OKUR/YAZAR MIYIZ?
Bu kavram bize ne diyor, biz, bize denilen mesajı anlıyor, hayatımızda uygularken hakkını veriyormuyuz? Yani biz “okur - yazar mıyız?”
Bunun için bu kavrama ve bizim okumalarımıza yazmalarımıza yakından, mercek tutarak, yetmezse mikroskopla bakmalıyız… Bakalım mı?
Okur olmak nedir? Okur: Bir haberi, bir bilgiyi anlamak, maksadıyla okuyan kimse, okuyucu, gazete, dergi ya da yazın türlerinden herhangi birini okuyan okuyucudur. Okuyucu davetçi anlamında da kullanılır…
Yazar: Herhangi bir konuda, bilim, edebiyat, sanat, düşünce alanlarında makale, kitap yazan veya kitap hazırlayan, bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan kimse, kalem erbabı… Yazma özelliği olan. Ne yazılacak ne okunacak dendiğin de “yazı” karşımıza çıkar… Yani okumak için yazılmış bir yazı, yazı için bir konu, konu için de bir yaşam parçası gerekir…
Yazı: Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işine yazı diyoruz… Buraya kadar anlattıklarım aslında bir girişti, neden? Yazı harflerle, harflerde alfabeyle, alfabe bilgi ve düşünceyle, içerik kazanır, bunlar bizim dilimizde yazılı değilse, bizim tanıdığımız alfabe ve harf değilse okumalarımız anlamaksızdır, yazının, kitabın bize verdiği mesajlar anlamsız kalır ki… Okusak da okuyan değilizdir… Burada amaç gerçeklememiş olur, okumaktaki amaç nedir, merak ettiğimiz bir bilgiyi, bize gereken bir bilgiyi, bize bilgi, düşünce ve davranış, eylem, amaç oluşturacak bir bilgiyi edinmektir.. Okuyor, ama okumuyor gibi, anlamadan okuyorsak okuma amacı gerçekleşmez…
Yazıyı, okumayı, bunların önemini bilmezsek, daha az okuruz, hatta yanlış okuruz, eksik okuruz… Günüz de çeşitli okumalar vardır… Örneğin finans okurluğu, bunun için bu alanda, merak ve sağlam kaynak gerekir… Her alanın kendine has okuma ön bilgileri gerektirir, finanstan örnek verecektik… Şimdi bir finans okuryazarı kar etmişim neye göre maliyetine göre, gelire göre gelirim ne kadardı, geçen sene ki gelirim ne kadardı, bu sene ne kadar oldu, aradaki fark neydi ve ben ne kadar karı mı büyütmüşüm… Ne kadar borcum var, ne kadar kasam da param var, ne kadar duran varlıklarım var diye okumalar yapmazsa, okumaları yarım okuma olur, o okumalarda bize katkı sağlamaz…
Başka bir finans okumasına örnek vermek gerekirse, genelde iktidardaki siyasetçiler bunu miting alanlarında ve parti grup konuşmalarında yapar.. İhracatımız 10 yılda, 60 milyar dolardan, 160 milyar dolara çıktı der… Bu doğrudur, siz finans okuru değilseniz, buna inanırsınız, aslında karımızı bulmak için nasıl maliyetimizi bilmemiz gerekirse, nasıl gelir ve gider dengemizi korumak için dikkatli okumlar yapıyorsak… İhracat büyüklüğümüzü bilmek için de ithalatı da okumak gerekir… Diyeli ki ithalatımız 10 yıl önce 100 milyar dolardı, şimdi 220 milyar dolar oldu… Biz ikisini birleştirerek okursak… İhracatımız 160 milyar dolar, yani bu kadar mal satmışız, ithalatımız da 220 milyar dolarsa, bu kadar mal almışız demektir… Burada kardamıyız, zarardamıyız derseniz siz hesabınızı yapın derim…
Okumalarımız amaçlı olmalı demiştik, nasıl okuyacağımızı bilerek okumalıyız… Yoksa rakama, metne yaklaşırken ona nasıl yaklaşacağımızı bilmiyorsak metin, rakam bize mesajını, bilgisini veremez… Şimdi başlıkta ki soruyu tekrar soruyorum biz yeterince "okur-yazarmıyız" ? Yazıyı gerektiği gibi okumamışsak, öğrenememiş, bilmemiş oluruz ki.. Bilmiyorsak cahiliz demektir… Daha derin okumalarımız için amaçlı, konu odaklı, okuma yöntemleri hakkında bilgili olarak okumalar, öğrenmeler diler, daha iyi okumalara dayalı, daha iyi bir yaşam yaşmak dileğiyle… Selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 18.10.18 --- vatandasfikri.com
Kaynak : http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5bc8059e7158f5.30169747
|