ZİHİN KİRLİLİĞİ
Zihin kirliliğinin temel nedeni nedir dersek yalan yanlış, abartıya bilgilerdir…. Başka, bize bizim arayışımız ve ihtiyacımız dışında kontrolsüzce ulaşan, ihtiyaç duymadığımız, hayatın için de kullanmayacagımız bilgilerdir de diyebiliriz… Fikir evimizi başka neler kirletiyor dersek tarih bilincinin eksik olması, yada ya övgüye, ya yergiye dayalı tarih okumalarıdır da diyebiliriz…. Bizim kültürel degerlerimizi, din de dahil aşırı yorumlamalarla abartılarla, bize sunulması da diyebiliriz… Bütün eleştiriden uzak övgüler, abartmalar, takdirden uzak, eleştiriler ve yergiler… Biz de zihin kirliliğine neden oluyor kanaatindeyim… Zihin kirliligi bizim çok kolay hata yapar hale gelmemizin en önemli nedenlerinden biridir diyebiliriz...
Zihin kirliligi ne yapar derseniz? İşte bu soru zor, ama güzel bir soru, üzerin de durmaya deger, bunu hep beraber cevaplayalım ve siz de cevabınızı benimle paylaşın….
Zihin kirliliginin ilk yaptığı şey biz de, düşünüyormuşuz izlenimi vermektir, insanın en önemli yetisini düşünmeyi dumura uğratıyor bence… Sonra düşünüyormuş gibi yaparak, onların kontrolüne giriyoruz ve bizi bir yer de müşteri olarak mal satmak için bizi kirli bilgilerle mallaştırıyorlar… Diger yer de siyasal destekci olmamız için diger bütün penceleri kapatıyorlar, bu yetmiyor bir at gözlüğü takıyorlar sadece onların bize ulaşmasını istedikler ve zihnimizin düşünme ve muhakeme yetenegini yok edecek kirliklere neden olacak bilgiler pompalıyorlar, Fanatik bir siyasal tarafgir oluyoruz ve herkesi düşman ilan ediyoruz… Öbür yer de fedai, bu taraf da yandaş, olarak kullanıyor zihnimizi kirletenler bizi…
Başka ne yaptırıyor derseniz, bizi biz olmaktan çıkarıyor, bizim kültürel ve inanç degerlerimizi aşırı yorumlarla, luzumsuz bilgilerle boğuyorlar ve bizim, bizim degerlerimize ulaşmamızı bilgi kirliligiyle engelliyorlar… Biz bizden kopuyoruz toplumsal aidiyetimiz yok oluyor... Böylece en anlaşılacak konular çatışma nedeni, en uzlaşılacak konular ise çatışma nednei yapılıyor.. Düşünüyormuş gibi yaparken biz şunu fark edemiyoruz neye dayanarak düşünüyoruz, bu düşüncelerin kaynagı hangi bilgiler nereden gelmişler ve bizim ilkelerimiz nedir? Biz de kirlilik bu muhakeme yetenegini bozuyor bu zihin kirliligi dediğimiz malufatfuruşluk, sanki zihin dünyamıza fincancı dükkanına girmiş fil gibi dagıtıyor… Bizde hiçbir sabite bırakmıyor, bu şaşkınlıkla… Sonra biz kişi olarak da toplum olarak birilerinin kontrolüne giriyoruz… Seçim yapma özellikleirmizi kaybediyoruz, başkaları bize kimi neyi seçecegimizi, neyi alacagımızı göstermeye başlıyor... Seçme kabiliyetimizi kaybediyoruz..
Kimi bize ihtiyacımızın olmadığı ürünleri satıyor, kimi bizim kutsalımızı kullanarak iteat etmemize neden oluyor... Dah ane oluyor derseniz, kirlilik büyük bir zihin bulanıklığı halidir ki ne olacagını çok kestiremeyiz, biz bile bizim ne yapacagımızı bilemeyiz...
En uç örnegi ise çevre kirliliği ve ekolojik dengenin bozulmasına neden oluyoruz ve tepkisiz kalıyoruz... Öyle ki sanki başka bir ülkemiz daha var, başka bir dünya daha var.. Havayı da suyu da, topragı da şuursuzca, sınırsızca kirletiyoruz... İşte zihin kirliliğinin sonuçların bazılarını ifade etmeye çalıştım...
Başımıza gelen belalar da ise suçu, zihnimizi kirletenler de degil, bizim gibi zihin kirliliginden çıkış arayanlar da buluyoruz… Buradan çıkış varmı derseniz, ben var derim, ama nasıl??
Önce bilgi kaynaklarımızı sececegiz, sonra bu kaynakları güne göre güncelleştirecegiz ve bunu diger kaynaklardan daha güçlü bir şekil de topluma yayacagız ki, inanç ve kültürel olarak kaynaklarımızdan beslenerek kültürel alanda ki kirliliği aşacagız… Sonra evresel olarak da bilimsel bilgilerden, yöntemlerden beslenerek zihin, fikir evimizi bu kirliliklerden temizleyerek normale çıkacagız… Bunları tez elden yapmazsak, yapamazsak, korkarım kirlilik bizi daha aşagıya çekecek kaygısı taşıyorum…
Kirliligin diger bir yansıması ise topluma şöyle olur, zihin kirliliği topluma, toplumsal güvensizlik olarak yansır, yani siz/biz bir fert olarak ne birbirimize nede kurumlarımıza güvenimiz kalmaz… Şuanda sizce öyle degilmiyiz… Kime güveniyorsunuz sorusunun cevabı çok zor bir cevapdır… Sahi kime güveniyoruz, liderimize mi, tahrikat şıhına mı, yargıya mı, siyasetcilere mi, ticari hayatın içindeki tüccara mı, koluya komşuya mı… Cevap… Tık…
Artık zihin kirliliginin en uclarına kadar vardır, ya tepe taklak gidecegiz, tarihin çöplüğün de bir millet/topluluk olarak anılacagız ya da yarından tezi yok zihinsel kirliligimizden kurtulmak için, kültürel, inançsal, bilimsel bilgilerimiz de temizlik kampanyası düzenleyecegiz… Yani yeniden bir diriliş içine girecegiz…
Ben bu konuyu ortaya attım, isminin önün de bir sürü unvan olan arkadaşlar sanırım o kirliligin içinde bunu fark ederler, temizlik için toplumumuza yardım ederler… Ya da toplum artık direk işin içinine kendi girer… Kendisine kakalanan bilgileri gerekli gereksiz, yönledirmek için verilenler, uyutmak için önerilenler, iteat için yüksek dozda verilen bilgileri fark eder... Hangi bilgi işimize yarar, hangileri yaramaz sınırladırır, yaramayanlarını tez elden çöpe atmak için ciddi bir temizlik kampanyası başlatırlar… Bu kampanyayı toplumsal bir seferberlik içinde, bütün toplum olarak yaparsak daha kolay temizlerin fikir evlerimizi…
Zihnimize her kanaldan kirlilik akıyor, bunu bizim fanatikler de bilmeden bize kirlilik akıtıyor… Bizim degerleri savunuyorum derken, ezberlerle, sürekli nakillerle, degişim ve dönüşümden uzak tutulduğu için donmuş kokmaya yüz tutmuş günlük bilgilere sahip çıkara bunu yapıyorlar… Oysa ki bu günlük bilgiler, asırlar öncesine ait ve artık, nasıl ok ve yay kılıç kullanmıyorsak bunların da hükmü geçti bunları da temizlememiz gerekir… Yoksa, buna dikkat etmezek temizleyecegiz derken, kendi kendimizin de zihnini kirletebiliriz…
Bu konu üzerin de duralım ve zihnimizi temiz tutmak için kendi bilgi kaynaklarımzı kendimiz seçelim bilgi tesadüfen bize ulaşmasın, ulaşsa da çok nadiren ulaşmasına izin verelim… Bilgileri sürekli güncelleyelim … Rast gele bilgilerle ilgilenmek yerine daha rafine ve güvenilir kaynaklardan bilgilerle fikir evimizi şenlendirmek dilegiyle selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – Haziran 15 – www.vatandasfikri.com
|