ATALETİN ZİRVESİ (Parksız Park, Ilgaz Milli Parkı)
Ilgaz Sen Anadolu’nun En Yüce dağısın Demiş Şairimiz ve Ilgaz’ın yüksekliğine ve güzelliğine işaret etmiş… İyi de etmiş, gerçekten de güzel yer, sanki Anadolumuza Güneyde Toroslar, Kuzeyde Ilgaz sıra dağları yeşil bir set oluşturuyorlar…
Yazları bunalanlar Ilgaz da yaylalara çıkıyor ve Ilgaz’ın serinliğini yaşıyor, şehir hayatından bunalıp piknik yapmak ve burada Ilgaz’ın oksijeninden yararlanmak ve konaklamak, doğal hayata tanıklık etmek için, bir milli park oluşturulmuş… Bizim de yolumuzun üzeri sayılır, Ankara dan memleketimiz Kastamonu Tosya ya giderken kahvaltımızı milli parkta yapalım dedik ve yolumuzu oraya uğrattık… Birde ne görelim…
Adeta terk edilmiş bir tesis, kapıda bir bekçi var başka da bir şey yok, girişte 15 lira para alıyorlar, insaf edin de bu alana gelenler için bir oturacak bir şey koyun… Koskoca Milli Parklar ve Dogal Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü, Ilgaz Milli Parkı yaz, ama oturacak bir pank koyma, bir piknik alanı yapma… Oraya bizim gibi serinleyelim, Ilgaz havası alalım diye uğrayan bir tanıdığımla karşılaştım… Onlarda oturacak bir yer arıyordu bizde… Sonra kendi kendime güldüm, verdiğimiz 15 liraya mı yanalım, bunu geç dedim, vergiyle yüklenmiş bir paket sıgara parası, yoksa koskoca Ilgaz Milli Parkının kaderine terk edildiğine mi yanalım, atalete düşürüldüğüne mi yanalım? Kaderine terk edilse iyi…
Dogayı kaderine terk etmek doğal hayatı korumaktır, burada otel yapılmış kapalı, ben daha önce duyduğumda çok yüksek fiyatlar alınırmış, o paraya orada kimse kalmaz demiştim sanırım müşterisizlikten kapandı… Ayrıca kışın daha aktif olduğunu söylediler… Bu kadar güzel bir yer, 2013 metre yükseklikte, güzel bir doga var, sıcak yaz aylarında serinlik var, tesis var, işletme var, adı milli park olan yerde park yok… Her şer var, piknik alanı yok, düzen yok… Yok, yok derken bir şey var orada daha hiç kullanılmamış bir teleferik var, bunu yaparken doğaya karşı saldırı var, lüzumlu lüzumsuz adamlar takmış kepçeyi her yeri düzlemiş, kısmen Ilgaz Milli parkının doğasını bozmuş.. Yani doğayı bozma var, doğanın içindeki yaşama saygısızlık var, orada insana dair olumsuzluklar var… İnsanın doğal hayatta kalabileceği, doğaya uygun barınabileceği bir çadır kampı yok, otel dışın da bir yer yok, oda kapalı… Hey buralardan sorumlu yöneticiler…
Siz ne iş yaparsınız, makamınızdan çıkın kırkta yılda bir kez olsun gelin bakın burası ne alemde, kim için yapılmış, ne için yapılmış, yapılmış ama vatandaşın işine yarıyor mu? Yarın buraya girişi çıkışı, tesisleri özelleştirip iki katı fiyattan düzen sağlanır ve oradan yararlanmak isteyen vatandaş girişe 15 lira yerine 30 lira verir, dışardan bir şey getirmesi yasaklanır ve orası düzenlenir ama kar mantığıyla işleten bir işletmeci tarafından gelen herkes tabir caizse sömürülür… Bizde oradan uzak dururuz, hali vakti iyi olan toplumu ve kamuyu sömürenler, dahası parası çok olanlar yazın sıcağından bunaldığında yüksek ücretler ödeyerek buradan yararlanırlar… Ataletin zirvesi olan bu yerler vatandaşı sömürünün zirvesi olur…
Bence bu gibi yerleri kamu kurumu olan Milli Parklar Genel Müdürlüğü işletmeli kullanım ücretleri de makul olmalı… Olur mu Neden Olmasın? Olsun dileklerimizle, Selam ve Sevgilerimizle…
Hüseyin Benek -- 7.9.19 – vatandasfikri.com
|
|