DÜNYA TERÖR RÜZĞARI BİZDEN YANA ESMESİN

Bu başlık bile tedirgin edici, ama düşündüğümüz de böyle bİr rüzgarla karşılaşma ihtimalimiz vardır. Bunu nereden çıkarıyoruz derseniz çevremizde ki istikrarsızlıkların hemen sınırımızın öbür yanın da oluşu, hatta zaman zaman çatışmalardan yansıyan top mermileri ve uzun namlulu silahların ateşiyle ülkemiz vatandaşlarının da yaralandığına öldüğüne tanık olduk, sınır kapımızda ki araçlı bombanın patlatılması, Hatay da ki bombalı saldırı bu ihtimalle önelem alınmadığın da karşılaşma ihtimalimizin daha da yüksek olduğunun göstergeleridir… Ülkemiz de sayısı ve iyi niyetli kötü niyetli olduğu belli olmayacak kadar çok mültecinin barınması, bunların çok rahat normal vatandaşlarla iç içe yaşamsı hatat bazı yerler de kacak çalıştırılması sık karşılaştığımız durumdur. Oysa ki ister sınır şehirlerin de, ister büyük şerhirlerde bunlara kampların yapılması buradan çıkış ve girişlerin izne baglı olması, hem güvenlik sorununu azaltacak, hem de yardım etmek isteyen vatandaşlarımızın da yardım etmesini kolaylaştıracaktır. Barış görüşmeleri içinde olduğumuz ve pusu da duran Pkk teröristlerinin silah bırakması ve demokratik siyasete uyumlu  hale getirecek bir şekil de anlaşma, uzlaşma olmaması halin de tekrar ortaya çıkacağını düşünmeli ona göre önlemler almalıyız diye düşünerek olayı biraz daha acalım isterseniz….

Suriyede ki bazı grubları Türkiyenin desteklediği ile ilgili ciddi uluslararası medya da yorumlar olmuş, bunlardan bazıları bizim medya organlarımıza da yansımış, bunların gercekliği hep tartışılmıştır… Şayet böyle bir şey varsa, oradaki yönetimle savaşan grupların ve örgütlerin orada ki çatışma bittiğin de Ülkemize bu grupların girme ihtimali nedir? Yada şuan da ülkemize ki mülteciler arasında orada aktif olarak savaşanlar varmıdır? Devletimizden yeterli ilgi ve yarduımı görmedikleri idialarına dayanrak bu grupların bize karşı dönme ihtimali nedir? Bu soruların cevabları bizim ilerde elimizi kolaylaştıracak bir cevab olmalıdır… Orada ki çatışma uluslar arası güçlerin anlaşmasıyl bittiğin de oroda ki silahlı, dışarıdan gelmiş grubların nasıl ve nereden nereye taşınacakları çok iyi hesaplanmalıdır. Onlar oraya başka ülkelerden gelen üstelikte fanatik grublardır, yani ölmek öldürmek konusunda ya egitimliler yada egilimlilerdir…. Bunların Suriye de kaç kişi oldukları, bu savaşa Suriye vatandaşlarından kaç kişinin bulaştığı, bu vatandaşların iç savaştan sonra Esad kaybetmezse, kaybet ihtimali bir sene öncesine göre daha da azalmıştır. Bu vatandaşların Türkiyeye gelme ihtimalleri, kısacası en az 10.000 ora da savaşan kişinin ülkemize girdiğini düşünelim, son katılımlarla 8.000 kişinin da Pkk'lı silahlı grub olduğunu düşünelim ülkemiz de terör çıkarmaya aday sayısı insana nasıl bir önlem alıyor devletimiz diye düşündürüyor….

 Hele bu aralar, komplolar, kumpaslar, paraleller, yolsuzluk operasyonu, uluslarası operasyon falan derken bunları düşünemez olduklarını düşünerek ben herkes ortaya çıkan bu durumla uğraşırken iler de olası bir sıkıntı üzerine düşünümeye çalışalım ve bu gelme ihtimali olan rüzgara karşı dikkat çekmeye çalışıyorum… Ne kalkanı, ne şemsiyesi kullanacağını ise hükümet ve güvenlik uzmaları çareler üretmelidirler, haklarını yemeyelim belki de üretiyorlardır…

Çevremize bakınca Irak, hala sorunlu, Suriye malum, Ermenistanla yıldızımız hiç barışma dı, İranla bir dargın bir barışık ilişkilerimiz de yaşanılaçak bu rüzgarı besler kaygısıyla çok dikkatli olmalıyız. Paronoyalar üretmek istemem ama orada ki savaşan tarafların, savaş bittiğin de Suriye'ye dışardan gelenlerin nereye gidecegi, bunların ülkemize girme ihtimallerinin ne olduğunu bunları ülkemiz de nasıl takip edecegimizi, bunların nasıl sorunlara neden olduklarını daha önce G.Antep ve Ş.Urfa da, Hatay da yaşanılan, patlamalardan ve polisiye olaylardan biliyoruz. Bunlar önlem alınmaması durum da daha da artma ihtimali gösteriyor…

Temel soru bu olası rüzgara karşı vatandaşlarımızı nasıl koruruz, barış süreci tıkanır mı, Pkk silah bırakmadan daha fazla adım atmak insiyatifin örgüte geçmesine neden olur mu? Ülkemizi terörist istilasına karşı önlemler alarak huzurlu olan ülkemizin huzurunu nasıl koruyabiliriz?

Dogumuzdaki istikrarsızlıklar dan etkilenmemek için çaba sarf ederek, istikrarlı, demokratik yapılar geliştirmiş toplumları örnek alarak, ekonomik alanda da üretime neden olacak ve teknolojik gelişmeler sağlayacak alanlara yatırımlar yaparak istikrarımızı koruyabiliriz…  Bunlar üzerine biz vatandaşlardan çok yöneticler ve özellikle Suriye ile sınır illeri olan Hatay, G.Antep, Ş.Urfa Valilerinin sınrlar konusunda daha hasas bir döneme girildiğini sanırım Vlilerimiz de görüyorlardır…

Dünyada yaşanılan sıkıntılar öyle veya böyle artık herkesi etkiler hale gemektedir, bu nedenle dünya politikası olan dış politika daha da önemli hal almıştır. İletişimin artmış olduğu günümüzde eski devlet sırrı vatandaş bilmese de olur mantığı artık iflas etmiştir, video sitelerine baktığımız da Suriye de yaşanılanların bir çoğunu görebiliyoruz, bunların normal insan ve ruh haliyle yapılmayacagı şeyler olduğunu düşünüyor, bu grubların vatandaşlarımızın arasına salınmaması gerektiğinin altını çizerek, gelen yeni yıl da tüm toplumların barış içinde yaşamsını diliyorum… Benim felsefemi de acıklayan bir dilekle yazıya son verelim.                                                                                                                

 Adil ol barış, sev, sevdikerlin için çalış."Fikri Adil - Selam ve sevgilerimle…

Hüseyin Benek --- www.vatandasfikri.com – 31.12.2013