SORUNU ÖNGÖRMEK, SORUNA HAZIRLANMAK!
Ne kadar sorun yaşamak istemesek de, sorunlar yaşanır, sorunun yaşanması kadar nasıl karşılaşıldığı da önemlidir…
Kişi sorun yaşar, kişinin alanı kadardır sorunun rahatsızlığı, ilçe sorun yaşar büyüklüğü ilçenin nüfusuyla sınırlıdır… Ülkeler sorun yaşar, ülkelerin sınırları içinde kalır, şimdi bir virüs belasına yakalandı insanlık, ne sınır, nede statü tanıyor, nede ekonomik durum… Dünya ülkeleri virüsle mücadele ederken alttan alta başka sorunlar yaşanıyor, onlar içinde hazırlık yapıyormuyuz? Biz sorunu nasıl öngörüyoruz, ne gibi önlemler alıyoruz? Bizim başlıca sorunlarımız nedir?
1* Terör mü, Sıgınmacılar mı?
2* İşsizlik mi, İşe alımlardaki ayrıcalıklı gruplar mı?
3* Virüs mü, Saglık Kurumlarının Özelleştirilmesi mi?
4* Zaten daralmış olan ekonomi, virüsle dahada daralarak can yakıcı hale geliyorsa, ne gibi önlemler almalıyız?
5* Biz hükümeti eleştirmeyi saldırı sanan kişiler olarak, bu yaşanılanlara isim bile koyamıyorsak, sorunları nasıl hazır karşılayacağız?
6* Sorun var diyemediğimiz, isim koyamadığımız durumlarda nasıl soruna çözüm üreteceğiz?
7* Küçük bir eleştiriye bile, fetö, pkk, toplumun sevmediği ne kadar kişi ve kurum varsa onlarla eleştirenleri aynılaştırarak, hükümete ve başına itibar Suikastı yapılıyor diyerek her eleştiriyi bastıran bir yazar çizer, grubuyla sorunlara nasıl çözüm önerilecek?
8* Akademimiz makam ve ahkam (Mesleki Hükümler) arasında sıkışarak nasıl bilgileri değerlendirecek, nasıl karşılaşacağımız sorunları ön görecek ve biz vatandaşlara ve devletin kurumlarına çözüm önerecek?
9* Zaten muhalefeti dinlememe gibi bir huyu var bizim iktidarların, iyi dese, kötü dese kötü anlıyorlar… Eleştiri yoksa yönetimlere uyarı ve önerileri nasıl yapacağız? Bunlar bizim sorunlarımız ve sorunlara bakış acımızdaki sakatlıklarımız… Şimdi felaket dellallığı yapmak istemiyorum ama büyük sorun geliyor, bunlar üzerinden vatandaşlarımızı, yönetenlerimizi uyarma sorumluluğu hissediyorum…
Sorun bir, virüsle mücadele edilmesi gerekiyor, geç başlandı ama toplumsal duyarlılığımız ve istisnalar dışında önlem almada ki bilinçli davranışlarımız medya sayesine arttı, sağlık çalışanlarının ve bakanlığının cabalarıyla mücadele ediliyor… İş yerleri kapandı, bazıları işten eve gönderildi, bazıları ücretsiz izinli sayıldı, işsizlik ortalama %14-15 di şimdi kaça çıktı kimse bilmiyor… Ekonomik önlemler alınması gerekiyor, hemde ciddi önlemler… Ne yapılabilir?
Önce biz vatandaşlardan bahsedelim, elimizde ki her kaynağı sanki bir savaş varmış gibi kullanmak, Suyu, gıda maddelerini, elektriği, doğal gazı en tasarruflu şekilde kullanmak zorundayız…
Sonra hali vakti iyi olan vatandaşlar, sorun yaşayan tanıdıklarımızın sorunlarını gidermek için harekete geçelim, belki devletin kurumları ulaşamamıştır, belki de tanıdığımız gurur yapmış yardım için başvuramamıştır…
Sonra sermaye sahipleri, bu sefer gösteriş için, medya yer almak için filan değil gerçekten de elinizi taşın altına koyun demek yeterli değil, kolunuzu koyun ki, bu sefer iş bu kadar ciddi… Hemen küçük bir krizde işçileri işten çıkarmak, maaşlarını vermemek gibi bizde klasik patron alışkanlıkları vardır, bunlar kesinlikle yapılmamalıdır? En zor durumda olan iş yerleri bile %50 ücretle çalışanlarını izinli saymalıdır…
Sonra ülkeyi yönetenler, beton sevdanız bizi buraya getirdi, beton fabrika için dökülmüyorsa gelecek için ekonomik sorunlar üretece demektir, bu kadar fiziki yatırım, beton sorun yaratır diyenler haklı çıktı… Ekonomi betonlaştı, şimdi bu betonları kırmak zorundayız, bunun için, devleti yönetenler, devletin kurumları en çok tasarruf yapacak, itibar mitibar dinlemeyecek!
Yapılan her tasarruftan gelen kuruş, üretim için çalışanlara ve yoksulluk sorunu yaşayanlara gidecek şekilde ayarlanmalıdır…
Sürekli yoksul kesime kesilen faturalar bu sefer varsıl kesime kesilmelidir, banka hesaplarında bulunan beşyüzbin liranın üzerinde ki her hesaptan %2.5 kesilerek yoksullara dağıtılmalıdır.. Kolonya maske gibi işler yerine nakit para dağıtılmalıdır ki… Vatandaşlar kendileri kendi ihtiyaçlarını görsünler…
Nasıl İha/siha’ları ürettikse, nasıl solunum cihazlarını aniden ürettikse, ne ihtiyacımız varsa onuda aynı şekilde üretmek zorundayız, şunu bilmeliyiz, üretmeden tüketmek bizi fakirleştirecektir, ona göre tüm enerjimizi üretim için kaynaklarımızı ayırmalıyız…
Enerji bağımlısı bir ülkeyiz, gelecekte, küresel ısınmaya dayalı olarak yaşanacak su sorunlarını aşmak için yapacağımız barajlarla aynı zamanda enerjide üretmeliyiz… Ayrıca yakın gelecekte de 15-20 yıl içinde ağırlıklı olarak güneş ve rüzgardan da yararlanarak enerji bağımsızlığımızı kazanmak zorundayız…
Suriye de yaşanan, oradan buraya göç eden kişileri ülkelerine kesinlikle döndürmek zorundayız, toplum varsılken belki bu kadar sığınmacıyı kabul edebilir, ama kendi sorun yaşarken başkalarını taşıyamaz… Sadece sığınmacı sorunu Suriyeden gelenlerle oluşmuyor, Afganistandan, Pakistana, Ukraynadan Türkmesnistana, Özbekistandan, Ermenistana kadar belkide Suriyelilerden daha çok kişi ülkemizde kaçak çalışmaktadır… Bunlar kesinlikle ülkelerine guruları kırılmadan, gücendirilmeden gönderilmelidir… Suriye den gelen ve gelecek olanlar arasında ki muhalif silahlı gruplar kesinlikle alınmamalıdır…
PKK/PYD tekrar terör faaliyetlerine başlamaya çalışmaktadır, her ne pahasına olursa olsun, eline silah alan ve terör yaratmaya çalışanlar hukuk kuraları dahilinde kararlı bir biçimde mücadele edilmelidir. PYD’leşmiş PKK mensuplarının ülkemiz sınırlarından geçişleri kesinlikle engellenmelidir…
Yaşandığının bile söylenemediği sorunlar nasıl çözülecekler, karşılaşılmayan/yüzleşilemeyen sorunlara karşı nasıl önlemler alırız, nasıl çözüm düşünebiliriz? Panik olunmasın, psikolojik rahatlık sağlansın diye, sürekli sorun yokmuş gibi siyasilerimizin konuşması, bir kısım medya, aracılığıyla uçuyoruz, dünya bizi kıskanıyor algıları yaratılmasına son verilmeli, sorunla hem vatandaşlar, hem de devleti yönetenler yüz yüze gelmelidir… Sorun yok algısı içinde olan vatandaş sorun yaşıyorsa medyaya ve yönetimlere güveni kalmaz, sorunun çözülmesi için yapılacak fedakârlıkları göze almaz… Son olarak..
Doğu Akdeniz sorunu üzerinde de ciddiyetle durulmalıdır… İşte sorunlar bunlar, belki de unuttuklarımda var, beğensek de, beğenmezsek de bunlarla yaşıyoruz, bunları çözmek zorundayız, vatandaşıyla, devletiyle, kamu kurumlarıyla, bürokratlarıyla, özel şirketleriyle hep beraber çözeceğiz de.. Çözmek dileğiyle, Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 9.4.2020
|