DÜŞÜNCE BİZİ NEDEN TERK ETTİ?
Yukardaki sorunun tersini soralım düşünceyi ne ile davet zihin evimize edebiliriz, o da bizim davetimize ne yaparsak icabet eder? Evet, düşünce ne ile oluşur, biz bunun oluşması için neler yapmalıyız?
Düşünce akılda, zihinde bilgiyle oluştuğu düşünürsek, bunlar olmaksızın düşünceyi davet edebilir miyiz? Edemeyiz… Bunun için zihni, aklı bilgiyle beslememiz gerekir ki, bizim mahalleye düşünceyi davet ettiğimizde gelsin… Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünlüğüne zihin denirse… Bence duygu ve davranışlardan önce oluşması gereken, duygu ve davranışlar nasıl daha iyi yaşanır sorusunun cevabını bize veren, zihin de, bir düşünce olmalıdır ki iyi olan yaşansın… Bunun içindir ki yaşantıları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak anlıkta saklama gücü, bellek, biz yaratılıştan verilmiş yetiyken bunu neden bu kadar az kullanırız ki, anlamış değilim… Şimdi konumuz, hatta konularımız var bunlarla ilgili bilgimiz var ve bir düşünce oluşturacağız, bence düşünce konuyla, durumla, olguyla, zamanla, mekanla, araçla nasıl bağ kurarak, neleri nasıl yapmalıyım, sonuç ne olur planını kurmaktır. Bu bağ, plan yoksa bu konular, bunlara yaşanacaklar da diyebiliriz, nasıl iyi yaşayabilir ki? İşte zihin de bilgilerle düşünceyi, düşüncelerle davranışın bağını kurma işini yapabilen, bunları sözlü, yazılı ifade edebilen, bilinçli bir şekilde davranışa, dönüştüren canlıya insan deniyor… Bu sıralamayı gerçekleştirerek mi yaşıyoruz, yoksa düşünmeden davranışı yaparak neden böyle kötü sonuç aldık mı diye üzülüp duruyoruz? Ne yazık k ikincilerimiz daha fazla… İşte bunun nedeni zihin evimize düşünceyi davet etmediğimizden, onun yardımlarıyla neden sonuç ilişkisi kurarak, davranışlarda bulunmadığımızdan bu yaşanılanlar… Dünya da bazı toplumlar artık bu düşüncesizliklerin önüne geçebilmek için yapay zeka üzerine çalışıyorlar ve nasıl nagivasyon, yön bulma cihazları hayatımızı kolaylaştırdıysa bu yapay zekalarda bize rehberlik edecek ve hayatımızı kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum…. Yani biz insanların bu alanda ki eksikliğini tamamlayabilir mi, evet…
Ama bu yapay zekaları kim yapacak, onların insanlara nasıl düşünce önerilerin de bulunacaklarını kim programlayacaklar? Başkaları bunu bizim kullanacağımız yapay zekaları programlarsa biz onların güdümüne girer miyiz? Neyi nerede kullanmayı öğrenmedikçe başkalarının önerilerini, araçlarını kullanmaya devam edeceğiz gibi, başkalarının bilgisini, düşüncesini, araçlarını kullandıkça da onlara bağımlı olacağız gibi… Bundan kurtulmanın yolu düşünceyi önce zihin evimize buyur etmeliyiz, sonra düşüncelerimize dayanarak daha büyük düşünceleri mahallemize, şehrimize, ülkemize davet ederek düşünsel rüştümüzü ispat edebiliriz… Yoksa dış etkilerden kurtulamayız, bunun için hayatın, zamanın, durumun şartlarına göre bilgi ve düşünce üretmek, bunları uygulamalarla hayata aktarmamız gerek… İşte bu bağ bizi insan yaparken bu bağı kuramadan yaşamak da ne yazık ki bizi insanlıktan çıkarmaktadır… Düşündükçe insan oluruz ya düşünmezsek?
Örneğin ekonomi üzerine düşünelim mi, ya da kadın erkek ilişkileri üzerine düşünelim mi, veya teknoloji üreten ülkelerle, üretmeyenler arasındaki farkı düşünelim mi? Sağlıkla, hastalık arasına ki fark neyse, düşüncelilikle, düşüncesizlik arasındaki fark da odur… Bunun için aklın, bilginin, zihinsel faaliyetlerin, mantığın, felsefenin düşüncenin bizi terk etmesine izin vermemeliyiz, izin verirsek çok rahat söylüyorum insanlıktan çıkarız… Şu yaşanılanlara bakıyorum da bizim, insanlığın insaniyet seviyesi ne seviyede diye kendime sormaktan korkuyorum…
Akla, bilgiye, düşünceye dayalı olarak yaşamak dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 25.4.19 – vatandasfikri.com
|