|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
SİYASETİMİZİ TIKAYAN NEDNELER… |
SİYASETİMİZİ TIKAYAN NEDNELER…
( Kimlik Siyaseti, Güçler Ayrılığının Özümsenmemesi, Adayların Seçimsiz Belirlenmesi)
Demokrasi ve laikliği es geçer, ekonomik ve siyasal tercihler yerine kimliklerle siyasal tercih yapar, demokratik aday belirleme yöntemlerini askıya alırsak siyasetimizi tıkar demokrasiyi sakatlarız…
Şimdi en güçlü partilerimize bakalım, kimlikle siyaset yapmayan yok gibi, bana göre siyasal kimliğimiz oluşurken, kültürel kimlikler öncelikli değil, ekonomik paylaşımlar, farklılıklar öncelikle belirleyici olmalıdır.. Bir iktidar partisi var, ağırlıklı olarak Sünni Türk tabanlı bir kültürel söylemle iktidarda bulunuyor… Ben de suni Türk kültürüne kendimi mensup hissederim, ama siyasal tercihlerimii, çalışan emek taraftarı partilere tercihimi yaparım, kültürümün siyaset üstü olmasını tercih ederim…Bu partimizin aşırı fanatik laiklik yorumunu normalleştirerek, devletle, vatandaşın yakınlaşmasıyla katkı sunmuştur… Ama,aşırı sermaye öncelikli ve liberal ekonomik tavırları benim gibi suni Türk işçi ile düşünsel olarak ayrışmasına nende olmaktadır… Yani ben bu partinin söylemiyle, kültürüyle paralelken, ekonomik paylaşım ve konum ihtibarıyle, emek sermaye taraftarlığımla farklıyız ve benimle ciddi ayrışmaları var… Ben bu partiye kültürel düşünürsem oy vermem lazım, ama ekonomik düşünürsem vermemem lazım… Ben kültür kadar, ekonomik paylaşım yöntemlerinin ve düşüncelerin de bizim tercihlerimizi etkilemesi, hatta öncelikle siyasal tercihlerimizi belirlemesi gerektiğini düşünüyorum…
Şimdi ikinci partimize bakalım, son zamanlara kadar ulusalcı, ulusal, devletçi bir çizgide olmasını aşarak, sosyal demokrat söylemleriyle de öne çıkıyordu… Hatta bir aralar beyaz Türklerin Partisi diye de anılıyordu, bu partimiz… Bu parti laik söylemiyle de dikkat çeken bir partimizdir, partide kimlikler diger partiler kadar önce çıkarılmasa da bazen kimlikleriyle öne çıkanlar da olabilmektedir… Bunun için bu partimizin çizgisine biraz daha dikkat ederek sosyal demokrat bir parti ölçülerin de söylem ve eylemleriyle siyasetimizin normalleşmesine büyük katkılar sunabilecek bir partimizdir. Bu parti kimlik siyasetinden en uzak partimiz diyebiliriz…
Üçüncü partimiz ise milliyetçi bir partimizdir, bu Türk kimligi ve kültürüyle siyaset alanın da yer almaktadır. Kimlik siyasetinin sınırı, farklı kimliklere saygı ile demokrasi sınırında durdukça toplumsal sorunlara neden olmacagını düşünüyor… Bu partimizin de vatandaşlık, demokrasi, hukuk kuralları, laikliğin yanı sıra ekonomik paylaşım ve sosyal sorunlara kimlik dışından da bir gözlükle de bakarak yaklaşımları ile siyasetimize katkı sunacağını düşünüyoruz..
En son partimiz ise Kürtler adına yola cıkıp, Türkiye partisi olmaya çalışan partimizdir, bu partimizin işi biraz zordur, bölgesinde ki istikrarsızlıklar, ve şitdeti siyasetinin bel kemiği yapmış bir terörkolik örgütle aynı tabandan beslenmektedir ki… Bu ortam sürekli bu partimizi içine çekmektedir, bu partimizin normalleşme çabasına destek olunması gerekirken siyasal rant nedeniyle ülke siyasetinde ki başat partiler bu partimizi ötelemeye çalışmaya devam etmektedirler. Bu parti Siyasetimizin normalleşmesine katkı sunabilecek bir partidir. Kürtleri siyasetimizde temsil edecek partilerden en geniş tabanlı olanıdır.. Bu nedenle bu partinin sosyolojik bir görevi vardır, bu görev siyasal görevinden daha önemlidir.. Bu yörede yaşayan halkla ülke genelinde yaşayan halk arasında uyum ve adapte sorununu bu partimiz sosyolojik olarak alacağı sorumlulukla aşılabilecek ve toplumumuza hizmet edeceğini düşünüyorum… Bunun için etnik kimlik öncelikli siyasetinden ekonomik paylaşım, emek, vatandaş haklarını önceleyen söylemlere geçmesi ve bu politikada ısrar etmesi gerekir düşüncesiyle… Siyasetimizin kimlik siyasetiyle tıkanmasının önünün açılmasında ciddi katkılar sunabilir…
Sadece bu partimiz mi, yok bütün partilerimiz kimlik siyasetini ikinci üçüncü plana atabilmeli ve ülkenin geneline hitap eden, edemediği grupların da hem kimliklerine hem de siyasal düşüncelerine demokratik sınırlara da saygı duyan bir konum siyasetimizin içine düştüğü kimlik siyasetinin aşılmasına neden olabilir düşüncesiyle… Demokrasinin en olmazsa olmazı güçler ayrılığına da yapacağımızı vurguyla yazımıza son verelim..
Demokrasimiz de güçler ayrılığı iyi tanımlanmadığı, özümsenmediği ve ayrılmadığı içinde sıkıntılar daha da çok hissedilmektedir… Siyaset dışında tutması gereken yargı alanı, siyasetin bu kadar cık müdahalesine tabi tutulursa, siyaseti de denetlemesi gereken bu güç yeteri kadar denetimi yapamaz. Yasa yapım aşamaların da sistemin ruhu, anayasal düzen, yasa yapma teknikleri gibi bir çok şeyi dikkate almadan yasa yaparsa yasama bu alanda da güçler ayrılığı ilkesini özümsememiş demektir… Her iki alanıda etki altına almış bir yürütme hem denetlenemediği için yozlaşacak, hemde bu alanların da güçünü elin de tuttuduğu için keyfilige doğru kayacaktır.. Güçler ayrılığı ilkesi demokrasinin ateda sigortasıdır…
Kimlik siyasetiyle siyasetimizin tıkamasının yanı sıra, güçler ayrılığının özümsenmemesi de demokratik siyasetin tıkanmasına neden olan ikinci faktördür. Diger bir faktör ise parti içi demokrasinin olmaması ve adayların belirlenmesinde ki seçimsiz yöntemler de demokratik siyaseti tıkayan nedenlerdir. Bütün bunları aştıkça siyasetimizin alanı genişleyecek, demokratik siyasetin önü açılacak ve siyasetimizin normalleşeceği umuduyla selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – Eylül 15 – www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|