|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
MERKEZ SİYASET |
SİYASAL MERKEZ DE UZLAŞMA
Parti, lider kavgaları siyasal normalimiz olmuş, normalleşme dediğimizde, aslında demokratik siyasal rakiplerin demokratca mücadelesidiri bile anlayamaz olmuşuz… Türkiye’nin temel sorunlarını iktidar muhalefet görüşmeyecek, TBMM de tartışmayacak da kim tartışacak ki? Bu nedenle ister devletin kurumları, ister partiler ve liderleri ülkemizin toplumumuzun temel sorunları üzerine diyalogları, çözüm arayışları, tartışmaları uzlaşmaları olacak, olmalıdır da? Bu temel sorunlardan biri, ekonomik (işsizlik, pahalılık, ekonomik eşitsizlik, durgunluk), digeri göçmen, sıgınmacı sorunu, digeri tüketimimizi karşılayacak her alanda üretim planlamasının olması, yakın coğrafyamızdan bize yansıyan sorunlar ortak akıl gerektirecek sorunlar… Siyasette ki soruna baktığımızda ise sag ve sol merkez siyasetinin zayıflaması, görüşmemeyi normal sayma… Tartışmalara bakıyorum sorunlar yerine laf yarışı gibi, çözüm nedir yerine algı yaratma tartışmaları daha çok, sag ve sol merkez zayıflarsa ne olur?
Siyasette, toplum oy tercihlerinde genel olarak merkez sol/sag siyaseti tercih eder, merkez siyasiler söylemlerini merkezin dışına kaydırırsa, parti içindeki uçları ve ideolojik uçlardaki söylemleri tercih ederse, merkez sag ve sol seçmeni kararsızlığa karar verir… Şimdilerde anketlerde çok zaman kararsızlar birinci parti… Kararsız seçmenler de duygusal olarak oy tercihinde bulunurlar, bu durumda saglıklı siyasal seçimler olmayacaktır, çünkü duygusal tercihlerin alanı ile siyasal tercihlerin alanı farklıdır… Siyasetin merkezden uzaklaşma söylemi üzerine devam edecek olursak? Örnegin Anayasa yapılması üzerinden devam edecek olursak…
Şu soruya cevap arayalım neden uzlaşarak anayasa yapamıyoruz?
Hepimiz tek devlet, tek millet, tek bayrak diyoruz, hepimiz cumhuriyetçi ve demokratız, hatta toplumun ekseriyeti laikligin gerekliligine inanır, hatta Osmanlı bile bir yere kadar laik olduğunu bilinir… Osmanlı nasıl laiktir, Osmanlı hukuk sisteminde kişiler arasındaki davalar fıkıha göre iken, devlet siyaset alanında ki davalar kanunnamelere dayalıdır ve bu dini olmak zorunda degildir.. Dini olması istenirse dini otorite sayılan Şeyhülislam dan fetva alınır ve devam edilir… Bir çok fetvada hileyi şerriye içerdiğine tanık olunur…. Öte yandan tahrikatların da körüklemelerine dayalı olarak laikligin en çok tartışılan Anayasal ilkemiz olduğu için bunu açmamız gerekiyor.. Din yani İslam laikliğe kapıyı kapamaz, insanın inanma inanmama iradesine saygı duyar, inancın inanç dairesi içinde yorumlarını anlama, düşünme cabası sayar… Kafurun süresi ve başka ayetler örnek gösterilebilir… T.C Devleti Anayasaları da buna yakın bir laiklik yorumunu benimser, sadece uygulamada bazı aşırılıklar olmuş son zamanlarda hem hükümet, hem muhalefet bu aşırı yorumlardan uzak durmaya başlamıştır.. Bu konuda bir merkezileşme vardır… Bu aşırı yorum sadece kendi tabanını, hatta içlerinde ki en fanatikleri dikkate alan siyasal söylem uzlaşmanın önünü tıkıyor olabilir, bu nedenle uzak durulmalıdır… Yine parti için de çok dar bir grubun sert olması gerektiğiyle ilgili liderlere yapılan önerilere dayalı olarak liderlerin durup dururken sert söylemleri de uzlaşmanın önünü kapatıyor, bu nedene dayalı olarak toplum merkez siyasetten uzaklaşılıyor olunabilir..
Uzlaşmak istegi ile masaya oturmak veya uzlaşmacı görünerek müzakereleri baltalamak arasındaki farkı artık toplum olarak anlamamız lazımdır… Siyasilerin bizim hoşumuza giden şeyleri söyleyerek bizi ikna etmelerine dayalı siyasal söylemlere, yarattıkları algılara itibar etmememiz gerekir… Siyasilerimizi özelliklede taraf olduğumuz siyasal grupları toplumsal yarar için uzlaşmaya biz vatandaşlar zorlamalıyız… Çok geregi yokken başlatılan anayasa degişikliklerine biraz daha deginerek siyasetimiz üzerine düşünmeye devam edelim mi?
Uzlaşmak mı istiyoruz, temel konularda uzlaşmak zorunda olduğumuzu bilerek davranmalıyız, yok sen bunu dedin, ben bunu dedim, sen bunu istedin, bende bunu isterim diyerek toplumsal konulara ergen tavrı ile yaklaşamayız, toplumun genelinin kabul edebilecegi uzlaşmaları siyasetimiz yaratmak zorunda… Örnegin Cumhuriyet devleti ve temel ilkleri, Bayrak, Başkent, hukuk devleti, sosyal devlet, laiklik gibi, güçler ayrılığı gibi kavramlar üzerine anlaşılamaması anlaşmamak üzere siyasal anlayış geliştirmekle mümkündür…
Kuvvetler ayrılığının geregi, yargı bağımsızlığının güçlendirildiği bir Anayasa, yasama üzerinde liderlerin ve parti merkezlerinin etkisinin azaltılması, yürütmenin denetimi için denetleyici kurumların güçlendirilmesi böylece denetim ve denge konularında bir uzlaşı olması gerekmez mi? Uzlaşmamız gerekiyor ve bunun için herkes bir adım daha merkeze doğru, uzlaşmaya doğru ilerlemesi gerekiyor… Örnegin artık CHP ile Ülkücüler çok iyi uzlaşıyor ve anlaşıyor, bakın olabiliyormuş… Son olarak anlaşmama, uzlaşmama gerekceleri şu olabilir mi?
Türkiye uzun süredir kronikleşmiş sorunlarını çözemiyor, siyasal sorunumuz muhalefet ile toplum arasına sosyolojik duvarlar örülmüş .. Bu nedenle sürekli sag iktidarlar dini ve milli duyguları kullanarak iktidarda kalmışlar, sol ve sosyal demokratlarda dini mili duyguları istismar etmeyelim diye mesafeli gibi durmuşlar.. Sonuç ülkenin son 50 yılında sag liberaller, son 24-25 yılında ise sag muhafazakarlar ülkeyi yönetmişler ve olandan veya olmayandan sorumlu bu iktidarlardır. Bu kadar muhalefette kalan grup farkında olmadan sert muhalefet ediyor da olabilir, bunu yüzlerce defa denemesine rağmen iktidara gelinemiyorsa, başka bri muhalefet tarzı denenmelidir... Yoksa bu kadar varlık kaybına, bu kadar borca rağmen, bu kadar alım gücünün düşmesine rağmen duygusal gerekcelerle mevcudu desteklemenin bir anlamı kalmaması ve degişim zamanı gelmiş olması gerek… O zaman CHP ana muhalefet partisi olduğu için hükümet alternatifidir ve bunun için sosyolojik duvarları aşarak halka dokunması gerekir.. Böylece hem AK Parti Hem CHP merkez de kalarak siyaset yapması siyasal uzlaşıları kolaylaştıracak, iktidar değişimini demokratik seçimlerle daha sancısız, rovanşist olmayan bir şekilde yapılmasına neden olacaklardır. Olunması ricası dilegiyle.. Selam ve Sevgilerimle
Hüseyin Benek 15.10.2024 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
2* https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/merkez-sorunu-1601419
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|