FUNDAMENTALİST SİYASET
(Dinimizi siyasileştirir, siyasetimizi dinleştirirsek fanatikleşiriz. Fikri Adil )
Fundamentalist kavramı genel olarak dini kaynaklı olarak düşünülür, dini yorumlar, inançlar için söylense de bilimsel fundamentalistler olduğu gibi, kendi ideolojisinin tek çözüm önerisi olduğunu iddia eden siyasal fundamentalistler olduğundan çok acıktır…. Ülkemiz de sadece siyaseti kendi siyasi partisinden ibaret sanan, siyasetini tabir caizse dinleştiren fundamentalist oranı sanırım en fazla ülke ülke bizim ülkemiz… Bir de Şu anda olsa olsa K.Kore dedir…
Demokrasi varsa mutlaka benim partim kazanmalıdır, kazanılmadığında hile vardır… Liderin karşısına aday çıkmak ne demek, sen kimsin be adam, hadi, s….irr git sen liderin ayağının tozu olamazsın… Bir kamu görevlisi alınacak mutlaka bizim partinin önerdiği aday bu göreve alınacak, efendim öbür vatandaş işi daha iyi biliyor… Ne demek lan bizim partiliyi işe alın bir usta bulun bizim partiliye işi öğretsin…
Parti siyaseti kesin doğruysa, lider kesin en iyi liderse, partiye tepki gösteren herkes hainse, ajansa, aklını peynir ekmekle yemişse… Bu geri zekalılar nasıl bizi, bizim partiyi eleştiriyor? Sorunun cevabı efendim onlar gazeteci, yazar, çizer, akademisyen toplumsal görevleri eleştirmek, politikalar üzerine tartışmaktır, budur bu vatandaşların görevi… Sen kafayı mı yedin kardeşim bunlar bizim partiyi, politikalarını eleştiriyorlar, yol yapıyoruz neden fabrika yapmıyoruz diyorlar, mabet yapıyoruz, mabet yerine araştırmaya geliştirmeye kaynak ayıralım diyorlar, hatta zaman zaman haddini aşıyorlar liderimize laf ediyorlar… Sen bunların işi olduğunu söylüyorsun öylemi? Get işine gardaşım…
Bu düşünceleri savunan için özel kaleme talimat verilir, bir daha mümkünse, bu arkadaşı bizim kontrolümüzde ki mekanlara sokmayın… Ne, olacak ya bizim partinin dış politikası hatalıysa… Bizim belediye başkanımız rant mı, kent mi ayrımını yitirmişse? Bizde iyi bir iç denetim geliştirememişsek ne olacak ülkemizin hali? Bek gardaşım sen kafamı karıştırıyorsun, sana öyle bir hareket yaparım ki, konuşacak dermanın kalmaz, konuşsan da kimse sana inanmaz… Döndüm sordum yanımdakine ne yapar, her türlü çamuru atar, kadın gönderir, dinleme cihazları ve kamera kor, senin nefesini izler, senin bütün mahremini gözler önüne serer rezil olursun… Adam gibi itaat et, sorun çıkarma, sorun yaşama…
Bu partimiz hangi parti derseniz genel olarak bütün partilerimiz de bu tür düşünceler var, bazıların da biraz fazla, bazılarında biraz az, ama asıl iktidara gelen parti fundamentalistlik tuzagına düşmemeli, asıl dikkat etmesi gereken parti iktidar partisidir ki… Bizde buna iktidar sarhoşluğu derler… Ben buna iktidarların fundamentalistlik tuzağına düşmesi diyorum.. Bu tuzağa düşen muhalefet partileri daha geniş tabanlara açılamazlar başarısız olurlar… İktidar partisi ise kendini eleştirilere ve farklı düşüncelere kendini kapatarak başarısızlığa mahkûm eder… Siyaset bir yerde kendi düşünceni savunmak olsa da, diğer yer de düşüncenle hayat çeliyorsa, düşünceni esnetmektir… Sadece kendi düşünceni ve sadece partimizin düşüncesini dinler, onu her şeye rağmen uygularsak… İyi sonuçlar alalım derken kötü sonuçlar alabiliriz…
Bu nedenle ister dini yorumlarımız, ister siyasal politikalarımız üzerine tartışmaları eleştirileri önce dinleyeceğiz, sonra düşüncemizi savunacağız, bu arada karşımızdakinin haklı olabileceğini, unutmayacağız… Art niyetli bile olsa onun savlarını, düşüncelerini bastırmak, yok etmek yerine kendi tezlerimizle, düşüncelerimizle çürüteceğiz ki bu arada kendi duruşumuzu değerlendirerek sağlamlaştırmış ve fundamentalistlik tuzağına da düşmemiş oluruz…
Son olarak siyasal partilerin genel politik duruşuyla, liderlerin söylemiyle alakası olduğu kadar, belki bir o kadar da tabanda siyaset yapanların, toplumsal fayda yerine, bireysel fayda için siyaset yapmalarının da neden olabileceğini görmemizin bizi siyasal olarak fundamentalistlikten, siyasetimizi dinleştirmekten uzaklaştıracağını umut ediyorum… Fundamentalistlikten uzaklaşmanın yolunun karşı savların da haklı olabileceği üzerinde tartışmalara girmektir…
Bunu hem din alanında karşı mezhebin, tahrikâtın, hem de siyaset alanında karşı partilerin, düşüncelerin, içtihatları, politikaları en az bizimkiler kadar, doğru olma ihtimali var olduğunu kabul ederek, düşündükçe, bunu söylemlerimiz de yapabildikçe çatışmalarımızı, fiziksel çatışmadan, düşünsel boyuta taşırız, bunun da toplumumuz da siyasal ve sosyal gerilimi azaltarak, enerjimizi çatışmaya degil toplumsal faydaya yönelterek toplumumuza büyük katkısı olur düşünceleriyle selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil --- Ocak 16 --- www.vatandasfikri.com
|