DEMOKRASİ/BAŞKANLIK
Başkanlık sistemi mi, Parlamenter sistem mi derseniz, ben önce demokrasi derim, sonra laiklik derim bunların gereklerini ve kültürünü yerine getirdikten yaşadıktan sonra düşünülecek şeylerdir bunlar…. Bunun için güçler ayrılığına dayalı yapılanmış bir anayasa ve bu anayasaya göre yapılan uygulamalar… Daha sonra… Özgürlükleri ve vatandaş haklarını garanti altına alan demokratik uygulamaları nasıl tesis ederiz derseniz, bireysel hak ve özgürlüklere dayalı hukuk kurallarıyla, toplumsal çoğulculukla alınana ve azınlıkların haklarına riayet ederek, yönetim de kuvvetler ayrılığı gibi ilkelerle yapılabiliriz… Bunun içindir ki önce demokrasi, sonra yönetim yöntemleri diyoruz…
Kuvvetler ayrılığı parti içi demokrasinin olmadığı ülkeler de iki kere daha önemlidir, ben uzun zamandır seçimle değişen lider görmedim, CHP dışın da aday belirlemeler d partililerin etkisinin neredeyse sıfır olduğunu görüyorum. Parti içi demokrasi, güçler ayrılığı, denge ve denetim üzerine siyaset bilimi bu konu üzerine çok kafa yormaktadır… Gücün tek elde toplanması demek iktidarın denetlenemeyeceği demektir, denetlenemeyen iktidar da parlamenter sistemde de, başkanlık sisteminde de soruna gebe demektir… Her demokratik iktidarın ilk yapacağı şey kendini denetime acık tutmasıdır, bunun içindir yargı, muhalefet denetimine acık olması gerekir…
Dış dünyada ve ülkemiz de muhalefet tabanın da, iktidarın otoriterleşme izlenimi ve kaygısı vardır, bu izlenimi silmenin en büyük teminatı kuvvetler ayrılığı olduğunu… İster başkanlık, ister yarı başkanlık sistemiyle yada bizim gibi parlamenter sistem içindeki yaşayan demokratik ülkelerin hem vatandaşları, hem de yönetimleri, hem liderleri bilir ve demokratik gelecek için güçler ayrılığını özellikle korurlar geliştirirler… Son AB ilerleme raporlarında da bunlar gündeme gelmiştir…
AB ilerleme raporları dünya demokratik standartlarını yakalamamız için önemlidir, bu dünya genelinde ülkemizle ilgili demokratik algı içinde gereklidir.. Yapılan tartışmalara baktığımız da daha iyi nasıl bir demokrasiden çok, başkanlık sistemi isteyenler ve istemeyenlerin tezlerini savunmasından ibarettir… Oysa ki güçler ayrılığı, tam anlamıyla oturmadan bunların tartışılması anlamsızdır… Demokrasi için güçler ayrılığı zorunludur, yoksa mevcut, siyasal ortamla ve kültürle başkanlık sistemine geçilmesi durumun da otoriteryen bir yapıya kayma ihtimali başkanın kişisel inisiyatifine kalmış demektir… Şimdi demokrasi istense bile yarınlar için herkes aynı derece demokrat olmaya bilir, demokrasi istemeyebilir… Bu nedenle başkanlık sistemini tartışmadan önce parti içi demokrasiyi, seçim sistemini, yasama ve yargı bağımsızlığını, erkler ayrılığını tartışmalıyız ve başkanlık sistemine geçmeden önce, Anayasal temellerle güçler ayrılığının uygulandığı bir ülke haline getirmeliyiz, siyasal sistemimizi… Partili başkan olacak, partili yasama üyeleri olacak, Yargıya da bir şekliyle müdahale edilecek, güçler birleşmesi ortaya çıkacaktır… O zaman sisteme demokrasi deme de iyiden iyiye zorlanacağız…
Güçler ayrılığı ile ilgili bizim durumumuz nedir dersek… Öteden beri sıkıntılı olan yargı ayağı son zamanlar da daha da bir erozyona uğramıştır… Buna bağlı olarak yargı bağımsızlığına ve kuvvetler ayrılığına saygı prensibi aşınmış, yargı mensuplarının siyasi baskılar altında kaldığı izlenimi vardır... HSYK da siyasi baskı iddiaları sürekli gündemdedir ve tartışılır olmuştur… Hâkimlerin, savcıların özlük işlerine, atamasına bakan HSYK, ya politik olarak müdahaleler olduğu tartışmaları da uzun süredir gündemimizdedir. Bu yaşanılanlar başlı başına kuvvetler ayrılığının ihlali sayılabilir.
Kuvvet ayrılığı yok, parti içi demokrasi yok, yargıya müdahale var, yasamada istediği yasayı istediğiniz şekliyle, istediğiniz zaman çıkar, Başkan tek güç olacaksa… İster şimdi, ister yarın başkanlık sistemin de yürütmenin icraatlarını kim denetleyecek? Denetim yoksa yozlaşma ve otoriterleşme kaçınılmaz degilmidir?
Bu nedenledir ki, biz başkanlık sisteminden önce, güçler ayrılığının Yasama ve Yargı ayakları Yürütmenin etkisinden kurtarılmalı, ülke ve toplum yararlarına çıkan yasalara, ülke ve toplum yararlarına hizmet eden yürütme icraatlarına da Yürütmenin dışın da kalan bir siyasal oluşumdan gelsek bile evet diyerek onay ve destek vermek demokrat bir vatandaş olarak sorumluluğumuzdur. Bizim böyle bir siyasal kültürümüz varmıdır? Yoktur, bırakın siyasal farkları hemşeri, tarikat mensubiyetlikleri, akraba ve meshep mensubiyetlerine göre bile karar alan bir toplumuz ki… Bu nedenle de tekraren, biz ilk öncelikle Anayasamızı güçler ayrılığını emir hüküm haline getirecek bir şekil de dizayn edelim, sonra başkanlık sistemini düşünelim… Ülkemiz yönetimine baktığımız da…
Şu anda Yürütme ne istiyor da yapamıyor, başkanlık sistemine geçersek, başkanlık sistemi ülkeyi uçacakmış…
Başkanlık sistemi isteyenlere öncelikle olmak kaydıyla, ilk yapılacak iş, parlamento üyelerinin seçimini o İL/İlçe teşkilatlarınıza bırakarak ön seçim sistemlerini hayata geçirin, siz ülke çıkarlarına ters bir şey yaptığınız da veya ülke çıkarlarının gereğini yapmadığınız da ilini mecliste temsil eden temsilci size tepki gösterebilsin, sizi eleştirebilsin, yanlış kararlarınız da karşı durabilecek kadar, onaylamadığı yasalar yapılırken karşı oy kullanabilecek kadar bağımsız yasama üyeleri olsun… Size (başkanlık sistemini hararetle isteyenler) bir şey söyleyeyim mi, valla bu sistemi ararsınız, çünkü başkanlık sisteminin en temel özelliği güçler ayrılığı, daha biz o demokratik kültürü açıkçası edinemedik… Biri bir şey söyleyecek herkes üstelikte bilip bilmeden onaylayacak… Bir vekile soruyorlar siz yasalar yapılırken nasıl evet veya hayır diyorsunuz, oda grup başkanına bakıyoruz o onaylıyorsa onaylıyoruz, onaylamıyorsa ki biliyoruz buna hayır denecek….
Böyle bir vekil yapısıyla başkanlık sistemine geçsek ne, parlamenter sistem de kalsak ne fark eder, nasıl olsa istenilen yasa yapılıyor, yargı denetimi güdük hale getirilmiş… Ben ne dersem o, ben ne yaparsam iyi yaparım eleştireni partiden atarım, karşı duranı, benim yerime aday olanı disipline sevk eder düşman ilan ederim… Demokrasinin neresinde bu yaşanılanlar, başkanlık olsa ne yazar, parlamenter sistem olsa ne yazar… Önce bütün kurum ve kurallarıyla demokrasi, sonra başkanlık sistemine geçmek dileğiyle selam ve sevgilerimle..
Hüseyin Benek --- Kasım 15 --- www.vatandasfikri.com
|