SOSYAL MEŞRUİYET
(Sosyal Gerçekliklerle Birlikte ve İnsan Doğasının (fıtratının) Toplumsal Normlara Yansımasına, Sosyal Meşruiyet Denilebilir mi? Fikri Adil)
Sosyal Meşruiyet, toplumun genelinin rızaya dayalı onayı dersek, eksik kalır, O zaman başka bir şey daha dememiz lazım bu nedir, ortak iyiye neden olacak, iyi, doğru güzel olan düşünce ve uygulamaların norm haline dönüşmesi dersek… Valla yine eksik kaldı gibi…
Ama abi sende hiçbir şeyi beğenmiyorsun. Yok, beğenmemezlikten değil düşünmek için zamanım var, kalkmışım sabahın 5:30 da bu kavram üzerine düşünüyorum, bu kavram bize ne diyor, biz bu kavramdan ne anlamalıyız? bu anladıklarımız üzere sosyal hayattın içinde ne gibi davranışlar, ne gibi normlar, ne gibi iyilikler güzellikler ortaya çıkarmalıyız ki, toplumsal adalet, ahlak, mutluluk, huzur üzere bir maruf yakalayabilelim değil mi? Yetmez bu kavram bize ne mesaj veriyor devam edelim mi?
Bana göre sosyal meşruiyetin üç kaynağı var, bir insanın doğasını, yani fıtratını yok saymayacak, iki insanın doğasının içinde akıl var, akla yatkın olacak, üç, ister beşeri genel kabullerden, ister ilahi genel kabullerden ortaya çıkan düşünce, norm olsun bunları(Aklımızı, Doğamızı) dikkate alacak… Toplumun bir bölümün onayını alırken, bu bölümün kabulü iken, kabul etmeyen, yani muhalefet edenlerin hem muhalefet etme hakkını koruyacak, hem bunların başka sosyal gerçekleri onaylamasına, yaşamasına, ardından bu düşüncelerini topluma ifade etmesine, bizim sosyal gerçekliğimiz engel olmayacak… Yani bu matematik gibi 3+3=6 gibi bir meşruiyet değil ki… İnsan kültüründen, coğrafyasından, dini inancından ve bu inançlarının yorumlarından farklı sosyal gerçekliğe ulaşabilmektedir, ulaşabilmelidir… Örnegin Kutsal kitabımızı ben bir sosyal demokrat olarak okuduğum da başka bir sosyal gerçeklik, sosyal meşruiyet, liberal biri okuyunca daha başka bir sosyal gerçeklik ve meşruiyet sonuçları çıkarıyor… Çıkarması da normal değil mi? Bu da yetmez…
Siyasal düşüncelerin de sosyal gerçeklikler ortaya çıkardığını biliyoruz, onların ortaya çıkardığı sosyal gerçekliklere dayalı sosyal meşruiyetler de olabiliyor bunu yaşıyoruz… Ben bütün bunların üzerinde, başka bir şey daha olduğunu düşünüyorum, yukarda azda olsa bahsettim…
İnsan doğası, fıtratına saygı duymayan sosyal gerçeklikler enin de sonun da sosyal meşruiyetlerini kaybetmektedirler… Bunun çıkış noktası dinler olabilir, bunun çıkış noktası ideolojiler olabilir, bunun çıkış noktası sosyal gerçekliğin temeli olan kültürel normlar da olabilir… Yalnız şu olamaz, insan doğasını, yani içgüdülerini dikkate almayan bir sosyal meşruiyet, toplum adına, yani doğal olmayan adına insanı, yani kişiyi yok sayarsa… Yok, sayılan insan mutsuz huzursuz, arayış içinde olacak ve mevcut sosyal meşruiyetlerle çatışacak, bu çatışmalar makul seviye, yani sosyal meşruiyeti olan seviyede tutulamazsa, bu sefer işin içine nefret, kin, fitne, fesat gibi toplumun genel dengesini daha da bozacak ve toplulukların bunları meşru sanısı ile karşı tarafa saldıracak.. Ölecek, öldürecek, sosyal meşruiyet arayışları ise daha da ortadan kaldırılacak farklı her ses ya susacak, ya da susturulacak… O zaman şu ayetle konuyu bitirelim, yok konu bitmez yazıyı bitirelim mi?
“Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar ve onlar sadece saçmalarlar. Enam 116” Şimdi sosyal meşruiyet çoğunluğun kararı dersek, yine eksik demiş oluruz… Bana göre sosyal gerçekliklere, dayanacak, insan doğasının gerçekliklerini yok saymayacak, toplum birey dengesini barındıracak, ortak aklı, yani meşveret ve şurayı yansıtarak iyiye ve faydaya neden olacak, başka sosyal gerçekliklerin ifadesine engel olmayacak… Batılılar bunu laiklik ve demokrasiyle başarmışlar, bizim kültürümüze de bunlar eklemleyebilirsek ki, başarıyoruz.. Bunlar eğitim, din, diyanet, imam, akademi, entelektüel, aydın kesiminin kültürü işlemesiyle ortaya çıkacak sosyal gerçekliklere dayalı meşruiyete… Sosyal Meşruiyet Diyebiliriz Düşünceleriyle… Selam ve Sevgilerimle..
Fikri Adil –10.3.18 – vatandasfikri.com
Kaynak: Emir Kaya, AİA’nde Sunduğu “İslam Hukuku İle Pozitif Hukukun Buluşma İmkânları” Tebliğinden Esinlenilmiştir.
|