TOPLUMSAL YANILGILAR NASIL OLUŞUR?
İnsan yanılabilir, Toplumlar da yanılabilir, ama kişinin yanılgısıyla toplumsal, yani toplumun yanılgısı aynı etki yapmaz, birinin yıkımı daha fazla olur…. Nasıl mı?
Benim kişisel olarak bir yanlış bilgi üzerine yanlış karar aldığımı düşünün, sadece dört kişiye zarar verebilirim… Ama toplumsal yanılgılar öylemi tüm topluma zarar verecektir…
Örnegin toplum adına alınan kararları düşünelim, ne kadarı bilgiye dayalı, ne kadarı bilenlerin bilgiye dayanarak aldığı karar, ne kadarı bilenlerin tartışmalarıyla birbirine danışarak aldığı kararlardır… Toplumu ilgilendiren kararlarımız mutlaka uzmanların desteğiyle alınması gereken kararlar olmalıdır..
Yada uzmanlara, kurumlara, kurullara, mesleki kararlarda o meslek mensuplarına danışarak alınan karaların mı, daha çok yanılgı içereceği, tek başına bazen de bilgiye dayanmayan kararların mı daha çok yanılgı içermesi beklenir… Bana göre bilinmeyen konular da danışılmadan, tartışılmadan alınan kararların daha çok yanılğı içereceğidir… O zaman ister kişisel isterseniz de toplumu ilgilendiren kararları alırken kişi olarak bilgisine görgüsüne güvendiğimiz kişilerden düşünce alarak kararlar alacağız.. Toplum adına karar alıcı bir makamdaysak, bu kararlar konusunda uzman olanların düşüncesini alarak, tartışarak, karşılıklı düşünce alışverişiyle, daha başka kurulların bize verdiği raporlara dayanarak toplum adına alacağımız kararları alacağız ki, yanlış kararlarımızla toplumsal yanılgılara, zararlara neden olmayalım…
Asıl üzerinde durmak istediğim konu, günümüz toplumlarının daha kolay yönlendirilebileceğidir, nasıl mı? Haber kanallarını kontrol et, yalan da olsa aynı şeyi tekrar et, insanları bu kanalların doğru heber verdiğine inandır, bir iki uzmanı çıkart istediğin şekil de konuştur, toplumun almasını istediğin yönlendirmeye dayalı bilgilerle toplumun kararlarını etkile, onlara yanlışı dahi onaylat, görülen o ki büyük bir yanılgıyla hepsi seni destekler… Ya kararlar yanlışsa, toplumsal zararlara neden olursa? Bunu düşünmeyen toplumlar çok yanlış kararlar alırlar ve çok zarar görürüler… En sonunda da dışardan birilerini, karar alıcıların da suçlanmaması için ajan, hain ilan ederler ki… Toplum o zararı sineye çeker ve yanlış karar alan yöneticileri alkışlamaya devam eder… Bir mütdet sonrada dere geçerken at degiştirilmez denir ve o yanlış karar alan yöneticilere mahküm olunur… Öyle devam eder dururuz…
Bu yanlışlara itiraz edenlere gelince, hemen hainlikle, akılsızlıkla, dinsizlikle, imansızlıkla, yani o gün geçerli olan en etkili suçlama yöntemi neyse onlara elimizde ki iletişim imkanlarıyla, devleti idare ediyorsak devletin gücüyle saldırırız ki… Bu gerçeklerden koptuğumuzun resmidir…
Örnegin Suriye meselesin de iki grup vardı, biri 2 aya kalmaz Emevi camisin de Cuma Namazı Kılarız diyenler… Sonra benim gibi bu işin büyük sorunlara neden olacağını varsayanlar… Ne oldu? Buradan toplumsal olarak ne kadar zarar ettik… Sen hainmisin orada Zulüm yaşanıyor, nasıl seyirci kalırız? Yok hain değilim sadece, bize ve orada yaşayan halka dış müdahallerin nasıl sorun açacağını öngördüm… Dış politikada yapılan hatalar daha zor telafi ediliyor, daha dikkat edilmesi gereken alan, daha çok diplomatların alanı, siyasilerin diplomatları en çok dinlemesi gereken alan… Her neyse… Bunu da Muhalefet yapmıştır…. İktidardakiler yanlış karar almazlar, diyen medyamız varken daha çok toplumsal yanılgılara düşer, toplumsal hatalar yaparız…
Başka bir hata yapma olasılığımızı artıran neden ise çevremiz de bizi eleştirenleri ya dinlemememiz, yada uzaklaştırmamıza dayalı eleştirilerin bize seslerinin ulaşmamasıdır ki… Bu da yanılgılarımız artırmaktadır… Ben eleştirileri susturmamıza örnek İsmail Beşikciyi veririm… Lütfen bir araştırın, bu adam Kürt sorunuyla ilgili ne demiş, başına ne gelmiş, söylediklerinin ne kadarı doğru çıkmış? İşte eleştirileri dinlemezsek, toplumsal yanılğılara, yanlışlara düşeriz Dogu sorununuz da çıkar, dış politika sorununuz da…
Dilerim toplum olarak, kişi olarak karar alma süreçlerimizi gözden geçirir daha daha az yanlış kararlar alır, daha az zarar görürüz…. Dilek ve temennileriyle, selam ve sevgilerimle…
|