İnsanlar genel olarak toplumsal yaşarlar, her toplumsal yaşayış kural gerektirir, bu nedenle insanlar sosyal düzen kurallarına ihtiyaç duyarlar… Bu kurallar şunlardır..
Ayıplama, kınama, övme, takdir etme, günah ve sevap, ahlak kuralları, ödül olarak cennet, ceza olarak cehennem gibi manevi ödül cezalar, yönetmelik, kanun, Anayasa, ödül olarak huzurlu yaşam, hapis gibi maddi cezalar öngörülür… Bunlara yakından baktığımız şunları görürüz…
Ayıplama, kınama, övgü ve takdir etme ailesel, bölgesel olarak degişebilir, bir bölgede ayıp olan kınanan başka bir bölgede ayıp olmaz, bu nedenle, aile, bölge, sülale, hemşeri kuralları olabilir ama genel kural olamaz… Bunlara uyanları bölgelerinde, aileleri takdir ederler…
Günah ve Sevap, bunlar dini kurallardır, dinden çıkarılan toplumsal kurallara fıkıh denir, bu fıkıh kuralları dinden dine, degişebilecegi gibi meshepten meshebe de degişebilir, bu nedenle genelleştirilmesi zor olabilir… Belkide yaşanılan meshep çatışmaları bunun nedenidir.. Örnek vermek gerekirse boşanma, evlenme, çok kişiyle evlenme gibi kuralları herkes kabul etmez,.. Kısas kuralı ilk bakışta adil gibi durur, sizin cemaatten bir genç öldürülür, sizde gence genç öldürürseniz.. Öldüren genci degil onun dışında bir kişiyi cezalandırmış olursunuz.. Oysa hem dini, hemde hukuki, hem akli, hemde mantiki bir kural vardır,.. Babanın suçuyla ogul, ogulun sucuyla baba suçlanamaz diye… Bide dini kuralların bir çogunun cezasını Allah hesap gününde verecegini söyler, bunlara nasıl dünyevi otoriteler ceza kor anlamış degilim… Bu nedenlerle genelleştirilmesi zor olur, bu nedenlerle laik, akli, dini kurallardan esinlenen, ama dini kurallar sayılmayan, laik hukuk kurallarını insanlar sosyal düzen kuralları yapmayı tercih eder hale gelmiştir.. İran örnegi burnumuzun dibin de, yüzlerce büyük adaletsizlikler yaşanır, ama bir baş örtüsü takılmaması ceza konusu sayılır, artık toplumların böyle aşırı yorumlara tahammülü kalmamıştır.. Afganistan dan insanların fırsatı olsa, tüm vatandaşları kaçacak, kaçıyorlar da, hadi orada yoksulluk var, Arabistan, Kuvvet, İran gibi ülkelerin vatandaşlarıda doğalarına uygun şeyleri yaşamak için buralara geliyorlar tatil yapıp geri gidiyorlar.. Dubai şeyhinin karısı kızı bile kaçıyor, göç yollarında son on yılda 15-20 bin insan öldü, bunların dinlerine bakın kimler ölüyor, neden ülkelerinden kacma gereği duyuyorlar? Bu dini kuralların genel kurallar olması, olamamasını çok uzattık, hukuki kuralara geçelim…
Yönetmelik, tüzük, kanun, Anayasa bunlara baktığımızda kendi aralarında bir hiyerarşilerinin olduğunu görürüz, yönetmelik kurumların işleyiş kuraları, tüzükler sivil toplum örgütlerinin işleyiş kurallarıdır, bunlar kanunlara aykırı olamazlar.. Kanunlarda Anayasaya aykırı olamazlar, bunların yapılış yönetmelerini inceleyerek devam edelim ki, daha anlaşılır olsun… Yönetmelikler kamu kurumlarının nasıl hizmet edeceğini, kimlerin bu hizmetten yararlanacağını, bedava veya ücretli olacağını, ücretlerinin kim tarafından belirleneceğini, ne kadar olacağını belirler.. STÖ’nin Tüzükler kanuna uygun olarak hazırlanır.. Kanunlar nasıl hazırlanır, vatandaşların seçtiği, temsilcileri aracılığıyla yasama üyelerinin kanun teklifleriyle yasama meclisinde hazırlanır… Bu kanunları Cumhurbaşkanı yayımlar, kanunlar böylece uygulamaya başlanır, anayasaya aykırılığı iddia edilirse, Anayasa mahkemesine baş vurulur, anayasaya uygunluğunu denetler, olumlu bulur kanunu onaylar, bulmaz iptal eder, bazı maddeleri anayasaya aykırı bulursa gerekli düzenlemelerin yapılması kararını verir.. Bu aşamalarından geçen kanunlar genel kurallar olur, bunlar hukuk kuralları olur, en üst sosyal kurallar olur, hem devleti, hem ticari işletmeleri hemde vatandaşları bağlar…
Sosyal düzen kurallarıda bir hiyerarşi içindedir, sizi ailenizin kuralı sizin ailenizde çok önemli bir kural olabilir, sizin geleneksel yaşadığınız bölgede de önemsenir, ama 15-20 milyonluk bir şehirde sizin ailenizin kuralı sadece sizin ailenizi baglar… Sizin meshebinizin kuralları sadece sizi baglar, sizin dininizin kuralları iman ettiğiniz için sadece sizi baglar, bir cemaatin kuralları sadece o, cemaatin mensuplarını baglar, bu nedenledir ki genel sosyal kurallar olamazlar.. Bu bilinç ile toplumsal hayat yanşamazsa, fitne çıkar, fesat çıkar, çatışma çıkar.. Bilinçli çıksın isteyenler varmıdır, bilemem ama toplumsal sorunların iki kaynagı vardır, bir müzakere ve uzlaşma kültürü olmayan gruplar, iki lüzumsuz otoriter yönetimler, sosyal yapıya ve ekonomiye zarar veren yanlış yönetim kararlarıdır..
Bunları dikkatinize sundum, bu konuları daha derinden inceleme yapmak için, benim söylediklerimin doğruluğunu, yanlışlığını araştırmak için, başka kaynaklara da başvurun, üzerine konuya acıklık getirinceye kadar düşünün önerisiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – vatandasfikri.com –8.12.2022
|