MATERYALİSTLER, İDEALİSTLER
Maddiyatçılar, Maneviyatçılar da diyebileceğimiz, hayatı okuma yöntemlerinden ikisine kısaca bakalım mı? Bu düşünsel, siyasal, ekonomik düşünce akımları bu yazıdan azade (bağımsız) toplumsal yaşayışa nasıl yansıyor üzerine düşünmemiz gerekmez mi? Bir kişi grup materyalist nasıl olur, maddiyatçı nasıl olur? Sorular bizi cevap aramaya iter her bulduğumuz cevap daha iyi yaşamın önünü acar, biz iki kavramı açarak devam edelim mi?
Maddiyatçılar, materyalist, maddeci, dediklerimiz, kimdir, ekonomik bakış acısını ayırarak, onlara metacı desek daha iyi değil mi? Sanki toplumda böyle anlaşılıyor, oysa mal, mülk anlamın da maddeci dediğimizde para, mal ve benzeri şeylere çok önem veren kişi ve düşünce grupları diyebiliriz… Felsefi olarak yaklaşacak olursak…
Maddecilik, özdekçilik veya materyalizm, her şeyin maddeden oluştuğunu ve bilinç de dahil olmak üzere, bütün somut olarak görünenlerin maddi etkileşimler sonucu oluştuğunu öne süren, metafizikle arasına mesafe koyan felsefe kuramıdır. Nihai olarak maddi görünenlerden fiziki olan üzere düşünen bir düşünce akımı diyebiliriz, bunlar metafizik alanda dahi düşünseler daha çok akılcıdır da… Maneviyatcı idealist dediklerimize bakacak olursak…
Maneviyatçı, İdealizm öğretisine bağlı filozof, Ülkücü (İdealist) düşünce grupları üzerine özetle durmak gerekirse…
Maneviyat kavramı nedir? Kişinin iç dünyasıyla, duygu dünyasıyla ilgili her şey maneviyat alanı olarak nitelendirilir. Maddiyat kelimesi ile zıt anlamlı olan bu sözcük, duygu ve düşünceleri de kapsayan geniş bir kavramdır. Tasavvufta ise maneviyat kavramı zahiri değil batini, aşikâr değil mahrem, gizli olan şeylerin keşfi karşılığı olarak tanımlanır, kullanılır. Bu düşünce tarzında olanlar ruhani, mite dayalı, dini hikâye ve rivayetleri çok önemseyen, inanç ve düşüncelerini buradan besleyen kişilerin daha ağırlıklı olduğunu görüyoruz… Nihai olarak bu düşünüş şekline metafizik düşünce şekli de diyebiliriz…
Dönelim normal hayata materyalistler genelde sosyal demokrat, sosyalist olduklarını görüyoruz ve bunlar maddiyatçı yani ekonomik anlamda mal ve mülkçü değildirler, hatta mal ve mülklerin kamuya yani topluma, yani devlete ait olmasını savunan kişilerin ağırlıklı olarak materyalist olduğunu görüyoruz… Öte yandan..
İdealist dediklerimiz, maneviyatçı ve metafizikçi diyebileceğimiz buna dini cemaatler de dâhildir, maneviyatçıyız diyenlerin maddiyatı yani malı mülkü parayı çok önemsediklerine tanık oluyoruz… Bunlarında genel olarak sagcı, muhafazakar olduklarına tanığız… Ülkücü siyaseti benimseyenleri kısmen bundan istisna tutabiliriz... Bunların nedeni nedir derseniz bilmiyorum sadece izlenimim bu diyelibirim…
Örnegin uzun süredir sagcı vatandaşların yönettiği bir ülkede yaşıyoruz, bu vatandaşlarımız kendilerini genel olarak maneviyatçı ilan ederler… T.C ilk kuruluş dönemlerinde çok şeyi kamucu ekonomiyle başarmış, tarıma dayalı bir ekonomimiz olduğu için tarım ürünleri sanayini ilk olarak kuruluş aşmasın da kurmuşlar… Bunların hepsi kamuya aitti, kişilere degil.. Bütün bunları kişilere devreden sağcı siyasiler olmuş, hala da devam ediyor, meraları bile kiralıyorlar, toplumun olanı kişiye devrediyorlar.. Kim maddeci, kim idealist karışıyor, bunu yaparken “malda yalan, mülkte yalan, gel birazda sen oyalan,” “mülk Allah’ındır” gibi sloganlarla da kendilerini maneviyatçı göstermeye çalışıyorlar… Her neyse!
Bir grubu maneviyatçı diye degerlendirirken ne kadar maneviyatçı, duygu, inanç, metafizik alanı olduğunu bilerek yaklaşmak gerektiğini… Söylemleriyle eylemleri uyuşuyor mu? Bir gruba materyalist derken ekonomik, siyasal, felsefi, bilimsel maddiyatçılığın ayrı olduğunu… Aslında bunun görünenlerden, fizikten, maddeden hareketle düşünenler olduğu üzerine düşünmemiz gerekmez mi diyerek… Tam ifade edemediğim bu konu üzerine, farklı kaynaklardan yararlanarak, sizi daha derin araştırmaya, düşünmeye davet ederek, yazıyı bitiyorum… Selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com – 19.7.2022
Kaynaklar
1* https://sozluk.gov.tr/?q=&aranan=
2* http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
|