|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
AKPNİN OY KAYIP NEDENLERİ |
AKP'NİN OY KAYBETME NEDENLERİ
AKP, öncelikle kültürel tarafgirligin yogun yaşandığı sürecin sonucun da iktidara geldi, bu tarafgirligin taban bulduğu ortam da sebebli sebepsiz inançların üzerin de baskı vardı… Toplum bunları aşabilmek için AKP’yi destekledi… Bana göre kültürel tarafgirlik siyasal tercihimizi etkilememeliydi, hadi etkiledi ve AKP iktidara geldi… Sonuç!
Toplumsal gerilimler azaldı mı? Yok … Ekonomik sorunlar çözüldü mü? Yok… Komşularımızla ilişkileirmiz düzeldi mi? Yok… Demokratik uygulamalar vasatlığını koruyor mu? Evet… Terör Örgütü tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor mu? Evet… Sosyal Kültürel tarafgirlikle çözülmeyecek sorunlardır bunlar… Bütün bunların yanı sıra aşırı bizim adam mı, Degil mi, sorusu yerine işi layıkıyla yapabilecek mi, yapamayacak mı? Liyakatı yerinde mi, degil mi, gibi sorular da bize çok uzak kalınca bu partimiz beklenenin üzerin de oy kaybetmiştir… Diger partilerin de kültürel tarafgirlikle oy kaybettiğini görmesi üzerine kendilerine çeki düzen verilmelerine dayalı kültürel tarafgirlik siyaseten tarafgirligin önüne geçilmiş, oy getirmemeye başlamış böylece de bu partimiz oy kaybetmiştir… Şimdi ne olacak kimse tek başına iktidara gelemediği gibi, partiler koalisyona da yaklaşmamaktadırlar… Ne olacak, siyasetimize toplumsal güven zaten az daha da azalacaktır…
Başka bir neden ise devletin iktidarının ve Parti liderinin gücünün çeşitli kurumlara paylaştırılmamasıdır ki, buna güçler erkler ayrılığı derler… Liderin parti içi denetim altında tutulabilmesi için de kurullar MYK, başkaca danışma kurullarıyla tartışarak, istişare ederek alması gereken kararları tek başına alması, demokratik kültürümüzün olmamasına dayanmaktadır… Buda oy vermeyen topluluklar da kaygıya neden olmakta ve sonuç iktidarı eline geçiren diger toplulukları dikkate almadan kararlar almakta toplumsal gerilimler kalıcı olmaktadır…
Her şeyin bir kültürü vardır, o şeyde kültürünüz yoksa başaramazsınız. Fikri Adil
Devletin iktidarını paylaşması gereken Hükümet, bu konuda paylaşmayı bırakın, bütün güçleri elinde tutma niyetini her fırsatta ortaya koymuştur… Bu demokrat çevrelerde rahatsızlık uyandırmış, toplumun bir kısmın da yüksek düzey de kaygılara neden olmuş bu kaygılarına dayanan topluluklar diger partileri daha çok destekler hale gelmişlerdir… Sonuç AKP nin oy kaybetmesidir ki, yeni bir seçim de durum ne olur öngörmek çok zordur… Ama bana göre degişen bir şey olmayacaktır… Benim kişisel İstegim AKP nin bir tek başına iktidara gelmesidir, ama başkanlık sistemine gecegiz söyleminin halk tabanın da karşılık bulmadığını, bu nedenle demokratik kaygı taşıyanların buna izin ve oy vermeyecegini düşünüyorum…
Parti Cumhurbaşkanımızın direk seçim meydanlara inmesi, hatta başkanlık sistemine geçme söylemlerinin de etkisiyle de oy kaybetmiştir…
Kürtlerle kurulan ilişki bozulmuş, en çok oy kaybı Kürtler de yaşanmıştır… Çözüm süreci, barış sürecinde ki belirsizligin Kürtlerle ilişkilerin bozulmasına katkısı nedir? Bu belirsizliğin oy kaybında ki etkisi düşünülmelidir... Dış politikada siyasal ve ekonomik, diplomatik ve askeri güçümüzü dikkate almadan ve dünya dengelerine dikkat etmeden yapılan dış politikalar da hükümeti en çok dış politikada başarısız yapmış, bunun da az da olsa oy kaybedilmesine etkisi olmuştur…
Yasa yapan meclisimiz, ne yasa yapma tekniklerini dikkate almış, nede Anayasa Mahkemenin kararlarının ne olacagı öngörülemeden yasalar yapılmıştır… Yasa gerekceler yaratılarak degil reel gerekler üzerine yapılır… Yargının, hükümetin kontrolün de oluşu izlenimi toplum da diger en büyük kaygı kaynagıdır… Bunların da oy kaybetme de etkisi olduğunu düşünüyorum…
En büyük talihsizliklerden biri taraf olmazsanız bertaraf olusunuz diye İş camiasına söylenen sözdür ki, ticari hayata yansıması yabancı yatırımcıları da ürkütmek üzeredir…
Ekonomik piyasada tarafların aşırı borçlanmalarına dayalı ekonomik durgunluk, öngörülememiş, inşaat ve yol gibi ekonomik olarak verimsiz yatırımlara yönelinmiş ve hala da devam edilmektedir… Bu durum ekonomimiz de daralmaya, tek yönlü yatırım yorgunluguna neden olmuş, bunun da daralmaya neden olacagı aşikardır.. Bu da başka bir oy kaybetme nedenidir…
Yanlış yatırım kararlarını gören, sadece yol ve bina yaparak hiçbir toplumun gelişemeyecegini bilen ekonomistlerde destegini çekmiştir.. Gelişen ülkeler baktığımız da Patente neden olacak AR- Ge yatırımları yerine daha çok gösterişli binalar yapılmıştır… Sanayi ve tarıma dayalı üretim yapacak yatırımlar yerine sadece kamu ihalelerine dayalı fiziki yatırımlar, sermayenin aşırı ve hızlı bir şekilde el degiştirmesine neden olmuş, mevcut sermeyadarlar bundan tedirgin olmuş ve gizli acık öbür partileri desteklemişlerdir…
Hepsini üst üste koyduğumuz da artık her şeyi yaparım/yaparız düşüncesi güç zehirlenmesine neden olmuştur…
Şimdi parti yetkilileri çok derin düşünmek zorun da, biz, neden bu sonucu aldık diye degerlendiriyorlardır sanırım… İktidarın verdiği mağruriyete dayalı güç sahoşlugu, aşılmalıdır… Bu enaniyete dayalı halkına kulak tıkamaya varan ne yaparsam yapayım oy veriyorlar düşüncesi ciddi oy kayıplarına nden olmuştur… Ben özellikle daha önce AKP ye oy verenlerle konuştuğum da bir çogunun başkanlık sistemine geçişin gereksiz olduğunu sistem degişikligi gibi algılandığını gördüm… Demokrasi ve laiklik gibi toplumsal barışın teminatı ilkerin ise Osmanlılık öne cıkarılarak geri plana atılacagı kaygıılarının birleşmesi sonucu bu sonuç alındığını düşünüyorum...
AKP yönetiminin, Toplumsal kutuplaşmanın sonucu taraftar yapılan %50 nasılsa bana oy verir düşüncesi kimseyi dinlememeye itmiştir… Bu %50 bana oy verir, bu da iktidar olmak için yeter, diger taraflar bertaraf olacak taraflardır, farklı düşünenlerin luzumsuzluğunu her fırsatta dile getirmek… Gezi'de ki samimi taleplere kulak tıkamak, yolsuzluklara adı karışan, makara bakara küstahlığını yapanların, balkon konuşmasın da özellikle öne alınmasının oy kayıpların da ne kadar etkisi vardır biliyorum…
Bütün atamalarda bu zamana kadar geleneksellleşmiş yöntemleri, (kıdem, tercübe, diploma, alan bilgisi) yani genel kaideleri yok saymanın da etkisinin de olabilecegini düşünüyorum… Bu atamalardan kaynaklı onbinlerce küskünler ordusu ortaya çıkmış ve bunlar bürokratik tahammüleri aşarak muhalafet partilerine bir partili gibi çalışmışlardır….
Ayrıca parti yöneticileri ve yönetim kurumlarının düşüncelerinin degerlendirildiği ön seçim, kanaat yoklaması, düşünse sorması ne olduğu belli olmayan aday belirleme yönetimin de aday olup kaybedenler de ciddi kırğınlıklara neden olmuştur, oy veren parti yöneticileri ve il ilce yönetim kurulu üyelerinin seçtiklerinin degil de, hatta seçime bile girmeyenlerin aday gösterilmesi adayların aday seçilmesi için oy verenleri ciddiye alınmaması şeklin de algılanmış olabilir… Bütün bu etkilerin küçük küçük olsa dahi yan yana geldigin de büyüyerek %8-10 gibi bir kaybına neden olduğu görülmüştür…
Çalışma alanının patronların insiyatifine terk edilmesi, çalışma sürelernin denetlenmemesi, Asgari ücrete zam konusun da, işçilerle patron arasında denge de olması gereken iktidarın, patron vari bir anlayışla çalışma alanına yaklaşması, işçilere karşı durulması… Diyanet işleri Başkanının aldığı lüks arabayı iade etmesi üzerine daha lüksünü göndermenin toplum da nasıl bir etki yaptığını araştırmak lazımdır… İktidarın kendi söylemi dışında ki aydınları hep görmezden gelmeyi huy edinmesi ve bu aydınlardan gelen önerileri, olumlu eleştirileri bile yok sayması… Aydınları düşman ilan etmesi, ajanlıkla, hainlikle suçlaması da iktidarın otoriter egilimleri olarak algılanmıştır…
Muhafazakarım rolü yapanların, çalışanlarına karşı, akrabalarına, kolu, komşuyla ilişkilerin de muhafazarlığın gereklerince degil liberalce tavırlarının da, iktidar destegi ve nimetleriyle, kamu imkanlarıyla şımarık bir zengin sınıfı yaratıldı düşüncesi oluşmasına neden oldu, bu düşüncenin de etkisi olduğunu düşünüyor… Parti yetkililerinin dikkatine sunuyorum…
Daha demokratik söylem, daha genele yaygın düşünsel pozisyonlar, Cumhurbaşkanı ve parti arasında ki mesafenin acılması, Cumhurbaşkanının siyasal degil Anayasal kurumsal bir makam olduğu düşünceleri ve söylemleri bu partimizi olası bir erken seçim de iktidar olacak kadar coğunluğu almasına neden olacaktır… Bunların üzerine partinin kültürel ve inanç kaynaklı kullanacagı silahı da kalmamıştır, böylece parti birinci parti olmasına rağmen iktidar olamayacak kadar oy kaybetmiştir Bütün partilerimize demokratik bir uyarıyla yazımıza son vermek istiyorum… Oy Cogunluğu ile iktidara gelindigin de, azınlığın dikkate alınmaması hatasına düşülmemesi dilegiyle, bu partimize başarılar dileriz…
Fikri Adil --- Agustos 15 --- www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|