|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
DEVLET GÜCÜNÜN KİŞİSELLEŞMESİ |
DEVLET GÜCÜNÜN KİŞİSELLEŞMESİ
Devlet vatandaşlarına hizmet için kurumlardan oluşturulmuş büyük kurumdur, bu kurumlar güçlerini, yetkilerini vatandaşlarından alırlar, bu aldıkları güçle daha büyük işler yaparlar… BU işler güvenlik, sağlık, egitim ve baraj, yol, sulama tesisleri ve şehir alt yapılarıdır…
Bu kadar büyük işler yapan kurumun da gücünün de büyük olması gerekir doğru olan da budur, bu güç hizmet etme gücü ve görevidir… Bazen, hatta çok zaman bu gücü kişisel çıkar içinde kullananlar da cıkar, devletin güçüyüle kendi kişisel güçlerini kıyaslamaya başlarlar ve böylece otoriter yönetimler dogar, bunun için de denge ve denetim sistemi geliştirmiştir vatandaşlar…
Bu devletin gücünün bir kişi ve grubun eline gecirmelisinin de önüne gecen nedir, bunu erkler, güçler ayrılığı diye formüle ederler…Bu yasa yapıcıları ayrı, yargılayıcıları ayrı, içraat yapanların ise ayrı bir güç merkezi olduğu bunu da güçler ayrılığı ilkesinin mümkün kıldığını unutmadan devletin gücü nasıl kişiselleşir… Üzerinde durmaya çalışalım…
Düşünün, devletin silahlı gücü, bu silahları kişisel amaçlarla kullanıyor, devletin yargılama gücü bunu gücünü kişisel amaçlarla kullanıyor, devletin yasa yapıcıları hep kişisel cıkarlar için yasa yapıyor, devleti vatandaş adına işletmeye gelen hükümet kişisel amaçlarla işler ve işlemler yapıyor… Sonuç devlet gücü kişiselleşecek ve bu devlet aygıtını kullananlarla kullanamayanların arasın da çatışma çıkacaktır… Yani devlet adaletsizleşecek, devlete ve onun kurumlarına güven azalacak, bu büyük güç kişisel çıkarlara hizmet etmeye başlayacak ki, dananın kuyruğunun koptuğu andır…
Bunun için devletin gücünün nasıl kullanılıp kullanılmadığıyla ilgili çok ciddi denetlenmesi gerekir…
Bunu yapacak kurumlar demokrasiler de bellidir, yeter ki siz denetlenemeyi boşa çıkaracak düzenlemeler yapmayın… Siz devletin degil vatandaşın memurusunuz, bunu unutmayın… Yani devlet komple vatandaşın memurudur. Buna rağmen birileri çıkıp da devletin gücünden güç devşirerek vatandaşa tepeden bakması olacak iş degildir… Bunlar milli iradeye, vatandaşın iradesinin temsiline yapılan ihanetlerdir, bu ihanetlerin yolunun ise devletin gücünün kişiselleştirilmesinin önünen gecilmesidir. Bunun yolu yordamı bellidir, iktidar gücünüzü, yasama, yargı ve muhalefet denetimine açmaktan geçmektedir… Bunun için bu güçlerin yerli yerin de ve bagımsız bir güçlü bir şekilde dagıtılması gerekmektedir… Buna ben Yasama üyelerinin bagımsızlığı desem, olurmu ama eksik olur. Vatandaşın temsilcisi vekiller, ancak ülke çıkarlarına ve vatandaş haklarına bağlı olarak karar vermelidirler. Ama görünen o ki oyu alan hemen degişiyor… Vatandaşa biat edecegi yer de lidere biat ediyor, liderin işaretiyle yasalar çıkarıyor, yasaya evet derken bu yasanın toplumsal kabullerini ve uygulamalara da neden olacak sıkıntıları düşünmüyor… İşte bu nedenle sık sık yasa degiştiren ülkeler arasın da belki de ilk sıralardayız…
Neden kişiye ve duruma göre yasal düzenleme yapıyoruz da ondan, yasalar ancak ortak amaçlar için yapılır ve çok gerektikce degiştirilir ve degişim anında da Anyasaya uygunluk denetimi yapılır, bu denetimi AYM yapar… Cumhurbaşkanı ise bu detimde yerini alır. Biz de, geneli düşünerek yasa çok az yapılır, iktidar gücü, liderin istekleri ve Mecliste sayısal olarak kim güçlüyse yasaları da o yapar mantığı artık yerleşmiş gibidir.. Aslın da yasaları sistem mantığı yapar, demokratik hukuk devleti mantığı neyi gerektiyorsa, devletin kurumlarını da, bu kurumların gücünü kullananlarıda yasalar bağlar… Kime bağlar, vatandaşa ve sisteme dolayısıyla devletin gücüyle, kişisel güç karışmaz… Karıştırıldığında da, bizdekinin aksine, saglıklı işleyen demokratik hukuk devletlerin de kimin ne yapacagı bellidir.. Anayasal düzenler de hiç kimse yasaların Anayasaya aykırı olmasına rağmen yasa yapılmasın da ısrarcı olmaz, bize olur.. Bırakın yasa degişikliklerini Anayasal degişiklikleri bile oyuncak haline geitrildi… Nedeni devletin gücüyle kendi gücümüzü karıştırıyoruz ve kendi hukukumuzu hukuk diye dayatıyoruz..
Aman dikkat, devletin güçü bizim güçümüz degildir, hizmet etmemiz için bize verilen bir güçtür, bu güç gecici bir süreligine üstelikte vatandaşların da bir bölümünün bize temsilen verdiği bir güçtür. Bu gücü bize temsiliyet vermeyen vatandaşların gücünü de dikkate alarak kullanmalıdır. Yoksa çok güçlüyüz sanısı bize hatalar yaptırabilir.. Ben ce en önemli hata devletin gücünü kendi güçümüz sanılması hatasıdır ki ciddi yönetim ve toplumsal sorunlara neden olabilir.
Devletin gücünün kişiselleşmesine izin veren toplumlar sürekli sorun yaşarlar. Fikri Adil
Güçler ayrılığı ilkesini, demokratik yasa yapma yöntemlerini dikkate alarak yapılan yasalarla, denetime acık bir şeffaf yönetim anlayışıyla yönetilme geregi, istegi ve de dilegiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- Haziran 15 – www.vatandasfirki.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|