BAHCE EKONOMİSİ (Makro, Mikro Ekonomi)
(EKONOMİ BAHCESİNE NE EKMELİ?)
- Sanal Büyümelerden Reel büyümelere Geçiş -
Ekonomiden anlamıyoruz, neden acaba yetiştirdiğimiz ekonomistler çok teorik, sanalist, siyasalist, oluyor da, realist, gerçek ekonomiden kopuyorlar mı? Olabilir, biz bir gerçek bir ekonomi bahçesi yapacağız, öyle bir bahçe ki benzer bahçelerden daha düşük maliyetle, daha çok kaliteli ürün alacağız ki rekabet edebilelim… Yada bizim mahallede ki pazarı da kaybetmeyelim… Öyle mi yapıyoruz, tersi mi oluyor? Bunun için bahçemizi kurarken bir makro, yani küresel evrensel ne derseniz deyin ama bakabildiğimiz kadar geniş bakmamız gerekir… İki mikro, yani yerel, baka bildiğimiz kadar mikro, sadece ülkeye, bölgemize bahçeye bakalım ki… Bu iki bakışlar yaptığımız sentez, bahçemizin daha ekonomik, daha çok ama bir kadar da kaliteli ürün veren bir bahçe olmasına neden olacaktır… Önce ne bahçesini, nereye kuracağız, kuracağımız yer ve meyvelerin uyumu nasıl olacak? Narenciye bahçesi mi kuracaksın gidip bizim Kastamonu’ya kurmayacaksın, narenciye hangi bölgede yetişiyorsa o bölgeye kuracaksın… İle de Kastamonu’ya kurmak istiyorsan orada ne meyvesi olur yerel olarak ona bakacaksın ceviz mi, elmamı, asma bahçeleri mi olacak karar vereceksin… Bunun için önce mikro, sonra makro bakacaksın…
Ne yani bir bahçe kuracağız kurmasak, daha iyi mi diyorsun, yok kur, kur da, ama doğru yere doğru bahçeyi kur ve iyi sonuçlar al istiyorum da onun için bu kadar soru soruyorum, kusuruma bakma… Mikro, makro bak… Mikro minik alan, (Yerel, Ülkesel Bölgesel, Bahçesel Olan) makro büyük alana bak(kıtasal ve Küresel) demektir, bunu netleştirince, şimdi mikro bakıyoruz…
Bizim hangi meyveye ihtiyacımız var elma, armut, kayısı, nar, erik, portakal, mandalina, bunların ne kadarını bizim bahçede yetiştirebiliriz, ne kadarı başka bahçelerden, yetiştirenler alabiliriz… Bizim bölgemiz ülkemiz de hangileri yetişir? Hangileri iyi yetişir, bunun araştırmasını yaptık mı? İhtiyacımız belli, ne yetiştireceğimiz belli, nerede yetiştireceğiz onu da tespit ettik.. Geriye yeter sayıda ağaç dikmek kalıyor… Evet, ne çeşit, ne kadar ağaç dikelim? Şimdi bahçe ekonomisinden reel(gerçek) ekonomiye geçelim mi?
Bahçeye bir bölgeden bakarsak sadece armutları diger acıdan bakarsak sadece elmaları, öbür acıdan bakarsak sadece kayısıları görürüz… İncirler nerede bende çok severim, taa o köşede neden az, onu da başkaları yetiştiriyor, biz sadece kendimize yetecek kadar yetiştiriyoruz… Amacımız bölgemizde yetişenleri başkalarından almamak, yoksa kazandığımız üç beş kuruş da başkalarından aldığımız ürünlere gider… Haklısın Ahmet Emmi, ama biz son yıllarda budayı ithal ediyoruz samanı da, Nohut’u ithal ediyoruz, Mercimeğimde, Silahları ithal ediyoruz, Mermileri de, Uçağı ithal ediyoruz, Benzinini de… Oğlum işine karışmak gibi olmasın ama biz batmışız da ağlayanımız yok desene… Reel ekonomiye geçemdik mi? Evet geçmeye çalışıyoruz ve geçemedik bir türlü… Haydi geçelim…
Ekonomiye makro bakalım mı? Dünya ne üretiyor ve ne pazarlıyor, üretenler kim, bu üretilen ürünleri ithal eden tüketen kim? Dünyada belli başlı ürünler, silah, araba, uçak, petrol, doğalgaz, bilgisayar, cep telefonu, ilaç gibi başlıca ürünler var… Birde bunların hammaddesinde kullanılan yan, ürünler ve hammaddeler var… Böylece makroekonomi işliyor… Biz makroya ne katıyoruz, yani ne ihraç ediyoruz? Genelde tüm ürünlerde ithalatçı ülkeyiz, bu ne demek, genelde tüm ürünlerde ithalatçıyız demek, ihracatımız, ithalatımızdan az demektir… Hani her gün tv’ler de bizim siyasetçileri dinliyorum, ihracat rekorları kırıyorlar ya… Biz rekorla böyleyiz, ya kıramazsak? Allah korusun perişan oluruz… Abi perişanız, geçenlerde bağımsız bir ekonomist konuşuyordu kanım dondu… Ne diyor ki? Son 14 yılda dış ticaret açığımız 700 milyar doları geçti… Ne diyorsun, doğrumu bu? İnanmadım araştırdım, doğru be abi, sen de inanmıyorsan araştır istersen… Dur hele bu ekonomistin adını ver hele… İbrahim Kahveci, nerede yazıyor ki, bir gazetede köşe yazarı… Neyse yasının bağlantısını kaynak bölümü koyalım da yazıya herkes baksın… Ekonomik bahçe nasıl olur hala anlayamadık mı? Bizim anlamız önemli değil ki, ekonomi yönetiminin anlaması lazım… Son10-15 yıldır sürekli tüketim körükleniyor, sürekli üretici karşısında hem ithalatçı, hem tüketici korunuyor, o zaman da bizim bahçeler kuruyor… Kuru yerde ot bitmez ağabey… O zaman nasıl büyüyoruz da büyüme rekorları kırıyoruz ve bu yılda kıracağız? Valla abi reel (gerçek) değil sanırım sanal büyüyoruz, ben buna sanal diyorum tüketerek ve borçlanarak büyürsek sanal büyüme olur... Abi sanal para bitoinle mi yok, borç alıyoruz borcumuz büyürken, ekonomide rakamlarda büyüyor tabi ki… Ne diyelim abi durum çok mu kötü, Yok, yok ben bizim yöneticilerimize güveniyorum çözerler.. İnşallah abi, inşallah…
Makroya mikro, Mikroya makro gözlükleriyle bakarsak gerçek ekonomik verileri göremeyiz, nereye bakıyorsak ona göre gözlük ve ekonomi mantığı kullanmalıyız… Düşüncesiyle, dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 16.11.17 – vatandasfikri.com
Kaynak: Bağımsız Ekonomist – İbrahim Kahveci -- http://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/finansal-esaret-5435
|