|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
2 TEMMUZ YÜREK YANGINI |
2 TEMMUZ YÜREK YANGINI
2 Temmuz, bizim toplumsal olarak karşılaştığımız çok önemli kazalardan biridir. Öyle bir kaza ki 37 can yanarak can vermiş, hepimizi derinlemesine üzmüştür, bunların yanmasına sebep olanlar devlet tarafından cezalandırılmasının yanı sıra toplum vicdanların da en agır cezalara mahkum olmuş, yarın ise huzuru mahşer de ilahi adalet önün de cezaları verilecektir. Buna sebep olanları tarihimiz yargılayacak ve vahşiler, katiller diye yazılacak ve bu olayın her yıldönümün de yananlar saygıyla anılırken onlar kınanacaktır. Toplum vicdanı onları zaten suçlu olarak ilan etmiştir, kültürel bir etkinlik için gelen 37 sanatcıyı yakmayı bırakın, yakmayı düşünmek bile nasıl bir sakat anlayış olduğunu bu olay bize gösterdi. Toplumumuzun adının nasıl yara alacagı, toplumsal barışımıza nasıl zarar verecegi, insan öldürmenin inanç acısından bu kadar kolay olmadığı, yaratılan birinin yine bir yaratılan eliyle öldürülmesinin dinsel olarak karşılığının bulunmadığı, ancak topraklarınızdan çıkarılma esnasında yapılacak bir saldırıya karşı saldırı olması savunma maksatlı canı koruma maksatlı bir nedenle yani meşru bir savaş esnasın da ancak cana kıyabilmeye izin veren dinimizi de vahşiliklerimize bulaştırıyoruz. Bu yanan insanlar kültürel bir faaliyet için bu ilimize gelmiş, kültür insanlarının bu tip bir olayla karşılaşması hiçbir açıdan izah edilemez bir vahşiliktir. 2 Temmuz bütün vatandaşların yüreklerini yakmıştır, bir daha böyle bir olayla karşılaşılmaması için bu olaydan büyük dersler cıkarılmalıdır ki toplumumuz böyle can yakan vahşilik konumuna düşürülmesin…
Toplumsal kazaların büyüklerinden biri yaşadık bugün, yazar, tiyatrocu ve başka sanatcıların olduğu ve Aziz Nesiz, Arif Sağ gibi sanatcıların ise zar zor kurtarılabildigi bu olay, toplumsal olaylar da haklı haksız düşünülmeden ortamın verdiği çoşkunlukla, kalabalıga uyarak insanın neler yapabilecegini gördük ve sanırım ders aldık. Bundan sonra karşılaşacağımız yada taraf olarak için de yer alacağımız toplumsal olaylar da hem karşı tarafının haklarını hem de kendi haklarımızı dikkate alarak haklara ve hukuklara, sınırlarmıza ve sınırlara daha önemlisi yaşam hakkına saygı duymalıyız… Bu nedenledir ki toplumsal olaylar da kişisel olaylardan 5–10 defa daha fazla düşünerek hareket etmemiz lazım geldiğini gösteren toplumsal bir derstir bu olay.
Bu olay da devletimizin ve kamu görevlilerinin, güvenlik güçlerinin zaafiyeti de ayrıca tartışılmalıdır. Devlet olarak meskün mahal de bile vatandaşlarının cn güvenliğini sağlayamıyor, yanmasını engelleyemiyorsan büyük bir devlet zaafiyeti yaşanmış demektir.
Böyle olaylar bir defa yaşanır ama tarih boyunca onun etkileri devam eder, artık orada ölenler, yananlar ölmemiş, yanmamış tarihe emanet edilmiş her yıl 2 Temmuz da onlar saygıyla anılacak ve toplumumuz bu vahim olaydan her yıl yeniden yeniden dersler cıkaracak ki tekrardan böyle bir toplumsal kaza yaşanmasın.
Üstelikte vatandaşlık esaslarının dikkate alındığı herkesin eşit vatandaşlar olduğu yasalar karşısın da ayrımcılıkların olmadığı bir yazılı hukuk sistemimiz olmasına rağmen bir taraftan meshep, diger taraftan etnik köken ayrımcılığının toplumsal sorunlara neden olduğunu bilmemize rağmen, neden önlem almıyoruz , alamıyoruz?
Sen farklı olduğu için yaktığın, ya da dışladığın, ya da yok saydığın bir topluluğa karşı sen de onun acısından bakınca farklı degil misin? Ona farklısın diye suçlamalar da bulunurken sen de onun acısından farklısın, farklılıkların hata, suç sayılmadığı bir toplumsal algıya geçmemiz toplumsal barışımız için artık zorunludur. Yaşanılan bu kazalar da bize ders olmalıdır, hiçbir canı senin kafanda ki kurgularla yok etme hakkın yoktur. Şimdiler de Irak ve Suriye de bize büyük derler alacağımız olaylar yaşanmaktadır, bu nedenle demokrasimizi ve laikligimizi güçlendirerek, vatandaşlık haklarını ve toplumsal sorunlarımızı demokratik hukuk kuralları çercevesin de çözme becerilerimizi geliştirerek toplumsal uzlaşıya dayalı bir toplumsal barış inşa etmemiz bu yaşanılan acı olaylara da bir nepze olsun merhem olacaktır.
Gönül isterdi ki bu olayla canlarını kaybeden Alevi vatandaşlarımızın kültürel istekleri yasal düzenlemelere kavuşsun ve ister ibadethane, ister kültür evleri, ister dayanışma dernekleri olarak Cem evleri yasal statüye kavuşturulsun… Yine beceremedik, yine mağduriyetleri göremedik, yine vatandaşlık ve kültürel haklar karşısın da sus pus olduk… Buna rağmen olgunluk için de Alevi toplumu demokratik bir şekil de haklarını talep etmeye devam ediyorlar. Bana göre de barışcı İnsan sever kültürlerine de, inançlarına da yakışanı yapıyorlar. Devlet yetkililerinden ricam bu vatandaşlarımızın sorunlarına acilen bir çözüm bulmalarıdır. Yalnız çözüm ararken kafamıza göre bir çözüm anlayışından çok onlar ne diyor, talepleri nedir gibi Alevilerin isteklerine göre çözüm bulunmalıdır önerimlerimle… Ülkemizde artık inançlar kadar ve düşünceler kadar da canlar kutsal olsun, kimse kimseyi öldürme hakkını kendi de görmesin, Ali İsmail’i döverek öldüren, 37 canı cayır cayır yakan vahşi ruhlarımızı terbiye edelim dileklerimle haksız yere öldürülen her canın ruhları karşısın da selam ve saygılarımı sunar öldürenleri ise kınarım…
Fikri Adil – www.vatandasfikri.com – 1 Temmuz 14
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|