İŞSİZLİĞİMİZ

İşsizliğin temel nedeni genel olarak söylendiği gibi egitimsizlikmidir, mesleksizlikmidir, beceriksizlikmidir, bunların etkisi olmasına rağmen, ama rahatlıkla yok diyebiliriz… Neden mi hangi egitimi alırsanız alın, hangi meslegi edinirseniz edinin bu alanlar da yatırım yapılmamış, o alan da iş alanları oluşturulmamışsa o alan da işsizlik olacaktır… Bu nedenle, öncelikle edineceginiz egitimin ve meslegin iş bulabilirliliğini iyi degerlendirin derim…

Biz toplum hangi alanlar da yatırım yapıyoruz? Turizm ve inşaat, başka tekstil başka, genel olarak hizmet sektörün de, bu alanların dışında ki meslekleri seçenler ne yapacak? Kaldı ki bu alanlar da bile işsizlik var, işsizliğimizin temel nedeni bana göre sanayiye ve tarıma yatırım dan ve tabi ki üretimden çook uzun zamandır vaz geçen bir ülke olmamızdır….

Yatırım dediğimiz de ev ve yol yapmayı anlar olduk, en baba inşaat üç yıl südüğünü düşünürsek bu alanda da işsizlik kacınılmazdır.

İşsizlerimize, hangi grup daha çok işsiz diye bakıyoruz … İşsizlik okuryazarda %4,8’lerdeyken, mesleki eğitim alanın da ise %10,7’ye çıkıyor bu bilgiler yukarda ki tezimizi doğrular niteliktedir. Aşagıda grafik iyi okunursa işsizliğimizin nedenlerini ve gizli işsizleri, görebiliriz. Ekonomilerin lokomotif sektörü olan tarım ve sanayinin nasıl hizmet sektörünün gölgesin de kaldığını görüyoruz ki bu durum ülkemizin gelecegi için sıkıntı demektir… Tarım ve sanayi üretmek demektir, bu ikşi alandan uzaksak üretimden uzagız demektir. Bu katkı nereden gelirse gelsin işsizliğimizi aşalım dersek, baştan yanlış yapmı oluruz, o da bir yere kadar, sanırım bu yer burası….

Çalışanlarımızın nerede çalıştığına bakarak ülkemizin lokomotif sektörünü görebiliriz. Gelecekte hangi alanlar da daha kolay iş bulunur bunu tahmin edebiliriz.

Şimdi sektörel baz da çalışanlarımızın rakamlarına bakalım en çok olandan en aza doğru inceleyelim…

Bu bilgiler üzerinden gidersek, neredeyse diger üç sektör de (tarım, sanayi, inşaat) çalışan sayısı hizmet sektörü saysına ulaşamamış görünüyor ki bu ekonomik yapı uzun vade de sürdürülebilir olması mümkün degildir. Bütün gelişmiş ve gelişen dünya ekonomileri, imalat, sanayi, tarım teknolojik alanların katkılarıyla gelişmiş ve buradan kazandıklarıyla da hizmet sektörünün gelişmesine neden olmuşlardır… Biz hizmet sektöründen kazanarak mı sanayimizi, tarımımızı, teknolojimizi geliştirecegiz ve işsizlik sorununmuzu çözecegiz…

Yalnız sanayi yıl bazın da en çok istisdam yaratan alan olarak görülüyor ve bu sevindiri bir durum…

2012 yılın da çalışan sayısında ki artış1 milyon 24 bin olurken, bu rakam 2013 Kasım ayına kadar 11 ayda 152 bin kişi olmuş, iş bulabilmiş, bu bilgiler de artık hizmetle büyümenin doruk noktasın da olduğumuzu ve bu alanın doyduğu görülüyoruz. Ancak yeni istihdamın üretim alanlarına yapılacak yeni yatırımlarla yaratılmasının gercek istihdama neden olacağı ortadadır…

 25 milyon 443 bin olan çalışan sayımız bir yıl önceye göre 205 bin azalmıştır, hem nufus artıyor, hem de çalışan sayısı azalıyor bu iler de işsizliğin büyüyecegine işarettir.

Dikkat edilmesi gereken 2012 Kasım’ından geriye 12 ayda 1 milyon 24 bin kişiye iş imkanı yaratılırken, 2013 yılında aynı dönemde ekonominin istihdam yaratma gücünün 152 bin olmasıdır ki bunların da çogu ya kamuya, yada hizmet sektörüne alınmasına rağmen iş verebilme kapasitemiz de ciddi düşüşler ortaya çıkmıştır. Göstergeler işsizlik alarmını vermiştir, bunu görmemiz ve önlemler almamız gerekmektedir.

Acil önlemler, mültecilerin çalışması mutlaka engellenmeli, ülkemiz de misafir olan bu insanlar mülteci kamplarında misafir edilmeli ve bunlar insanlarımızın işlerini elinden almamalıdır…Uzun çalışma saatleri engellenmeli vardiye ile yeni işler yaratılmalıdır…

Kamu kuruluşlarına fazladan insan alınmamalı ve kamu kuruluşların da çalışanlarla, ister asgari üçret arasın daki fark, ister diger çalışanlarla olan aralık çok açılmıştır. Bu kamu çalışan ayrıcalıkları daha da artarsa, kamu çalışanları toplumun hedefi haline gelir ve uzun vade de sorun yaşanır.

Kamu da İş verilerek işli gibi işsiz yaratmak yerine insanlarımıza işsizlik sigortası ve sağlık sigortası gibi sosyal yardımlarla desteklenerek sorunlarının aşmasına yardım edilmelidir.

İŞSİZLİK SORUNU BÜYÜYOR

Temel nedenlerden biri,  nufüs artış hızının, iş yaratma kapasitesin den fazla olmasıdır. İkincisi ise yeterince yatırım yapılamamasıdır. Daha açık bir anlatım ile nüfus o kadar hızlı artıyor ki, iş imkanları artsa bile iş arayanlara iş bulunamıyoruz.

Olumsuz gelişmelerin en önemlisi genç nüfustaki işsizlik oranıdır ki bu oran %20 ye yakın olmasıdır.

Yine işsizlerin durumuna baktığımız da eğitimli olma durumu da beklenen seviye de iş bulma şansı veremiyor, genel işsizlik oranı % 9.9 iken, yüksek öğretim görenlerin işsizlik oranı % 10.5, mesleki teknik eğitim görenlerin de bu oran % 10.7, lise mezunlarının da ise % 12.4 oranındadır. Okur yazar olmayanlarda ise işsizlik oranı % 4.8 oranın olarak gözüküyor.

Görünen o ki bizim egitim hayatımız çalışma hayatımızdan çok farklı, iyi eğitim görenleri istihdam edecek yapıya ulaşmamış egitimliler de işsizlik oranı daha yüksek olduğunu görüyoruz. İler de toplumsal sorunların habercisi olan egitimlilerin ve gençlerin işsizliği acilen çözülmelidir. Bu çözüm yöneticilerin yanı sıra ailelere de görevler yüklemektedir. Gençlere sürekli işsizliklerini söyleyerek iş bulmaya zorlayacakları yanılgısından kurtularak, psikolojik baskı yapmaktan uygun bir dil ve uslupla davranmaları gerekir….  İşsizlik çözümü mümkün ama kolay olmayan bir toplumsal olgudur, bununla mücadele top yekün toplumsal taraflarla yapılamlıdır… Öregin karlılık oranları yüksek olan firmalar toplumsal sorumluluk düşüncesiyle işçi alabilirler…

Bütün çalışmak isteyenlerin iş bulması dilegiyle selam ve sevgiler…

Hüseyin Benek – www.vatandasfikri.com Şubat 14

Kaynak: Ggüngör Uras Yazısı, grafikle gösterim http://ekonomi.milliyet.com.tr/issizlik-okur-yazarda-4-8-lerde-/ekonomi/ydetay/1838257/default.htm