklerinden dolayı riske karşı koruma önlemi alarak, fiyatları olanı aşacak şekilde olası bir artışa göre belirliyorlar ve enflasyona bunun katkısı nedir, diye de düşünmek gerekir.. Bütün bunlarla birlikte enflasyonun tek nedeni olduğunu düşünmek, enflasyona, ekonomiye dar bir görüş acısıyla bakmak demektir… Son olarak …
g) Piyasa da bir mal ve bir para var ise ürün bir lira, piyasada bir mal ve iki lira var ürün iki lira, ürün bir lira, piyasada bir ürün iki alıcı var ürün iki lira, bence sıcak para bollugu mal ve ürün azlığı enflasyonun temel nedenlerindendir… Gerisi teferruattandır.. Bu duruma birde ekonomiye olan güven sorunu eklenirse, güven sorununun sorumlusu siyasi iktidarlardır…
Üretim tüketim, para mal, dengesine dikkat etmeden sıcak para olarak piyasaya olağanüstü akçeleri bile süren hükümetler, bunun sonucu enflasyonun artacağını düşünmeliler.. Düşünüyorlar mı, düşünmelerini öneririz, yoksa ilk seçimlerde biz vatandaşlar oylarımızla hükümeti düşürürüz…. Selam ve Saygılarımla
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 29.1.21
Kaynaklar
1* Yeniçağ gazetesi, Gıda fiyatlarında iktidarın yanlışları - Esfender KORKMAZ
2* https://www.amerikaninsesi.com/a/dolar-kuru-yeni-tarihi-zirvede-/5635788.html
3* https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye-uzerinden-gecen-dogalgazin-fiyati-avrupada-120-dolarken-turkiyede-neden-280-dolar-1715568
|