İSTİKLAL MARŞI
İstiklal marşı nedir, ne için yazılır, bizim istiklal marşımız hangi şartlarda yazılmıştır, her istiklal marşı okunduğunda, her seneyi devriyesi olan, 12 Mart da istiklal marşımız üzerine düşünmeliyiz? Düşünüyormuyuz? İstiklal Bağımsızlık demektir, İstiklal Savaşı sırasında Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmıştır. “Bu eser hakkın da M.Kemal şunu söylemiştir "Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir."
12 Mart 1921 tarihinde TBMM tarafından İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir...
Vatan işgal altındayken, vatandaşın ve askerin moral gücünü arttırmak için yazılan bu marş belkide tam da bu nedenle...
 "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak" diyerek başlamaktadır... Vatan ve millet'in beka sorunu yaşadığı yıllar vatan ve vatandaşın beka sorununu aşmasına bu marş büyük moral vermiş, güç vermiştir...
Bu marşın yazarı, Mehmet Akif Ersoy durumun ciddiyetinin farkındadır, siyasal kaygılardan çok vatan ve vatandaş kaysısı taşıdığını şu sözlerinden anlayabiliriz "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın"  sözleri hangi şartlar da istiklal marşı yazılmıştır bize anlatmaktadır... İşte, İstiklal Marşı'nın kabulü ve o günlerde yaşananlara baktığımız durumun vahametini hepimiz anlayabiliyoruz... Bazılarının unutmuş gibi davranmasını görüyor üzülüyoruz, biz son kurtuluşu unutursak, tekrar kurtuluşa ihtiyaç duyacak  duruma düşeriz... Bunun için istiklal marşımızın on kıtasını ayda en az iki üç kere yüksek sesle okumalıyız... Bakın bu marşın üçüncü kıtası, bize ne diyor?

"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.//Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!//Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım; //Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım..." İşte bize bagımlılık zinciri vurmaya çalışanlara karşı nasıl durmamız gerekiyor mesajını veren bu kıta sık sık bu nedenle okunmalı...
1920 de vatan topraklarının büyük bir bölümü işgal altındadır, buna karşı Ankara hükümeti kurtuluş savaşı için sivil direnişler örgütlemeye ve düzenli bir ordu kurma çalışmaları içindedir. İstanbul Hükümeti "Mondros Ateşkes Anlaşması" hükümleri gereğince iç güvelik dışındaki tüm orduyu terhis etmiştir. İşgal yoksulluk, İstanbul hükümetinin bakısı gibi nedelerle yeni bir ordu kurma çalışmaları da büyük bir fedakarlık gerektirmektedir...
Bu şartlar atında istiklal marşı halkı işgal güçlerine karşı direnmeye, birlik olmaya, cesaret vermeye bir davettir... Bakın bu davette 4-5'ci kıtalarında ne diyor?
"Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;//Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.//Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,//''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?"
"Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; //Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.//Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...//Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."
Halk M.Kemal ve M.Akif gibi bu mücadeleye önderlik ve öncülük eden kişileri dinledi ve sonuc olarak işgalciler vatandan def edildi... T.C Devleti sınırları dünya devletleri tarafından Türk yurdu olarak kabul edildi... Bir kurtuluş savaşı davetnamesi olan istiklal marşının 6-7 kıtaslarıyla yazıyı bitirelim mi?
"Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!//Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.//Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı://Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı."
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?//Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!//Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,//Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda." Akif, milli mücadeleye kurtuluş savaşına, bundan daha önce ortodogudaki emperyalist oyunlara aktif olarak karşı gelmiş bir kişidir... Hepimizin maludur ki Canakkale zaferini çölde emperyalistlerin oyununa düşen isyancılara karşı Müslümanları uyandırmak için bulunurken yazmıştır... Ayrıca Milli mücadelenin ilk yılında Anadolu'nun bir çok ilini dolaşmış ve Kastamonuda Nasrullah Camisin de o ünlü vaazını vermiştir.... Hatta istiklal marşının ilk olarak Kastamonuda Acıksöz gazetesinde yayınlandığı söylenir...  
"24 Aralık 1920’ de Kastamonu’ dan Ankara’ ya gelen Mehmet Akif ve Eşref Edip, Mustafa Kemal tarafından davet edilirler. İstasyondaki çalışma yerinde bir saat kadar süren bir görüşmeden sonra Mustafa Kemal şöyle der:
“Kastamonu’ daki vatanpervane mesainizden çok memnun oldum. Sevr Muahedesi’ nin memleket için ne kadar feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşat kadar hiçbir gazete memlekete neşretmedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine Sebilürreşat’ ın büyük hizmeti oldu.İkinize de bilhassa teşekkür ederim."
Bizde T.C.V (Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları) olarak kendisine, onunla birlikte kurtuluş savaşı önderlerine, askerlerine saygılarımızı, şükranlarımızı, dualarımızı gönderiyoruz.. İstiklal marşımızın kabul yıldönümünde kendisine teşekkür ediyor... Biz T.C.V da marşın yazıldığı yakın tarihi iyi okumamız gereginin altını çiziyor ve milli bilincimizi yüksek tutmayı tavsiye ediyoruz... Selam ve Sevgilerimle...
Hüseyin Benek -- 12.3.19 -- vatandasfikri.com
kaynaklar: 1-http://www.siir.gen.tr/siir/m/mehmet_akif_ersoy/istiklal_marsi.htm
2- http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts