ALGI ve AKIL MUHAFAZASI
(Algı hapishanesinden Kurtulmak)
Algı muhafazası ne demektir derseniz akıl muhafazasıdır derim, akıl muhafazası nedir derseniz beni, bizi muhafaza etmek demektir, yani çok çok önemlidir… Farkındamıyız derseniz yok, algı körleşmesi yaşıyoruz, bunu ders kitaplarından alınca, popüler satış listelerinin başlarında ki kitaplarla ve bize ulaşan her haberle yapıyorlar… Kim yapıyor, biz yapıyoruz n demek yani biz kendi algımızı kendimiz kontrol etmiyor başkalarının kontrolüne veriyoruz öyle mi? Tam da öyle daha hafifleştirerek yazarım ben felaket delallığını sevemediğimden…
Şimdi okula gidiyoruz ders kitapları bize liberal tavırlar, kar, hırs, herşeye rağmen başarı öneriyor, kar için değerleri erezyona uğratmada sakınca görme diyor, kar önemlidir diyor, fayda, yarar, hizmet, insan, çevre önemsiz mi demezsek, bu tuzağa düşeriz.. Düşünüyorumuyuz?
Algı ve Akıl Özgülüğü Bütün Özgülüklerin Anası ve Babasıdır. Fikri Adil
Sonra moda, magazin, marka bizim için iyi olanları belirliyor, ihtiyacımızı belirliyor, ihtiyacımız yoksa da ihtiyaç üretiyor, hissettiryor 50 liralık ayakkabıya sırf üzerinde bilmem ne baskısı var, markası o diye 300 lira veriyorsak bu algı tuzağına düşmüşsün demektir… Düşmeyen var mı? Ben bile zaman zaman düşüyorum, algımı muhafaza etmeye çalışanlardanım diye bilmeme rağmen…
Sonra dini bilgiler geliyor, dini yaşamı kadın örtünmesine ve alkolün günahlısına indirmiş ibadette ayak baş parmağının nerede nasıl duracağı meselesi konusundan vaazları dinliyor ve kendimizi bu alanda ciddi tornalardan geçiriyoruz.. Oysa İmanlı kişinin hayata yansıması ibadet kadar ahlak ve adaletle de olur… Bu alanda da alığımızı aklımızı birileri birkaç tali konuda kontrol ediyor değil mi? Üzerinde düşünün son 30 yıldır kadın başörtüsü ve oruç nasıl bozulur, namaz da ne yapmama azı bunlar ilkokul bilgileri biraz büyüyelim ahlak ve adalet konularına bu alanda gecelim algımızı kendimiz kontrol ederek aklımızı muhafaza edelim… Bu alan da kaynağımız Kuran olsun sorunlarımızda Kuran’a başvuralım…
Hele, hele bir siyaset alanı var ki, Allah muhafaza bütün iletişim teknikleri kullanılıyor, duymamızı istedikleri şeyi günde 20 defa duyuruyorlar, duymamızı istemedikleri şeyi ise ayda bir defa duyamıyoruz… O zaman onların bize sundukları düşüncelerin doğruluğuna inanıyoruz… İşte tam bu noktada algı kontrolü ve akıl kontrolü devreye giriyor… Yani siyasetçiler bizim algımız aracılığıyla, aklımızı kontrol ediyor, buna biz izin veriyoruz… Nasıl yani hep aynı kanalı izliyor, başka haber kaynaklarını yanlı, yöreli diye karalayarak izlemiyorsak algı hapishanesine düşmüşüz demektir… Farklı ses olan haber kaynakları bir bir kapanıyorsa bu hapishanenin duvarları yükseliyor demektir… Bu hapishaneden kurtuluşun yolu haber kaynaklarımızı çeşitlendirmekten geçer, bir haber bize ulaştımı bunu kuşkuyla karşılayarak araştırmamız gerekir ki bu hapishaden kurtulabilelim… Yoksa bizim korkularımızı kaygılarımızı kullanarak kendilerine mahkûm eden siyasetçileri tek kurtuluş olarak görürüz, toplum ve kişi olarak başka bir alternatif siyaset yaratamayız… Kısaca seçim yapıyor sanır, algı körleşmesiyle hep aynı seçimi yaparız… Ben görüyorum siyasal tarafları kendi tabanlarını tutmak için öyle bir haber teknikleri kullanıyor ki… İnanmamak mümkün değil, korkular pompalanıyor, din elden gidiyor, din 1437 yıldır ayakta, demokratik sistem, laiklik elden gidiyor, 100 yıla yakındır sistem ayak da, algını muhafaza etmek istiyorsan bu laflara bakma… Dinin sahibi Allah, Sistemin sahibi millettir, sen sahip çıkarsan bunlar yaşayacak, yaşatılacaktır… Siyaset de somut öneriler bakmalıyız, biri atalarımız dünyayı fethetti diyorsa ne zamandı diye sormalıyız, 1453 de İstanbul’u fethettik doğruda, anlayamadığım şey şu, bu nedenle size oy vermem veya vermememle alası nedir demeliyiz ki algı ve akıl kontrolümüzü siyasal piyasaya bırakmamalıyız… Biz bu tür algı ve akıl kontrollerine acık oldukça bu siyasetçi arkadaşlar bizi bu alandan kontrol edeceklerdir… Bunlar bizimkilerin, bize yaptığı algı ve akıl kontrolü birde uluslararası boyutu var, buna da kısaca değinerek yazıya son verelim…
Biz Sorumluyuz algı ve aklımızın kontrolünden bu sorumluluğumuzu unutursak, bunu başkaları kontrol ediyor diye sızlanma hakkını kaybederiz… En büyük algı operasyonunda Irak savaşında yapıldı, sonra Arap baharı denen karışıklıklarda yapıldı, bizde izledik bizim tarafsız kalmamız yeterliydi onu da yaptılar… İter bizimkilerin bize, ister Uluslararası operasyonlarda akıl ve algı kontrolü olsun, dikkat edelim algımızı ve aklımızı başkasının kontrolüne vermeyelim… Algı hapishanelerinin duvarlarını aşalım algı ve akıl özgürlüğüne kavuşalım… Algı ve akıl özgürlüğü diğer bütün özgürlüklerin anasıdır bunu bilerek hareket edelim der… Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 15.11.16 – vatandasfikri.com
|