Özgürlük sorunumuzu çözmeden diger sorunları nasıl çözeriz, kimi özgürlük deyince benim istedigim gibi davranacaksın, benim istedigim gibi konuşacaksın yetmez, yeter mi efendim, yetmez benim istediğim gibi yaşayacaksın, Özür dilerim efendim siz kim oluyorsunuz? Vay hadsize Demek ki sen anarjiksin, demek ki sen goministsin, demek ki sen hainsin… efendim ne demek istediğinizi tam anlayamadım….
Sen benim gibi düşünmüyormusun, evet efendim… Ya sen demek ki düşünsel kafirsin, bizim düşündüğümüz gibi düşünmeyenler bizim kafirlerimizdir… Efendim biraz önce hain demiştiniz san ki daha iyiyi di… Bunlar birinci özgürlük düşmanları, ya ikinciler….
Her şeyin kültürü vardır, yaşanacak bir şeyin kültürü yoksa sakat yaşanır, eksik yaşanır, dahası nitelikli yaşanamaz… Bizim topluma bakıyorum özgürlük kültürünün olmadığını görüyorum, ya da özgürlüğün çok yanlış anlaşıldığını yaşandığını düşünüyorum, kimi özgürlük deyince her şeyin mübah olacagını sanıyor, küfür etmek mi geldi içinden bas küfürü basıyor, kedine dokunmaması yeter. Şunlar talep edilecek etme özgürlüğü, et kardeşim, demokrasi var ya, şu lider hainlikle suçlanacak suçla kardeşim özgürlük var ya, şuraya bir molotof atsam mı, at kardeşim özgürsün ya, şu kişinin yaşam hakkı yok edilecek, senin yaşam hakkının yok etme özgürlüğüne inanıyorsan, et kardeşim, şu kadınla, bu erkekle yatıyım mı, yat kardeşim hayvan kadar özgürsün ya, şu inanç grubunun degerlerine bir sallayım mı salla, salla sen ne özgürmüşsün ya, sınırın yok, salla o yana, salla bu yana … Sen sallarken digerleri boş dururmu ya…
Hele son zamanlar da sosyal medya özgürlüğü çok üst seviye de yeni söylemle, ultra özgürlük kişiler fiziken mümkün olsa sıçma özgürlüğünü de kullanacaklar sosyal medyaya… Ben bütün degerlere söverim, ben bütün liderlere küfrederim, çün ki ben özgürüm, bütün düşüncelere bu ortadamdan hakaret ederim, et, et ne özgürlük degil mi? Ya karşıda ki de aynı özgürlüğü kullanır da senin liderine, degerine, düşüncene küfür ederse ne haddine, ne haddine… Dokundu mu bir yerine?
O zaman gel anlaşalım senin özgürlüğün kimseye dokunmasın, kimsenin özgürlüğü de senin bir yerine…
Evet, ben liderime küfür edilmesini istiyorsam, başka liderlere küfür edeyim, ben düşüncelerime hakaret edilmesini istiyorsam başkalarının düşüncelerine hakaret edeyim, ben için de bulunduğum evin, iş yerinin, okulun, otobüsün yakılmasını istiyorsam özgürlüğümü kullanrak başkalarının yaşadıkları yerleri yakayım, vs…vs
Bunlar özgürlük sınırını bilmeyenlerin neden olduğu davranışlardır ki, bunlara sınırlarını birileri hatırlatır… Asıl başka bir grup daha var ki kendilerine san ki ilahi bir makam statüsü vermişler bütün özgürlüklerin kendilerine saldırı olduğunu iddia etmektedirler…
Bunlar kimler derseniz, genellikle yönetimler, yerellikle patronlar…
Bunlara yakın olanlar veya uzak olanlar bir konu da mevcut otoriteyi uyaracaklar, uyarma özgürlüğü yok, sen kim oluyorsun da beni uyarma gafletin de bulunuyorsun, benden daha iyi mi düşüneceksin be gafil, eleştiri o ne, o ne bu bize saldırıyorlar. Tartışmak gerekiyor efendim bu konuyu, ne tartışması bizden iyi mi bilecekler, efendim bu konu da dünya şöyle bir tavır sergiliyor, bilim adamları böyle düşünüyor. Onlar da kim biz dünyayı ipimize takar tesbih yaparız, bilim adamlarının saçmalıklarına şahsen ben inanmam sen inanmıyormusun yoksa? Haşa efendim sen inanmıyorsan bunlar zaten küllü kafirdir…
Eee, bu kadar özgürlük muhabbeti yeter, sınırınızı bilin burada bizim borumuz öter der, bütün alana hakimler, sosyal medya da siz bir grubda o grubun genel kabul görmüş düşüncelerine aksi bir düşünce paylaşırsanız, ne yani burayı sen ne zannettin, burası şunların grubu yaylan bakalım, senden alacagımız ne düşünce, ne akıl, ne uyarı var, nede senin gibi sakat düşüne mensubuyla tartışmayız bile, senin zaten insanlığından da şüphe ediyoruz derler… Ama kendi aralarında çok demokrat olduklarını, çok çok farklı düşüncelere ve inançlara saygı duydukları nutuklarını sık sık atarlar… Bunun yalan olduğunu bilmelerine rağmen kendileri de inanırlar ya, özgürlük ve demokrasi taraftarı olduklarına…
Evet son olarak özgürlük bir ahlak, adalet ve erdem işidir…
Kendi inancıma gösterilmesini istedigim saygıyı, benim de başka inanlara göstermemdir, kendi düşüncelerimizin önemsenmesini istediğim kadar farklı düşüncelerin ifadesini ve tartışılmasını da istememdir ki kacımız da bu özellik vardır?
Ben bir gün 15-16 kişi arasında bir anket yaptım, soru şuydu, siz karşı siyasi düşünce mensublarına saygı duyarmısnız dı ve sadece biri evet dedi… Digerleri klasik bizim tavrı takındılar ne saygı duyacagım onlar hainlerin düşüncesi dediler…
Evet san ki hainistan da yaşıyorduk, herkes karşısındakinin haini idi, buradan bakınca karşıdakiler haindi, oradan bakınca biz haindik… Ve anladım evet özgürlük vardı, ama bizim bildiğimiz anlam da degil, hainlikle suçlama özgürlüğü…
Nasıl giriş yapmıştık kültürsüzlük bize bunu yaptırıyor, ne savunmada, ne saldırı da, ne düşünce paylaşımın da, ne eleştiride, ne tartışmada karşı tarafın haklı olma ihtimalini hesaba katan yok, kesin olarak biz haklıyız… Karşı taraf düşünemez, onlar bizim gibi inanamaz en iyi biz inanır, en iyi biz düşünür, en iyisini biz yaparız, en iyi biz sevişiriz… Dolayısıyla onlara zaten gerek yoktur… Niye varlar ki, niye böyle sakat düşünceler ortaya koyuyorla ki, bu düşünceye de inanılır mı, gercekten çok salaklar, ne salagı gerizekalılar, ne gerizekalısı, …. ???? İşte özgürlük kültürsüzlüğü bütün bunların toplamıdır ve biz de sürekli özgürlük sorununa neden olur…
Neden özgürlüklerin gerektiğini anlamak için karşımızdakileri kendi yerimize koyalım, yani empati yapalım, digergamlılık için de olalım, biz ne isek, insansak ve onların da insan olduğunu olayı diger bir acıdan degerledirebileceklerini unutmayalım önerisiyle selam vr sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- www.vatandasfikri.com --- Ekim 14
|