|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
MALUMATFURUŞLUK BİLGİ/BİLMEK |
MALUMATFURUŞLUK
BİLGİ/BİLMEK
Evet, çok kullanmadığımız bir kelimeyi başlık seçtim, nedeni biraz ilgi çeksin istedim, bilgiçlik taslayan demekmiş… Ben bu yanıyla ilgilenmekten çok birilerinin beni malumatfuruş yapması halin de hafızamın ne olacagıyla ilgilenmeyi ve bunun üzerin de düşünmeyi tercih ettim… Malumatfuruş olmak sanıldığı kadar kolay bir şey degildir…. Bunun için çok zaman harcanması gerek, işte oyun, eylence, sevdiklerine ve hobilerine zaman ayırma ve bilgilenme gibi hepsinin bir zaman maliyeti olduğunda sırf malumatfuruş olmak için hobileri, sevdiklerimizi oyunu, eğlenceyi heba edersek… Üstelikte bu bize verilen bilgilerin çogunun hayatta hiç de kullanmayacagımız ansiklobedik bilgiler olduğu da düşünülürse… Bilgi hantalı olmuş oluruz, işlevsel olmayan bilgiler zihnimizi yorarız…
Şimdi ilk önce egitim sisteminin verdiği bilgilerin hangisini normal hayatta hangisini mesleki alan da kullandık? …… Kocaman bir boşluk bin de bir kullandığımız o zaman bize bu bilgileri neden veriyorlar? Benim aklıma onlarcası geliyor, ama birini paylaşayım… Kafamızı meşgul ederek, gercek bilgiler yerine bu bilgilerle karıştırılarak, hangi bilginin nerede kullanılacagı belli olmayan asalak bilgilerle dolan zihnimiz bilgi yorgunu olmakta ve hem edinme aşamasın da hem de zihin de bunların tasnifi aşamasın da ciddi sıkıntılarla karşılaşmaktayız…
Ne yapılabilire gediğimiz de ise benim nacizhane önerim şudur… İlk önce öğrenilecek konuların da temel ve işin ruhunu içeren bilgi verilmelidir. Merak uyandıracak, sorgulatacak, araştırtacak, düşündürecek bilgilerle donanmalıyız... O konunun ayrıntılarını anlatan bilgiler ayrılarak verilmelidir… Sonra bu bilgiler içinde önce hafıza yaşı hesabı yapılarak, sonra alan hesapları yapılarak, nihai olarak ham bilgiler, tasnif edilerek uygulama aşaması bilgisine evrilerek çokcuklarımıza, gençlerimize ve de biz geç kaldık ama bize verilerek malumatfuruş olmak yerine daha damıtılmış bilgilerle donatılan toplumun olmalıyız derim... Yoksa bugün yaşanılan biliyorum paradoksu, İster teknoloji kullanmakla, teknoloji üretmek farkını, bilim dünyasın da, bilimsel çalışma katkı listelerine nasıl girilirle akademik ayak oyunlarının karıştırılması, ister, dogal hayattan yararlanılması ile dogaya uyum cizgilerinin aşılması durumun da neler olacagını, mesleki bilgi ve disiplinin neler gerektirdiğini öğreterek hayata hazırlanmak yerine…
Çocuklarımızı ve gençlerimizi malumatfuruş yapacak bilgilerle donatırsak, işte böyle bir yanda çok büyük adamlar içleri boş, bir yanda çok küçük adamlar ama içleri doldurulmamış…Aynı ayaklar üstte, başlar ayak da gibi bilen ama, ne bildiğini, nerede kullanacagını bilemediğinden bu bilgilerle yaşar gideriz…
Son olarak bana verilen din bilgileri içinde abdest alırken şu hareketi böyle yap, namaz kılarken bu hareketi şöyle yapmazsan namazın kabul olmaz, oruçda şu, şu, şu hareketleri yapmazsan orucun kabul olmaz yerine ne için namaz, oruç, hac yapıldığını bunlardaki ulaşmak istenen amacın ne olduğunu anlatılsaydı daha iyi olmazmıydı… Dinsel inançda ki amacın ne olduğunu bırakıp sadece ve sadece hangi hareketlerle nasıl yapıldığını işin manevi gereginden çok şekli gereginin anlatılmasının… Sadece malumat sahibi olunması sağlanır ama bu malumatların neye yarayacagı anlatımamış olması örnek verebiliriz... Oysa ki dinsel alan aslın da şekli degil, daha çok manevi bir alan olduğunu, öğrenmemişsek, çocuklarımıza ve gençlerimize öğretememişsek… Bu alanda da egitim de malumatfuruşluğu aşamamışız demektir..
İş yerinde bir arkadaşımız vardı 1942 yılında ne oldu dersek, hemen takır takır sayıyordu, içimiz de en çok bilgisi olan oydu ama en az da onun iş yapabilme kapasitesi vardı neden acaba çevremizdeki böyle kişileri inceleyerek malumatfuruşluğun ne kadar insana ket vurduğunu görebiliriz… En zekilerin de başarısız diye de okullardan atıldığını hep biliriz Edison, Aştayn, Bil Gates bunlardan bazıları….Bunlar üzerinde düşünülerek egitim sistemi daha işlevsel bilgilerle donatılmalıdır diye düşünüyorum… Zaten günümüz insanı iletişim ve bilgi ağları ile bu kadar bilgi bombardımanı içinde olan bizlerin sorunu bilgi kirliliyken bir de egitimle detay bilgiye boğulursa… İş yerinde ki arkadaşımıza döneriz… ki…
Bilim alanın da bilgi kirliliği, din alanın da bilgi kirliliğini, tarih alanında bilgi kirliliği aşılmadıkca ayaklarımız yere basmayacaktır, tarihi efsanelerden ibaret sayacagız, dini sadece şekli ibadetlerden sayacagız, bilimi de tekonoloji kullanılmasından ibaret sayarak vasatlar toplumu olarak yaşamaya devam edecegiz…
Hiç birimiz böyle olalım, olsun istemeyiz ama böyleyiz, bunun için de her alan da öz eleştiri, eleştiri yaparak malumatruruşluktan bilmeye ve bilime aşmak dilegiyle… Selam ve saygılarımla…
Fikri Adil – Aralık 14 – www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|