İŞ YERLERİN DE MALİYET BASKISI
Yıllar yılı yaptığımız hatalardan dolayı dolar doldu, biraz da boşaldı, ama fiyatlar hala eskisi devam ediyor… Yönetimin ve Toplum olarak hatalarımız neydi, üretime ve tasarrufa dayanmayan, borçlanmaya dayanan kaynaklarla, tüketerek büyümeye dayalı ekonomik politikalar tercih edildi… Bu Borçlarla oluşmuş kaynaklar inşaata ve arabaya, kamu binalarına, gerekmeyen yerlere bile havaalanı ve duble yollara harcadığımız borç kaynaklarım… Ödenme dönemi geldi mi? EVET…
Yıllık 150-200 milyar dolar kaynak gerektiği söyleniyor, hatta daha fazla bir kaynağa ihtiyaç duyduğumuzu söyleyenler bile var… Her neyse, yani uluslar arası ekonomik rekabetin artmasının katkısı ne kadar bilmiyoruz.. Çevremizdeki istikrarsızlıkların bize ekonomik, sosyolojik, siyasal yansımasının katkısı nedir tam bilmiyoruz… Bildiğimiz şudur…
Birçok üründe ithalatçıyız, uzun yıllardır dış ticaret açığı veriyoruz, kendi üretimimiz ne sanayide yetiyor, ne tarımda, nede teknolojik ürün de… Bütün bu ithalatları dolarla yapıyoruz, üretmek içinde yan ürünleri, hammaddeleri yine dolarla ithal ediyoruz… Yılda 50 milyar dolar sadece enerjiye para ödüyoruz, enerjisiz üretim mümkün mü, değil…
Şimdi bütün bu ithalatın toplamda ekonomiye bir maliyet baskısı zaten vardı, biz bu ithalatları dövizle yaptığımız için TL’nin %60-70 değer kaybetmesi ülkemiz ekonomisin de aşağı yukarı tüm ürünlerde maliyetlerin de, buna bağlı olarak da fiyatların da artışına neden oluyor… Bu yetmez gibi, bir de kira maliyet baskısı var…
Benim tanığım bir genç bir halı mağazasında çalışıyor, gence soruyorum kira kaç para 20.000 lira, kaç kişi çalışıyorsunuz 4 kişi, en az personel maliyeti 10.000 lira, vergiler, elektrik giderleri de 10.000 lira diyelim, 15.000 lira da satılan halıların maliyeti kaç lira etti… 55.000 lira… Ben soruyorum ciro ne kadar 2.300, başka bir gün soruyorum ciro kaç lira 2000 lira, başka bir gün sorduğumda hafta sonu 1750 lira… genel olarak ciro ortalama 2000 lira ise, bu mağaza sadece 10 gün kiraya çalışıyorsa, 5 gün işçiler için çalışıyorsa 5 gün vergi ve sabit faturalar için çalışıyorsa, 7 gün aldığı ürünlerin maliyeti için çalışıyorsa, burada patrona sadece üç gün kalıyor e patron yakında burayı kapatır dediğim de tanığım arkadaş şaşırdı ve aradan üç ay geçmeden bu halı mağazası kapandı… Ne için kapandı herkes önüne şapkasını koyup düşünmeli düşünmeliyiz…
Maliyetleri fiyatlara yansıtanları hain ilan etmek de başka bir ekonomik sorun, Botaş neden %49 zam yaptı, Diyanet Neden Ümreye %50 üzeri zam yaptıysa ekmek üreten de onun için zam yapabilmeli… Yapamazsa, maliyetlerini karşılayamazsa, aynı yukardaki halı mağazası gibi kapanır gider, bu sefer de kapanmayı yasaklarsak, işte o zaman iktidarımız adaletten kopar…
İç ve dış nedenlerden dolayı maliyetler artarsa, konkordato ilanlarına dayalı olarak ilan eden borcunu ertelemiş, alacaklı acısından ise alacağın alınmaması demekse, alacağın alınmaması ise borçların ödenmemesi, üretimin düşmesi olarak yansırsa.. Yukardaki örnekte olduğu gibi binlerce iş yeri kapanırsa, geri kalan ara işleri sığınmacılar kapmışsa, işsizlik ve enflasyon artacak demektir… Her şeyin maliyeti de, fiyatları da neredeyse %30-40 artmışsa… Maaşlarımız, gelirlerimiz aynı kalmışsa, biz ürünlerin artışı kadar fakirleştik demektir… Hani biz zenginleyecektik, hani 10’uncu ekonomi olacaktık, hani refah seviyemiz artacaktı… Nerede hata yaptık, üzerine entelektüellerimiz, akademisyenlerimiz, siyasilerimiz, yazarlarımız çizerlerimiz düşünmeli ve biz de onların uyarı ve önerilerini dikkate almalıyız ki.. Refah seviyemizin artması, ekonomik sorunların aşılması dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 23.11.18 --- vatandasfikri.com
|