DÜŞÜNCE DE SİSTEM ZİHNİYETİ!!
(Bir Akademisyen Kendi Ulaştığı Sonuçları İrticalen Bir Konuşmasında Paylaşıyor, Bunu Duyan Fitneciler, Konuşmanın Mevcut Anlayış İçinde Olanlara Çok Ters Gelecek Bölümü Alıyor, Bunu Duyan Mollalar Grubu Kendince Yargılama Yapıyor… Bu Yargıya Göre Davranmaya Davet Ediyor, İstenileni Yapmaması Halinde …….. !!! Bu Arada, Meşru Yargılama Hakkı Kimin Karışıyor, İfade, Düşünce Özgürlüğü Filan Hak Getire Oluyor, Savcılar da, Siyasilerde Bu Durumu Sessizce İzliyor, Demek ki İfade Hürriyetine Saygı Duymayanların İfade Özgürlüğüne Saygı Duyuluyor)
İster dini düşünce alanında, ister siyasal düşünce alanın da daha iyi nasıl olur diye düşünmek zorundayız, bu düşünüş esnasında mevcut düşünce sınırları ister istemez esnetilmek zorundadır… Ama gel gör ki bize geleneksel olarak, içtihat kapısı kapanmış denilmektedir, bu aslında üstü örtülü olarak düşünme kapısı kapanmıştır demektir… İster ilk uygulamalarda ister sonraki içtihatlar da, ister günümüz fetvalarında yeni sorunlar karşısında dini kaynaklarda, uygulamalarda olmamasına rağmen yeni karşılaşılan durumlar, olaylar, olgular karşısında yeni düşünceler ve içtihatlar, fetvalar üretilmiştir.. Devamla..
Şimdi birileri bir konu üzerine tartışıyor, diğer biri bu konu üzerine düşünce üretiyor, bu konu ifade hürriyeti acısından değerlendirilince kime ne denilebilir mi, evet… Dini acıdan değerlendirilince, düşünmezmisiniz diyen bir kitabın inananları olarak düşününce, düşüneni taşlamanın alemi var mı, bence yok… Sonra, bir Watzap grubunda kendilerine alimler diyen bir grup, kendi düşüncelerine aykırı bir şekilde düşünen kişiyi yargılıyor, şu şekilde davranmaya davet ediyorlar… Sen bu düşüncenden dolayı kafir oldun, tövbe et bu düşüncenden dön bizde alimler, mollalar kurulu olarak seni affedelim, bu ne demektir biliyor musunuz?
Sistem değişmiş mollalar kurulu oluşmuş, bu kurul kafasına göre kişileri yargılıyor demektir ki, bu mollaların dini algısına, yorumuna ters düşen herkes, buna siyasiler de dahil olmak üzere risk içindedir… Bu tür davranışların önü alınmazsa buradan büyük fitnelerde çıkabilir, herkesin herkesi kendi algısına göre yargıladığını düşünsenize.. Bırakın meshepleri, bırakın tahrikatleri kafasına göre kendine statü veren herkes bu tür gruplar, Yargıçlığa soyunur ve toplumsal sistemimiz ve düzenimiz bozulur… O zaman anlarız cumhuriyetin, demokrasinin, laikliğin ne kadar önemli olduğunu…
Şimdi gelelim sistem içinde davranmayanların sistem içine davet edilmesine, kimse kusura bakmasın Müslüman toplumların başında ki bela tamda bu bizim de başımıza gelecek diye kaygılandığım siyasal sistem sorunudur… Düşünün ki her yorum tek gerçek, her gerçek başka geçekleri yok sayıyor, hatta düşman ilan ediyor, yetinmiyor hakkında katli vaciptir fetvaları çıkarıyor, bende bu tür davranan vatandaşları sözleşmeye davet ediyorum… Bu sözleşmenin adı Vatandaşlık sözleşmesidir, biz bu sözleşmeye göre burada yaşarız, hukuki sözleşmeye uymayanlara nasıl davranılır bellidir… Bu sözleşmenin adı T.C Anayasasıdır!!! Buna uyulmadığında ne olur, Müslüman toplumlara baksınlar, ibret alsınlar, her kafadan bir ses, her ses kutsal olduğu iddiasıyla karşı tarafı kutsala uymaya davet ediyorlar ve bu coğrafya da emperyal hayalleri olanlarda onlara ellerine tırlar dolusu silah veriyor, hedef olarak da kendi koşusunu, dindaşını, farklı düşünenleri gösteriyor… Al sana başına bela… Araya düşmanlık da girince düşünce tamamen o toplumdan uzaklaşıyor, kinin, nefretin, fitnenin kısır döngüsü kaos içinde ki toplumların normali oluyor… Bu arada duyabilirlerse, Kuran “bir toplum kendilerini değiştirmedikçe biz onlar hakkındaki durumu değiştirmeyiz” mealinde uyarıyor, zihinsel olarak uyanıksak duyarız… Son olarak bende size soruyorum, sizin normaliniz ne? Yada siz normal misiniz?
Allah yardım etsin ve akıl üzere düşünenler de sistemimizi muhafaza etsin, Allah, aramızdaki fitne tohumları saçanları ıslah etsin, savcılarımız bunları takip etsin… Karşılıklı, farklı düşünsek bile, birbirimize merhamet, adalet, ahlak, sevgi, saygı, hoş görü içinde yaşamayı toplum olarak nasip etsin, muhafaza etsin, edelim bizde bunun kıymetini bilerek bu ülkede barış içinde yaşayalım… Dilek ve temennilerimle, selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 28.12.18 – vatandasfikri.com
|