SINIRSIZ İKTİDAR, SINIRSIZ SORUN!!

(SEÇİMLERİ İKTİDARIN SINIRLANDIRILMASI OLARAK OKUMAK)

İktidarlar sınırsız güç ister, bu durum ise genel de vatandaşın aleyhine işler, sınırsız gücüm olursa daha büyük işler yaparım der, ama uygulamalar da bunun hep tersi olduğu görülmüştür… Nerede sınırsız iktidar gücü var o toplumlar, ekonomik ve sosyolojik sorunlar yaşamaktadır… Örnek mi? K.Kore de otorider sınırsız bir iktidar var  ve G.Kore de daha demokratik sınırlı bir iktidar var, daha başka bir çok yerden bahsedebiliriz, Afrika da genellikle böyle ülkeler vardır… İktidar çok güçlüdür ama bu gücüyle adeta vatandaşı boğmaktadır, boğulan vatandaş atalete düşmekte ve üretim alanlarından çekilmekte, ayrıcalıklı bir iktidara yakın sınıf oluşmakta bunlar, o atalet içinde olan vatandaşları ticari ayrıcalıklarla sömürmektedirler… Ayrıca sınırsız iktidar da vergiler aracılığıyla sömürmekte ve bunun devamın da denetime de acık olmadığı için, hiç de hesap vermediği düşünülürse bu tip Ülkeler vasatlar liginin en alt sıralarında yer almaktadır…  Biz böyle olmaya adaymıyız derseniz, evet derim, degilmiyiz derseniz yine evet derim…. Siz de Nasrettin hoca gibi her duruma haklısın mı diyorsanız, yok gerekcelerimi anlatayım, buyrun…

Evet, biz böyle bir iktidara adaydık, böyle sınırsız iktidar güçü talep eden bir iktidarımız ve liderimiz vardı… Denetimi ve güçler ayrılığının gerektirdiği dengeyi hiç sevmezdi… Ülkemiz geliştimi evet göreceli olarak gelişti… Bu ne demek, yani binalar yollar yapıldı ve bütün bakanlık binalarıyla sarayı da yaptık gelişme sayarsanız geliştik… Ama aynı otoriter devletlerin yaptığı hatayı yaptık, lideri birileri yanılttı,( Otorider devletlerin liderlerin de hiç suç yoktur, yanın da ne hikmetse onları yanıltan kandıran birileri vardır)  sürekli bina yapmayı gelişme diye lidere sunanlar yada lider kendi istegiyle sürekli bina yapılmasının önünü açtı… Kaynaga daralınca da birkaç kurum sattı, yetmedi 300 milyar dolara yakında ülke borçlandırıldı ve sonuç sınırsız ve denetimsiz iktidarın zararını gördük… Son 10-13 yılda 400 milyar dolara yakın kaynak betonlaştırıldı… Çıkıp da bunlar yanlış, Ar- Ge teknik, teknoloji, sanayi gibi artı degeri yüksek yatırımlar diyenler olduysa da… Bu alanlarda ki gelişmeler  daha kalıcı ve daha istisdama dönğük yatırımlar denilse de, sesimiz lidere ulaşmadı… Yaptık ya dediğim, duyar gibiyim… İnsansız hava aracı yapıyoruz dendi, kaç tane yaptık ve kaç tane ihraç ettik….. Milli Silah sanayini kurduk dediler, Tank yapıyoruz dediler, Helikopter yapıyoruz dediler… Muhtemelen biraz da yol alındı ama yaparak seri olarak üreterek ihraç etmedikden sonra.. Başbakan Özal, Tank ve Ucak yapıyoruz dediğin de ben 25 yaşındaydım, yalanmış… Şimdi ne kadar doğru ve bu yaptıklarımızın teknolojileri nasıl…. Yani bu yaptıklarımızdan kaç tane üretildi ve ihraç edildi diye sorduğumuz da sen lidere mi, inanmıyorsun demek yerine şu kadar üretildi, bunun şu kadarı TSK teslim edildi şu kadarı da ihraç edildi demek şeffaf yönetimlerin ve sınırlı iktidarların vatandaşa hesap verme geregindendir.. Yani iktidar hesap vermezse iflas eder, işte otoriter toplumların sorunu sınırsız iktidardır… Bizim ki sınırlımıdır sınırsızmıdır cevabını hala bulamadıksa devam edelim…

Demokratik sistem  Devlet gücünü bölmüş buna güçler ayrılığı ilkesi denmiştir, bunu yaparken de denge ve denetim için yapmıştır.. Yasa yapma güçünü Meçlise( Vekiller lider her istedigin de yasa yapmayı kabul etmemek şartıyla) Yargılama güçünü Yargıya ( HSYK ve Yargıçlarınn bagımsız olması şartıyla), Yürütme gücünü de hükümete( İçraatlarını muhalefetin ve yargının denetimine açmak şartıyla) vermiştir… Şimdi bu güçlerin hepi bir liderde toplanırsa ne olur, buradan sınırsız iktidar gücü ve otoriter yönetimler çıkar ve hem topluma hem de kendi iktidarına zarar verir… Denetimsiz ve kontrolsüz güç yıkıcıdır, dogal afet gibidir… Bu seçimler de toplum kendini bu dogal afetten korumuştur, yani iktidara sınırını hatırlatmış ve arkadaş senin sınırın buraya kadar demiştir… Ordu vesayeti var dedin destekledik, yargı vesayeti var dedin destekledik … Bu sefer de parlamento vesayeti var diyorsun, her şeyi denetimden kaçırmak istiyorsun, bu kadar da sınırsız iktidar talebini karşılayamayız dediler ve bu seçimler de iktidara sınırını hatırlattılar… Vatandaş gerekeni yaptı, iktidarın sınırını çizdi, biraz fazla oldu ama sınırsızlıktan yine de daha iyidir… Şimdi ne olacak?

Bizim gibi lider sultasının agır bastığı vekillerin mutlak lidere itaat ettiği ülkeler de koalisyon belki de iktidarın iç denetimine neden olduğu için iyi bile olacaktır… Yani koalisyonlar  güçler ayrılığının etkisizleştiği ülkeler de denge ve denetimi kendi içlerin de barındırdıkları için faydalı olacaktır düşüncesindeyim… Şimdi vatandaş iktidarın sınırını hatırlattı, bundan sonrası siyasiler yani vatandaşın temsilcileri bu meclisten hükümet çıkarmak zorundadırlar… Çıkarmadıkların da geri vatandaşa baş vurulduğun da kim ipe un sererse ona vatandaş sandıkda gereken cezayı verecektir…

Sınırsız iktidar sorundur, şımarıklıga ve kaynakların savurganlığına  çar cur edilmesine neden olur, devlet iktidarını paylaştırırken etkili güçler ayrılığıyla gücün paylaştırılarak sınırlandırma geregini tekrar hatırlatır… Yalnız, sınırsız iktidar ne kadar sorun ise iktidarsızlık da o kadar sorundur, bu nedenle şu an meclis de bulunan tüm siyasilerin bu meclisten iktidar çıkarmaları sorumluluğu vardır… Bu sorumluluktan kaçanlara, bir vatandaş olarak hakkımı helal etmiyorum, bunun vebalini her vekile ve parti liderine hatırlatıyor… Selam ve saygılarımı sunuyorum…

Fikri Adil – Haziran 15 --- www.vatandasfikri.com

Vebal Altında ki liderler, R.Tayyip Erdogan(Cumhurbaşkanı), Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu(Başbakan ve AKP genel Başkanı), Kemal Kılıçtaroğlu( CHP genel başkanı)  Devlet Bahceli(MHP genel başkanı), Selahattin Demirtaş(HDP eş başkanı)…