SOSYAL VE SİYASAL MEŞRUİYET
(Rövanş kültürü)
Tanrı dağından esinlenenlerle, Hira dağından esinlenenler, Anadoludan, Nutuktan etkilenenlerle, Liberal anlayışlar, laik pozitif düşünenlerle, uhrevi metafizik düşünenler, sosyal demokratlarla, muhafazakar demokratlar kamusal devlet gücünü hizmet için ele geçirip birbirlerine karşı kullanmaları ne yazık ki bir rövanşist gelenek oluşturmuş görünüyor… Kim gücü ele geçiyorsa kamusal görev ve hizmet alanından öbürünü neredeyse dışlıyor.. Bu durum ise sosyal ve siyasal meşruiyet sorununun yanı sıra, tam anlamıyla bu ülke ve devlet vatandaşı olamamayla sonuçlanan bir durum ortaya çıkarıyor… Kişi dünyanın ne uc noktasındaki dindaşıyla empati kurabilirken, vatandaşı olduğu, hemşerisi olduğu, mahalleden komşusuyla siyasal ve dinsel nedenlerle empati kuramıyorsa bunun üzerine ülkemizde ki tüm siyasal, dinsel, felsefi gruplar çok, hemde çok durmak zorundalar, zorundayız… Gelin hep birlikte duralım o zaman…
Bu durum öyle bir hal aldı ki, demokratik bir seçim olur, devlet kurumlarını vatandaşa hizmet için yönetmek üzere vatandaşların çoğunluğunun onayını alan hükümet tüm vatandaşların hükümeti hiçbir dönemde olamadı, hükümet ayrıcalıklı grup yaratma aracı haline geldi… İşe ayrıcalıklı gruplar alındı, ihaleleri ayrıcalıklı mütahitler aldı, teşvikler mümkün oldukça iktidara yakın kişilere verildi bu durum karşısında kamusal işe girememe ve kamu ihaleleri, teşvikler alamama durumuyla karşı karşıya kalan vatandaşlar arasında siyasal, ekonomik, sosyal, hatta hukuki eşitsizlikler oluşmakta… Kendini eşit göremeyen vatandaş bu ülkeye kendini daha az aidiyet duygusu içine girer, daha aidiyet hissedebilir… Bu az aidiyet duygusu, seçmediği partinin vatandaşlar arasında eşit olmayan hükümet ediş tarzıyla birleşirse, hükümeti ülkesinin hükümeti gibi görememe durumu ortaya çıkarır ki, bu durum başka bir şeye daha neden olur…. Bu nedir?
Hükümetin siyasal meşruiyeti olurken, sosyal meşruiyetinin olamaması durumudur ki, bu ülkede ciddi sosyal ve siyasal gerilim yaratır… Örnegin, daha önceki seçim sisteminde %34-35 oy alarak siyasal meşruiyetle iktidara gelinebiliyordu… Bu durumda hükümet eden kişi, grup, parti tüm vatandaşlara eşit davranmaz ise, %65-66 vatandaş nezdinde sosyal meşruiyet nasıl sağlanacaktır? Hükümet eden partilerimiz öncelikli olmak üzere, tüm partilerimiz ve düşünsel, inançsal gruplar bu konu üzerine ciddi, ciddi düşünmek zorundalar, zorundayız… Şimdiki seçim sistemi iktidarı biraz daha geniş bir tabana yaymıştır, bu sistem Cumhur Başkanlık sistemidir, Cumhur başkanını seçerken aynı zamanda hükümeti de seçmiş olmaktayız… Bu sistemin de eksik yanı nedir deseniz, ben nasıl denetleneceği konusunda ki eksikliklerdir… Meclis denetimi zayıflamış, kendi seçime girerek kazanmış bir kişi ve kurduğu hükümet var… Yargı denetimi ise gün be gün zayıflamaktadır, nedeni demokratik siyasal meşruiyetin en önemli ayağı güçler ayrılığının da gün be gün zayıflamakta olduğundandır… Hükümet eden parti dışındaki partilerin hükümeti siyasal olarak meşru görememeleri algısı böyle oluşmaktadır… Bütün bunlar birleşince…
Birlik bağı, hükümet ve partiler eliyle, ayrıcalıklı partililer aracılığıyla çözülmekte ve toplumun yarısı iktidarı iktidarları sayamamaktadır, örneği biraz daha acarsak bir muhalefet partisini sadece oy verenlerin meşru gördüğünü, oy vermeyen vatandaşların hain gördüğü, kafir gördüğü, işbirlikçi gördüğü bir toplumda muhalefet partisi nasıl oylarını artırarak iktidar alternatifi olabilir ki? Bakın, siyasal, sosyal meşruiyet sorunu siyasete nasıl ket vuruyor, toplumu nasıl gerginleştiriyor, görün, görelim önlemler alalım… Bu siyaset tarzı..
Sosyolojik, kültürel, geleneksel duygulara, toplumun hoşuna giden sloganlara dayalı, toplumun genelini kucaklamadığı için eşit vatandaş duygusu geliştiremeyen bir siyasal tarzdır ki… Rövanşist bir siyasal anlayışı da sanki toplumun normali gibi suna, suna şuanda hem siyasal, hem de sosyal sorunlara acık bir toplum olmamıza neden olmaktadır.. Bunun için siyasal meşruiyet, sosyal meşruiyet sorunlarını aşacak adımlar atmalıyız.. Tez zamanda bu adımı atmak dileğiyle, selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandaşfikri.com – 17.5.2020
|