ANKARA DA 3 TERÖR SALDIRISI
(Saldırı Hepimize, Savunma Hep Beraber)
Ankara da son 5-6 ay için de 3 saldırı oldu, saldırılardan biri daha çok solcuların olduğu bir gruba yapıldı, sonra ikinci saldırı daha çok güvenlik güçlerinin olduğu gruba yapıldı, son saldırı ise rast gele vatandaşların günlük işlerini görürken yapıldı… Saldırılar kime görüldüğü gibi hepimize, kim saldırıyor? Bizim düşmanlarımız, o zaman bizde top yekûn kendimizi savunmalıyız… Saldırı hepimize ise, hepimizde birlik içinde kendimizi savunmalıyız, bunu bizde vatandaşlar olarak saldıralım diye anlamayalım, biz vatandaşlar adına savunma, yapan güvenlik kuvvetlerimizin, bizim adımıza karar alan siyasilerin yanın olarak, bazı sıkıntılara karşı sabrederek bu savunmaya katılmalıyız… Bu olayda canlarını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa dilerim…
Birliğimizi gören saldırganlar saldırıdan vaz geçeceklerdir, yoksa onların beklediği panik, kargaşa, kontrolsüzlük, şaşkınlık, zafiyetleri sergilersek, onlara daha çok cesaret bulacaklar, saldırılarına devam edeceklerdir… Bu nedenle ne siyasi, ne kurumsal, nede vatandaşlar olarak biz onların beklediği görüntüleri vermemeliyiz ki, onlar amaçlarına ulaşamasınlar…
Onların ne amacı olabilir ki demeyin, biz vatandaşları korkutarak sindirerek devlet politikalarına karşı tepkilerimizi artırmayı amaçlıyorlar ve bu amaçlarına uyarda tepkilerimizi eleştiri sınırları içinde tutamaz kendi aramızda politik, sosyolojik ekonomik çatışmaları kaosa, paniğe dönüştürür kendi aramızda çözüm yolları ararken çalışırsak… Teröristlerin ekmeğine yağ süreriz… Terörle mücadele tecrübesi olan bir ülkeyiz, canımız yanıyor, ama sabırlı olmak zorundayız. Terörle yaşamaya alışmalıyız derken önemsememek, yada kanıksamak gibi ağılanmamalı, ama vay bize saldırıyorlar, aman bu devlet nerede, hiç mi önlem alan yok, aman Allah’ım biz sahipsiz mi kaldık, gibi abartılara düşmemeliyiz anlamamız gerekir.. Her güvenlik duvarı aşılabilir, her kişi terörün hedefi olabilir, bu bir karşılıklı mücadeledir…
Bunlara alışmayız derken saldırıları boşa çıkarmayı başarmalıyız, bunu da bu saldırıyı yapanların istediklerinin tersi davranışlarla yapabiliriz… Ama kimin saldırdığı tespit edildikten sonra, onlara bu saldırılardan sonra yaşam hakkı tanınmamalıdır… Terör saldırısı yapılır, arkasından kriz masası toplanır ve polis raporlarına dayanılarak bir açıklama, lanetleme yapılır, bazı hedeflere birkaç uçak ile bombalama yapılır… Bunlar yasak savmaya dönük hareketlerdir, hepimiz anladık, bizi yönetenler de anlar dileriz… Böyle davranırsak, sonuç kocaman bir sıfırdır, öldüğümüzle kalırız… Bu gibi durumlarda biraz da hareketler psikolojiktir anlarım, anlarız ama başka bir psikolojik hava da teröristlerindir… Bunlarla uzaktan yakından bağı olan herkes hedefimiz olmadır… Yani bir silindir gibi bu saldırıyı yapan örgütle bağı olan herkes tankların, topların roketlerin hedefi olmalıdır. Madem herkese saldırı var, o zaman terör örgütü mensubu herkes de hedefimiz olmalıdır… Artık kazanma değil imha, müzakere değil muhabere, diplomatik, politik dil değil savaşın dilini en etkili şekilde kullanmalıyız…
Bir terör örgütüyle görüşmeler yapıldı, ama inisiyatif örgüte geçti operasyonlar bütün silahlanma bilgilerine rağmen durduruldu, tesadüfen bir karşılaşma esnasında Güvenlik güçlerimize karşı bir çok yazar çizer, siyasetçi çözüm sürecini sabote ediyorsunuz diye tepkiler gösterildi… Teslim olma, silah bırakılmaya dayanmayan bir çözüm süreci işi daha karşık hale getirdi… Suriye sorunu nedeniyle Uluslararası destekleri arttı… Çözüm sürecini silah bıraktırmaya dönüştüremedik örgüt bu süreci hem silahlanma, hem de uluslararası destek bulma sürecine dönüştürdü… Aslın da, çözüm sürecini hepimiz destekledik, ama silahlar bırakılacak sanısı, ülkeyi terk edecekler algısı, teslim olacaklar algısı, silahlar toprağa gömülecek, üzerine de beton atılacak açıklamaları… Analar ağlamayacak sözleri, bu süreç akil adamların, hükümetin etki alanında olan medya kanallarının kamuoyu oluşturma çabaları ile de desteklendi… Algı tamamdı ama sorun çözülmedikçe yanlı, yalan, algılar aynı uyuşturucu almaya benzer… Sorun yokmuş gibi hissedersiniz ama sorun alttan alta daha büyüyerek karşımıza çıkar… Öyle de oldu…
Sorun büyüdü diye pes mi edeceğiz, demokratik yöntemlerle seçilmiş, teröristlerle mücadele eden hükümeti desteklemeyecekmiyiz? Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, Devletimizin Kurumlarının, seçilmiş hükümetin yanındayız, biz net tarafız, teröre/teröristlere karşıyız en güçlü mücadelelerin yapılmasının yanındayız… Allah güç versin, cesaret versin, siyasilerimize de bu gücü kullanacak irade versin…
Saygı ve Selamlarımla…
Hüseyin Benek --- Mart 16 – www.vatandasfirki.com
|