SURİYE DE TIKANAN YOLLAR
Ben oldum olası Suriye sorunun da buraya geleceğimizi öngörüyor, düşünüyor ve üzülüyordum… Orada ne için bulunuyoruz, üzerine uzmanlarımız tekrar, tekrar düşünmeli ve devletimiz, hükümetimizde bu düşüncelerden yararlanmalıdır… Bizim Suriye de ki amaçlarımız nedir?
İlk olarak Suriye Halkını zulümden kurtarmaya çalışıyorduk, sonra işler değişti, bize de yansıyacak diye terörle mücadele ediyoruz, Suriye toprak bütünlüğünün bozulmasına engel olmaya çalışıyoruz, oradan gelecek olan göçü engellemeye çalışıyoruz, burada ki Suriyeli Misafirlerimizin ülkelerine dönmelerini sağlamaya çalışıyoruz… Amaçlarımız bunlar… Aslında İran da, Rusya da, Türkiye de ve Suriye hükümeti de bunları istiyor, o zaman neden anlaşamıyoruz? Bunu son şehitlerden sonra daha da sık sık sormamız lazım, neden aynı şeyleri söylüyoruz da anlaşamıyoruz? Acaba herkesin gizli bir ajandası mı var da, hükümet yetkilileri biliyor da, biz vatandaşlar bilmiyoruz olabilir mi? Olabilir, bizim çocuklarımız ölüyorsa, olanları bizim de bilmemiz gerekmez mi? Biz bildiklerimizden ve izlediklerimizden hareketle devam edelim mi?
Orada terörü engelleyebildik mi, yok, göçü engelleyebildik mi yok, PKK/PYD’nin devletçik kurma planını engelleyebilirmiyiz evet, ama merkezi hükümetle ve Soci de işbirliği yaptığımız devletlerle… Suriye’nin Toprak bütünlüğünü koruyabilirmiyiz, bizim ülke olarak öyle bir görevimiz olmamalı, toprak bütünlüğünü istiyorsak, toprağın sahibine yardımcı olmamamız gerekmez mi? Orada vekaleten savaşan gruplar yolun sonuna yaklaştıklarını anlarlarsa tepkileri ne olur? ABD adına vekaleten savaşan grup PKK/PYD artık Ruslarla ve Suriye Hükümetiyle de görüşüyorlar ki, ABD burada çıkarı gereği çekiliyorum derde, Türkiye, Suriye arasında ABD’nin koruması olmaksızın kalırsak diye alternatif politika üretiyor duyumları alıyoruz… Ayrıca İblib deki silahlı muhalif gruplar daralınca nereye sığınacak? Şimdi bu tıkanmışlık nasıl açılır?
Yada biz, enerji bağımlısı olduğumuz iki ülkeye, Rusya’ya, İran’a onların destekledikleri Merkezi Hükümete rağmen ne kadar direnebiliriz? Grup toplantıların da coşku dolu konuşmalar kendi grubumuzun desteğini bizim yanımızda tutabilir, ya Suriye gerçekleri, grup konuşmalarıyla değişir mi? Degişmez, bu nedenle, duygularıyla düşünen danışmanlar yerine hükümet yetkililerimiz, aklıyla düşünenlere danışmalı bu konuyu… Bizi buraya duygusal halimizi aklın ürünü düşünceler sanmaklarımız getirdi, hala duyguyla devam edersek, korkarım sorun bizim için daha da büyüyecek… Diyelim ki büyüdü savaşırız, ne kazanacağımızı bilsek savaşalım, ama ne kazanacağımız belli değil, kaybedeceğimiz kesin… Neyi kaybedeceğiz?
Suriye, Rusya, İran, Türkiye işbirligi yaparak Dogu Akdeniz Enerji kaynaklarından yararlanabileceklerken, bu Suriye sorunu bizim Dogu Akdenizde yalnız kalmamıza da neden oluyor diye düşünüyorum… Diplomatlar, uluslararası ilişkiler uzmanları ne düşünür onları dinlemek lazım… İstemesek de savaş bazen zorunlu olabilir, ülkemize saldırı olursa, Dogu akdenizde olduğu gibi oldu, bittilerle haklarımız gasp ediliyorsa, vatandaşlarımızın refahını bu oranda etkileyecek bir enerji kaynağından hakkımızı almak için mücadele etmek yerine hala Suriye sorunuyla neden bu kadar yoğun uğraşıyoruz… Artık şunu düşünmeli degilmiyiz, Suriye çıkmazından, nasıl çıkarız, misafir sığınmacıları nasıl ülkelerine göndeririz diye düşünmemiz gerekmez mi? Gerekir diye düşünerek..
Her ne kadar eleştirirsek, eleştirelim, dış sorunlarda devletimizi öncelikle olmak üzere, hükümetimizin devlet aklıyla istişare ettiği konularda da, hükümetimizi de desteklemeliyiz, diyerek.. Yaşanılan sorunların aşılması, vatandaşlarımızın barış için de daha iyi yaşamasını istemek, bu isteklerimiz için mücadele etmek, dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 12.2.20 – vatandasfikri.com
|