KAVRAMLAR VE TOPLUMSAL DÜZEN
(Dilde Anlam Bozularak, Kavramlar Bozulursa, Kavramlarla varlıklar ve Olayları Anlayamazsak, Kültür Bozulur, Kültür Bozulursa, Birbiri Ardına Düşünce ve İnanç da bozulur.... Devamın da, Sosyal ve Siyasal Kaoslar Ortaya Çıkar… Hüseyin Benek)
Dilin anlamı demek, dilden aynı mesajı anlamak demektir, aynı dilin konuşulmasına rağmen aynı mesajı alamıyorsak ki çok zaman öyle oluyor… Sözcüklere, kavramlara yüklediğimiz anlamlar farklıdır demektir… Biri siyasi diğeri inanç alanı olan iki kavramı kısaca ele alalım ve nasıl farklı anladığımızı anlamaya çalışalım… Birinci kavram Demokrasi, ben siyasal bilimleri acısından düşünüyorum, sistem acısından düşünüyorum ve demokrasinin güçler ayrılığına dayalı, yasama, yargı, yürütmenin devletin gücünü paylaştığı, yönetimlerin seçimle yapıldığı, iktidarların seçimlerle devralındığı/devredildiği bir sistem olarak düşünürsem… İçimizden biri de demokrasiyi iktidarı ele geçirmek böylece devletin gücünü kendi grubuna ayrıcalık yaratmak olarak görürse, biz demokrasi kavramından aynı şeyi anlamıyoruz demektir. Kargaşa(Kaos) kaçınılmazdır…
İnanç alanının düzenlenmesiyle, devletin kurallarını dinden değil de akıldan alması gereği olan laikliği ben toplumsal barış için gerekli, inanç özgürlüğü için gerekli, inançlara yaşamsal alan ayıran bir kavram olduğunu düşünürsem… Birileri laikliği dinsel baskı aracına dönüştürmüşse, diğerleri laikliği bu baskılar üzerinden okuyarak kafirlik diye anlarsa, aynı kavramı çok farklı anlarsak, nasıl bir kültür ve toplumsal düzen inşaa edeceğiz? Kavramları netleştirelim, bunun için ne yapılabilir derseniz, biz bu kavramı yeni keşfetmiyoruz, diğer toplumlar bu kavramdan ne anlamışlar, bu anlayışları üzerine nasıl ortak anlayışlar sağlamışlar, üzerinde gönüllü uzlaşmışlar? Bunlara bakmalıyız…
Evet, evrende birileri bunları uyguluyor ve buna kavramın evrensel algısı da diyebiliriz, yani hava, deyince ne anlıyorsak, su deyince ne anlıyorsak, ekmek deyince ne anlıyorsak, dünya genelinde dillere dayalı sözcükler farklı da olsa işte bu bu şey denilebiliyorsa… Biz de bu şeyi dilimize çevirirken bir anlam verebiliyorsak, bu anlam Türk Dil Kurumun da bir sözlük de yazılı ise… Ben tutup da benim cemaatimin lideri uçmuş, buna şu anlamı vermiş der de, ona inanırsam, kavram kaosu başlar…
Kavramlardaki anlamların bozulmasıyla birlikte toplumsal birliğimiz de bozulur, din der biri başka anlar, biri başka analarsa, ibadet der biri başka anlar biri başka anlarsa, bunlar da kavramın genel anlamı dışındaysa… Ben din dediğim de yaratıcının bize öğütlediği ilkelere göre yaşamak anlarsam, diğeride kafirleri kesmek işi olarak algılar da sürekli kafirlik icat ederse… İbadet dediğimiz de Dinimizin gereklerini yerine getirmek anlarsak, digeri de sadece birkaç ritüeli anlarsa… Hadi diyelim ki gerçek anlamaların dışına çıktık, çıkılabilir de bir yere kadar…. Asıl sorun şurada başlar, bu anladığımız, anlamaları, kavramlara bizce yüklediğimiz anlamlandırmaları, herkese benim gibi anlayacaksın diye dayatırsak… Allah akına bir düşünün biz nasıl bir toplumsal düzen kuracağız… Ortak Kavramlarımız, Ortak Anlamlarımız Olmadığında, Kendi Grubumuzun(aşiret, Tahrikat, Siyasal Topluluk,) dışında bunların da ortak gönüllü kabulüne dayalı bir üst kavram birliği oluşturamamışsak, toplumsal sözleşme(Anayasa) oluşturmada sıkıntılar çekeriz… Çekiyoruz mu? Evet…
Son olarak bazı grupların devlet algısı üzerine duralım ve yazımıza son verelim… Evet ben devlet dediğimde vatandaşların, temel ihtiyaçlarını (Eğitim, Sağlık, Beslenme, Barınma, Güvenlik,) karşılamak üzere, büyük alt yapı hizmetlerini organize etmek üzere kurulmuş büyük bir kurum olarak anlarsam… Karşıda ki de bu devleti katil, kafir, adaletsizlik ve zulmün kaynağı olarak görürse… Ben onlarla nasıl anlaşacağım… Daha da başka kavramlar var, ben Atatürk dediğim de T.C Devletinin kurucusu olarak düşünüyorsam, diğer bir arkadaşım da Osmanlıyı yıkan, olarak düşünüyorsa… Oysa ki Cumhuriyetin kurucularının kurtarma cabalarına rağmen Osmanlı yıkıldıktan sonra cumhuriyet kurulmuş olduğunu bile bile… İnanmak istediğine inanıyorsa, bu inandığı düşüncelerin doğruluğunu hiç sorgulamıyorsa…
Kavram kaosu nedeniyle toplumsal birliğimizi, devamında da toplumsal barışımızı kendi ellerimizle bozarız… Bu bozulmaya yabancılar da yardım eder… Öyle mi oluyor ne? Bunları aşmak için, kavramları yerel ve evrensel anlamlarıyla, edebiyatla, eğitimle, siyasetle, inançla hepsinden önemlisi akılla yeniden okumamız ve kavramlara evrensel algılara dayalı üst bir anlam vermemiz gerektiğini düşünerek, umut ederek, selamlarımı, sevgilerimi belirterek…. Kavramlar, sözcükler, sözler, anlamlar üzere bir kültür inşaa ederek, birimizi daha iyi anlayarak, anlaşarak, uzlaşarak barış için de yaşamak dileğiyle…
Fikri Adil --- Şubat 16 – www.vatandasfikri.com
|