VATANDAŞIN KUYRUK HİKAYESİ
Yıl 1925 -1930 ülkede kuyruklar var, nedeni ne olabilir ki, yıl 1940-1945 memlekette yine kuyruklar var, nedeni nedir diye düşünmek lazım gelir.. Dünyada ülkede neler oluyordu bir bakmak lazım… Yıl 1974 ülkede yine kuyruklar devam ediyor, acaba bu kuyrukların nedeni Kıbrıs’a çıkartma yaptığımız için bize uygulanan ambargo mu?? Yoksa yanlış ekonomik ve siyasal kararlar mı, yani yönetim sorununa dayalı bir durum mu?
Yıl 2019 yine kuyruklar var, bu sefer kuyruklar daha uzun, biri işsizlerin iş müracaatlarında oluşturduğu kuyruk, diğeri Meydan Tanzim satışlarının önün de oluşturulan kuyruk… Sık sık miting alanlarında 1920-1945 arası görülen kuyruklara atıf yapan arkadaşlar bu kuyruklara ne diyor, bu iki kuyruk arasında fark nedir?? Bu sorunun cevabını bulmak için o günlere gitmek lazım gelir…
Yıl 1900 yılların başları: I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914'te başladı 4 yıl sonra 11 Kasım 1918'de sona eren bu savaş, Avrupa merkezli küresel bir savaştı, yaşananlar birçok ülkenin ekonomisini uzun yıllar etkilemiştir… Bu arada biz de bu savaşa girmişiz yenilenler arasında kalmışız, onun ekonomik yaptırımları, eski devletimizin borçları, savaş tazminatları… Kaybedilen topraklardan göçle gelenlerin neden olduğu aşırı nüfus artışları bizi ekonomik olarak çok zor durumda bırakmasına rağmen… Bizim için sorun bitmemiş Anadolu işgal edilmiş biz, büyük savaştan sonra, 1919-1922 arası kurtuluş savaşı da vermişiz… Şimdi o günkü kuyruklarla, bugünkü kuyrukları kıyaslamak insafsızlık değil de nedir? Devam edelim mi, yıl 1929 Dünya ekonomik buğran yaşamış, birçok ülke de insanlar açlıktan ölmüş, biz 12 yıl önce dünya savaşından, 7 yıl önce kurtuluş savaşından çıkmışız ve daha yoğun hissetmişiz bu ekonomik buğranı… Sonra gelmişiz 1945, ikinci Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en büyük ve en kanlı savaşı ve 1939-1945 yılları arasında yaşanmış 40-50 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Şimdi bu dönemde oluşmuş ekonomik krizlerin neden olduğu yokluk, hatta kıtlık gibi durumları bugünün siyaset meydanlarında anmak ve bunun üzerinden siyaset yapmak … Öncelikle tarihi çarpıtmak ve siyaset eliyle toplumsal tarihimizi kirletmektir… sonra o çalkantılı dönemde ülkeyi yönetenlere haksızlık yapmaktır… Daha yakın tarihe gelelim mi, ben de 9-10 yaşındaydım kısmen tanık oldum…
Yıl 1974, uzun yıllar terör saldırılarına maruz kalan Türkleri korumak için Kıbrıs barış hareketi yapılmış, bundan rahatsız olan ekonomik olarak güçlü devletler bize ambargo uygulamıştır... Ambargo zamanın da ekonomik sıkıntı olmaması anormaldir, yokluk, kıtlık, kuyruk istenmese de o günün şartların da normalidir… Artık gelelim mi günümüze,…
Günümüzde de bazı sorunlar var, Irak da kaos, Suriye de ki kaotik durumun bize ekonomik, sosyolojik yansımaları var, uzun yıllardır bir terör örgütüyle mücadelemiz var… 1930-1940’ın ekonomik teknolojik araç gereç gibi imkanları değerlendirildiğin de, bugün ne kadar şanslı olduğumuzu unutmayalım… Ulaşım iletişim imkanlarını düşünün, öküzle yapılan ekimi, orakla yapılan biçimleri düşünün… Şimdi traktörleri ve döver biçerleri düşünün, o zamanki ekonomik sorunların çevre ve dünyada yaşanan sıkıntılardan oluştuğunu söyleyebiliriz.. Şimdi yaşanılan sıkıntıların ise daha çok yanlış yönetim, yanlış ekonomik yatırım, yanlış ekonomik davranışlarla geldiğini söyleyebiliriz… Şimdi ise iki kuyruk göze batıyor…
Birisi işsizlerin oluşturduğu uzun mu uzun kuyruklar, birde aşırı fiyat artışlarına karşı oluşturulan tanzim satış çadırlarının önünde oluşan kuyruklar… Neden ne olursa olsun, ekonomik sorunların sonucu yaşanılanlar ister tarihin bir dönemin de, ister günümüzde çok siyasal malzeme yapılmasın, yapılırsa da gerçekler söylenerek toplumsal tarih bilinci, ekonomik bilinç oluşturmak için yapılsın.. Yoksa her işe siyasal bakar, sadece oy kaygılarıyla sorunları ya yok sayar, yada büyütür, abartırsak yok saymak nasıl sorunun çözümüne katkı sunmazsa, abartmanın da sorunu büyük göstermenin de çözüme katkısı olmaz.. Aslında gıda da yaşanılanların üretim eksikliğinden olduğunu, üretmek yerine ithalatla beslenmenin, Doların artmasıyla da fiyatların arttığını bilerek soruna yaklaşmak ve daha çok üreterek çözmek dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 13.2.19 – vatandasfikri.com
|