NEDEN SEÇİM?? NASIL SEÇİM??
Hayatımız neredeyse seçimlerden ibarettir, doğduk seçimler başlar, mamayı mı, anne sütünü mü tercih edeceğiz, tabiki anne sütünü, ama mama üreticileri bizi beslemek yerine hangi mama tadını bebeklerin tercih ettiğine göre mamaları tatlandırıyorlar… Biz daha iyi beslenmeyi seçmek yerine, hoşumuza gideni seçiyoruz… Bakın beslenme gibi önemli bir seçimde bile bilerek veya bilmeyerek hatalar yapıyoruz… Beslenmek önemli de, ülkeyi yönetecekleri seçmek önemsiz mi? Bir o kadar daha önemli, işte bu nedenle, ön yargılarla, taraftarlık psikolojisiyle yaptığımız seçimler, ne kadar sağlıklı olabilir, üzerine düşünmeliyiz….
Aşırı kutuplaşmış siyaset ve onun taraftarları seçim yapabilir mi? Diyelim ki fanatik bir parti taraftarısınız, bu partiden başka seçim yapma ihtimaliniz yok de yok demektir… Hatta başka partililere ve liderlerine ağza alınmayacak küfürler ediyorsanız… Siz alternatifleri düşünemediğiniz için, seçme işini ön yargılarınıza kurban ettiniz, dolayısıyla demokratik seçimleri daha baştan sakat ettiniz demektir… Ön yargılarınız bilinçli bir düşünceye dayanıyorsa belki haklısınız, ama doğduğunuz aileden, bulunduğunuz çevreden dolayı parti, siyasi tercihler de bulunmuşsanız, partilerin açıkladıkları programları ve siyasi geleneklerini bilmiyorsanız yanlış seçim yaparsınız, yaparız demektir… Nasıl yani??
Bir partinin siyasal tercihini, bu siyasal tercihin ekonomik modellerini, dış politikasını, toplumsal sorunlara yaklaşımlarını bilmiyorsak ve bilmeyerek parti seçiyorsak, seçmişsek, bu seçtiğimiz yöneticiler ülkeyi yönetecekse, ya yanlış kararlarla yönetirlerse!!! Nasıl bir vebal altında kalırız düşünebiliyormuyuz??? Kötü yönetilen bir ülkenin vatandaşı olmak istermiyiz, şahsen ben istemem, bu nedenle gömlek, yemek, eğitim için okul, iş, meslek seçiminden daha çok önemserim siyasal tercihte bulunmayı… Bu nedenle oy vereceğim parti hangi ekonomik grubu destekliyor, hangi ekonomik üretimi önceliyor, dış politikada agresif (saldırgan) politikamı izleyecek, izliyor… Hangi vergi politikasını uygulayacak, hangi alanlar daha çok teşvik edilecek gibi onlarca oy vermeme neden olacak bilgiyi almak yerine…
Rakipleri kötüleyerek, düşman ilan ederek, taraftarların milli, dini, ırki duygularını okşayan eylem ve söylemlerle vatandaşın istediği, değil istenilen seçimleri yapmasını sağlayan politikacılar, aynı zamanda yanlış kararlarına tepki gösterilmesini de istemezler… Diyelim ki bir komşu ülkenin iç işlerine karışıldı, ülkede kaotik bir ortam oluştu, bu nedenle ülkemize milyonlarca göçmen geldi, bu göçmenlerin birçoğu çocuklarımızın gireceği işlere girdiler, yiyeceği lokmaları yediler… Buna neden olan siyaseten yöneten lidere veya kadrosuna ne tepki gösterdik? Sadece alkışlıyoruz!!!
Akılcı tercihler yerine, duygusal tercihler yaptıkça, bu tercihlerimizi kendimizce aklileştirerek, kendimizde doğru seçimler yapıyoruz, sanısı, duygusu yarattıkça seçimlerimiz sakat seçimler olacağını düşünüyorum… Oy verme nedenlerimizi sorguladığımızda da göreceğiz, bunların bir çoğunun siyasal değil kültürel olduğunu… Kültür tercih edilemez, değiştirilemez, uzun süreç içinde sadece değişim, dönüşüm aracılığıyla yeniden reform, ihya edilebilir… Biz bu kültürel algımızı siyasileştirirsek, siyasetimizi kültürleştiririz ve seçimlerimiz aynı kültürümüz gibi zorunlu seçimlerimiz olur… Kısacası biz çantada keklik türünden seçmen oluruz, devlet, ülke iyi idare ediliyormuş, edilmiyormuş umursamaz, sadece bizim grubun kazanmasını umursar hale gelebiliriz… Öyle mi oldu ne? Bunu besleyen bir de medya ve sosyal ortam varsa, nerdeyse seçim yapmadan seçimler geçiririz… O kadar sabitizdir ki, bizi ancak çok büyük tranvalar uyandırabilir, bunlar nedir derseniz Allah korusun ne biz uyanalım, nede böylesi ekonomik ve sosyal krizler yaşayalım, ben şahsen böyle seçimsizliğe bile razıyım… Aslında karamsar olmaya da gerek yok…
Herkes bu kadar fanatik, ön yargılı seçimler yapmaz, bazılarımız, bu sanırım oy kullananların %10-15’ini oluşturur… Gerçekten seçim yaparlar… Seçmenlerin hepsi güçlü lider peşinde değil, sorgusuz sualsiz tarafgir degil akıl, irade peşinde koşanları da vardır… İradesini ve aklını kendinden başka kimseye emanet etmeyen bu seçmenler gerçek seçicilerdir… Bunlara çok şey borçluyuz, siyasal krizlerden bunlar sayesine çıkarız... Nedene, Uygulamalara, Sonuca bakmadan dini düşüncelere dayalı siyasi düşünce tercih edinmişsek, Irki nedenlerden dolayı seçimler yapıyorsak, bir bölgeyi ülkemizin tümüne tercih ederek seçimler yapıyorsak… Biz gerçek anlamda seçici vatandaş olamamışız demektir… Yani vatandaşlık bilinci zayıf kişiler, yanlış tercih yaparlar, neden mi? Vatandaşlık siyasal bir kavramdır, vatandaşlık siyasi bir kimliktir, bir devlete hukuki olarak bir bağı ifade eden bu kimlik diğer kimliklerden öncelenerek seçim yapılmalıdır… Kısacası, vatandaş devletin bir kurumuyla değil tümüyle, ülkenin bir bölgesi ve iliyle ilgili değil tümüyle ilgili bir kavram ve kişiliktir… Bana kızıyorsunuz biliyorum, uzun yazılar yazıyorsun diye, konuyu detaylandırmak için yazı uzuyor… Son olarak Siyasetin dili…
Her lider ağzını açtığında karşı tarafa bir kükrüyor, önce kendini göge çıkarıyor, karşıyı yere batırıyor… Sonra kısaca neler yapacağından da bahsediyor… Bu topluma zehir saçan dil, toplumsal fitneye neden olabilir, bu nedenle bu tür eylem ve söylemden acilen vazgeçilmelidir… Toplumu vatandaşlık bagı çerçevesinde birleştirmek yerine, meshep, bölge, ırk, çok dindar, az dindar gibi söylemlerle kutuplaştıran siyasi dil, toplumsal sorunlara neden olabilir… Zaman zaman oluyor da, oysaki bu ırka, meshebe, bölgeye dayalı bölücü dil, aynı zamanda adaletsizliğin, haksızlığında kaynağını oluşturmaktadır… Neden mi? Ben kendi ırkımın, kendi meshebimin, kendi bölgemin ayrıcalıklı olmasını isterken, bir anlamada adaletsizliği, haksızlığı istiyorum demektir… Oysaki adaletsizlik ve haksızlık temel fitne ve fesat nedenidir değil mi? Seçimlerimiz, siyasetlerimizin ürettiği plan ve politikalar, daha iyiye neden olacak söylem ve eylemler, politikalar olmalı değil mi? Seçimlerimizin Ülkemiz ve Bizim İçin İyilikler Vesile Olan Seçimler Olması Dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 20.6.18 – vatandasfikri.com
Kaynak: Nebi Sümer HBT Sayı 115
|