|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
OĞLUMA MEKTUPLAR 1 |
OĞLUM
Bu mektup da istersen sağlıktan bahsedelim, inşallah sağlık sorunun yoktur. Sağlık sorunları sorunların içinde en büyüklerindendir. Seninle birçok defa sağlıksızlıkların kaynağı konusunda sohbetlerimiz oldu, bazılarını gençliğin uçarılığı, bazılarını öğüdün sevimsizliği yüzünden kaçırdığını düşünüyorum. Bunu şuna benzetelim, bize okuyarak olsun, iletişim kanallarıyla olsun binlerce bilgi ve tecrübe geliyor. Bunlardan bazılarını önemsiyor, benimsiyoruz. Ama sana anlattıklarım seni tanıyan, seven, hiçbir ticari ve siyasi yönlendirme derdi olmayan babandan geldiği için önemsersen sevinirim. Anaların, babaların tek derdi vardır, çocuklarım sağlıklı ve mutlu büyüsün, işlerinde eğitimlerinde mesleklerinde başarılı olsunlar, adeta onun için çalışırlar. Bu da karşılıksız ancak analık ve babalık sevgisiyle olabilecek kadar büyük bir fedakarlıktır. Bizim size karşı sevgimiz karşılıksız olduğu kadar sonsuzdur da. Hele sizin sağlık problemlerinize karşı duyarlılığımızı sorma gitsin. Kendimizin sağlık sorunlarını o kadar önemsemeyiz. Bir anımı anlatayım da gülelim. Biz köydeyiz, üç-dört yaşındasın, sen biraz rahatsızlandın annenle birlikte bir telaş hemen doktora gittik biraz üşütmüşsün buna bağlı rahatsızlıkmış. Ertesi gün anam olgum koşun bu çocuğu doktora yetiştirin nefes alıyor diye bizimle dalga geçiyor. Anamın anlayışına göre kolay kolay doktora gidilmez. Onların yaşadığı dönemde hem ulaşım sorunu hem de doktor sayısındaki azlık nedeniyle ancak çok zorunlu hallerde giderlermiş. İmkânlarına göre anlayışları gelişmiş.
Sağlığın önemini ancak kaybedince anlamayalım, tedaviye ihtiyaç duymamak için önlemler alalım, bu kötü alışkanlıklardan uzak durmadan alınca, dengeli beslenme ve korunmaya dayandıralım ki sağlımızı kaybetmeden kıymetini bilelim.
Bu önlemlerin içinde hazır gıdalardan alınca, gazlı içeceklerde dahil alkollü içkiler, sığara uyuşturucu ve uyarıcılar. Kısacası doğal yapısından uzaklaşmış birçok gıda sağlığımızın bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle bu ürünler hoşumuzda gitse uzak durmaya çalışmalım. Alışkanlıklara gelince bu alandan özellikle uzak duralım. Neyin alışkanlık yaptığını insanlık iyi biliyor ve bütün fertlerini uyarıyor, dikkat edelim. İkinci korunma yöntemi ise Spor, bedensel aktifite ise bedensel gücün kaynağıdır. Spor dediğimizde sadece salonlarda yapılanları da kastetmiyorum. Eline geçen her fırsatta bunu yapabilirsin. Tutunacak bir yer buldun mu kolunu kuvvetlendirmek için oraya yavaş yavaş baskı uygula göreceksin sağlıklı ve güçlü olacaksın. Oturduğun sandalyenin kenarlarıyla bile spor yapabilirsin, iki yanından tut ve içe doğru zorla bak nasıl bir spor aleti. Beslenme ve spor sağlığın ön koşulu gibi dersek yalan olmaz derim…
Bu önerileri şöyle değerlendir. Ama öte yandan ben, senden 25 yaş daha fazla yaşamış, hayatın kurduğu tuzakların bazılarına düşmüş bazılarından kendimi kurtarabilmiş, birinin tecrübe paylaşımı diye. Bana da anam, babam tecrübelerini anlatmaya çalıştılar. Bu anlatışların, bana da bazıları sevimsiz, lüzumsuz geldi, bazılarına hak verdiğimde oldu. Şimdi birçoğunun haklı olduğunu düşünüyorum. O yeni yetmelik ve gençliğin verdiği uçarılık geçtiğinde, kendi düzenini kurduğunda bize verilmek istenen iç disiplinin ne kadar gerektiğini anladım. Bize çok şeyi yaptıranda, yaptırmayanda disiplinli ve iradeli davranışlarımızdır. Sağlıkta da öyle yapmamız gereken ve yapmamamız gerekenleri ancak iradeyle, disiplinle sağlayabiliriz. Hep hava soğuk kendini koru, hava sıcak başına güneş geçer, bunlar sağlığa zararlı şunlar yararlı gibi onlarca uyarı. Ama beslenme dahil korunmada içinde olması bilinci oluşması için bu uyarılar gerekiyor.
Sağlık da ruh ve beden sağlığı diye ikiye ayırmamız gerekiyor. Beden sağlığı bizim organ sağlığımızla ilgilidir. Bunu koruyabilmek için hayatımızın düzenli olması gerekir. Düzenli derken, beslenme düzeni, hareket düzeni, biyolojik düzen ... falan. Beslenme düzeni dediğimizde ben doğal ve sağlıklı olmak şartıyla gıda çeşitliliğinin önemli olduğunu düşünüyorum. Burada bulunmayan pahalı gıdalar daha çok besler yanılgısına değinmeden geçemeyeceğim. Ülkemizde gıda çeşitliliği konusunda çok şanslıyız. Pazara, markete gittiğimizde Allaha şükür ki çok çeşitli ürünlerle karşılaşıyoruz. Aldığımız gıda çeşidini artırmalıyız. Pahalılıktan bahsetmeyin sığara gibi lüzumsuz bir isteğe 5 tl veriyoruz. Bu paraya en azından 1- kilo ıspanak, 1- kilo pırasa, 1-kilo patlıcan alabiliriz.(mevsiminde olmak şartıyla) Sonraki günlerde de almadığımız sebze veya meyveleri alarak beslenmemizi çeşitlendirebiliriz. Çeşitlendirmek içinde yemek yapma yeteneğimiz olmalıdır. Erkek yemek yapmaz diye konuşanlara gelince insan yemek yapan çanlıdır diye cevap verelim ve yemek yapmaya devam edelim, yeteneğimiz yoksa da edinelim. Sağlığın temelinin ilk ayağı sağlıklı beslenmeyle atılmış olur.
Ruh sağlığımıza gelince, en önemli dayanak zamanı iyi kullanmaktır. Zamanı iyi kullanamadığımız da sorun sayımızı artırmış oluruz. Sorunları artanlar.
Sorunlar nasıl ortaya çıkar, nasıl çözülür ruhsal sorunların temelinde bunun yattığını düşünüyorum. Başka bakış acıları uyku düzeninin beslenme düzeninin, ekonomik düzeninin bunların hepsinin etkili olduğunu söylerler. Bende öyle düşünürüm. Daha biyolojik etkilerde cabası, a hormonu eksik, b hormonu fazla neredeyse normal kalmak zorlaşmaktadır bunlara bakınca. Ben normal olduğumu düşünüyorum, çevremde de İnsanları normal görüyorum. Demek ki normal kalınabiliyormuş. Şimdi diğer verileri bırakalım, sadece zaman ve ekonomi üzerinde duralım.
Zaman öncelikle sonlu olan bir durumdur, sınava gireceğiz, sınav tarihi belli ve ona göre zamanı kullanmamız gerekir. Kullanmadığımız zaman istediğimiz üniversiteye giremeyiz, giremediğimiz üniversite demek istediğimiz mesleği kaybederiz demektir. O zaman istemediğimiz işlerde çalışmak zorunda kalırız demektir. Dünyanın sonumudur, hayır akıllı kişi ikici işi, durumu yaratan ve kabul edebilen kişidir. Hem birinci durumu yaratmaz, ikinci durumu yaratamaz ve kabul edemez isen o zaman yaşam seviyen düşecek ve devamında daha zor şartları kabullenmek zorunda kalacaksın. Daha zor şartlarda mutlu olunamaz mı, mutlu olmak isteyen yaşamsal ihtiyaçların karşılandıktan sonra insan isterse her ortamda mutlu olmayı başarabilir.
Zamanı biyolojik olarak da kullanmak diğer gün içinde verimli kullanmak kadar önemlidir diye düşünüyorum. Biyolojik zaman gece gündüz izlenerek, güneşten verimli yararlanmanın yanında, iklim ve ısı değişikliklerinin de vücudumuzca algılanmasını izleyerek bu durumları vücudumuzun yararına kullanarak zihinsel ve fiziksel performansımızı artırabiliriz. Bu konu üzerinde düşünmeye ve araştırma yapmaya kendimizi izleyerek devam edelim. Böylece zamanı iyi değerlendirmiş ve bunun sonucu ulaşmak istediğimiz hedeflere ulaşmış oluruz. Boş zamanlara gelince bunları, okuyarak, hayır işlerinde yardımlaşarak, siyasetle uğraşarak, spor yaparak, film izleyerek geçirebilirsin böylece hayatın her alanında mutlu olursun.
Gelelim parayı iyi kullanmaya, önce isteklerini ve ihtiyaçlarını iyi tespit etmelisin, bir içecek reklamını izlersiz dünyanın en önemli ihtiyacı bu içecek sanısına kapılırsın, öbür yandan sığara alışkanlığı gibi bir alışkanlık edinirsin bunsuz zor yaşarım dersin, alkolde bu bilinç karışıklığıyla önem listemizin üst sıralarına çıkmış, farkında değiliz. Bunları yaşayanlar var, çocuğunun süt parasını ihmal eden ama sığara ve alkolünü ihmal etmeyen babalar görmüşsünüzdür. Görmediyseniz ailemizde biz şanslıyız demektir.
Başka bir yanılgıda marka takıntısı siz ne kadar önemsersiniz bilmiyorum ama izlenimim markadan çok kullanım rahatlığı ve ülkemizde üretilmiş olmasını önemsediğiniz.
Bütün bunları neden anlatıyorum çünkü harcamalarınızı kontrol altına alamadığınızda geliriniz veya harçlığınız yetmeyecektir. Bu nedenle ihtiyacını belirleyip ve ihtiyaçlara öncelik, istekleri belirleyip onları ikinci plana atmalıyız ki tasarruf yapabilecek kadar para ayırabilelim. Yeri gelmişken dünya tasarruf oranı ortalama %23-25 iken bizde bunun yarısı %12-13 ki üzücü bir durumdur.
Para fiziksel ve zihinsel güçle birlikte insana maddi güç verir ki çok zaman hayatını kolaylaştırır. Ama parayı çok önemseyip de para kazanmak için de kirlenmeni de istemem. Kirlenmeden para nasıl kazanılır bellidir. Yasalar müteşebbislerin önünü acar, hatta iyi bir fikirle gittiğinde sana para ve yatırım imkânları da çıkar. Ama En önemlisi kendin tasarruf ederek sermaye yapmandır. Nereden geldiği ve babadan gelen sermayenin rakamı büyük olur ama kıymet vermezsin ve kolay kaybedersin. Nereden biliyorum onlarca örnek var. Sen ne yaparsın onu bilemem senin dikkatin, bilgin ve elinde bulunanlara vereceğin değer ve sahiplenme bu durumu belirleyecektir.
Sağlıktan geldik buralara kadar, hayat bir bütündür. Sağlıkta öyle organ sağlığı ile ruh sağlığı da dengeye bakar. Bir alanda sorun baş gösterdi mi her alanda hissedilir. Para sorunuyla zaman sorunu ruhsal sıkıntılara, beslenme ve kötü alışkanlıklarda organ sağlık sorunlarına götürür bizi bunu diğer inanlar deneyimlemiş, yaşamış biz yaşamadan önlemlerimizi alalım bize verilen bu ömrü sağlıklı ve mutlu yaşayalım derim. Bir düşünüre sormuşlar başarı nedir, mutlu olmaktır demiş, mutlu olmanı dilerim. Alein diye bir düşünüre sormuşlar sağlık mutluluğumuza katkısı nedir diye, oda %90 dır demiş ama devam ederek geriye kalan %10 da mutlu yaşamak için yetmez yinede sağlıklı olmak gerekir. Sağlıklı yaşamanın ayakları, dengeli beslenme, dengeli spor, dengeli ekonomi, iyi alışkanlıkların edinilmesi ve dengeli zaman kullanımıdır. Sana güveniyorum dengeli yaşaman konusunda denge mutluluğa da hizmet eden bir durumdur.
Bunları değerlendirmen senin yararına olacaktır, ben senin akıllı olduğunu, şartlarını en iyi değerlendirerek kararlar alacağını varsayıyor mutluluklar diliyorum.
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|