KRİZ ÇÖZEN, KRİZ ÇIKARAN TOPLUM!!
Toplumsal yapılar ister Vatandaş temelli, ister Milli, ister dini, ister kurumsal olarak örgütlenirken bir sorunu çözmeye, yönelik örgütlenirler… Kişilerin ve kurumların amaçları sorun çözmek olmalı ki o sorun ortadan kalkar ve soruna neden olan, sorundan zarar gören rahatlar, huzur için de yaşar… Bizde öylemi olur? ……..
Örnegin siyaset kurumlarımız neden vardır, sorun çözmek için, sorunları çözerler mi? Kısmen... Egitim kurumlarımız neden vardır, insanlarımızı eğitmek için, eğitirler mi? Kısmen… Dini kurumlarımız dini cemaatlerimiz neden vardır, din anlaşılarak yaşanması için, dinimizi bize layıkıyla anlatırlar mı, din nasıl yaşanır nasıl yaşanmalıdır, yaşanıyor mu? Kısmen…
Güvenlik kurumlarımız neden vardır, vatandaşların güvenliğini sağlamak için vardır, sağlarlar mı? Kısmen….
Saglık kurumlarımız nede vardır, hasta insanlarımızı sağlığa kavuşturmak için, kavuştururlar mı? Nispeten…
Demokrasi neden vardır, vatandaşların temsilen yöneticilerini seçmeleri için, vatandaşlar seçebilirler mi? Parti içi demokrasi olmadığı için vatandaşlar temsilcilerini seçemezler, liderler temsilcilerini seçerler… Demokrasiden bahsedebilirmiyiz? Kısmen…
Aile ilişkilerinden alınca, işçi patron ilişkilerine kadar çok yoğun adaletsizlik, ahlaksızlık görürüz, oysaki neden bir aile kurarız, mutlu etmek, mutlu olmak için… Biz karşımızdakinden beklentilerimiz mutlu etmesiyse, biz onu mutlu edemezsek, onun mutsuzluğuna neden olursak, o bizim mutluluğumuza nasıl neden olsun… Aile kurumlarımız da ne kadar mutluyuz, mutsuzluğumuzun nedeni nedir? Sorusuna hep beraber mutluyuz dersek, mutluluğu ya bilmiyoruz, yada kol kırılır yen içinde kalır diye düşünüyoruz… Mesele kolu kırmamaktır… İşçi Patron ilişkisi en sorunlu alanlardan biri, sorunlarını çözemeyen toplumlar krizlere neden olur, mantığıyla… Demek ki krizler halının altına süpürdüğümüz çözülmeyen sorunlarla gelir, geliyor…. İşçi patron ilişkilerin de o kadar çok sorun var ki!! İlk sorun yasal çalışma sürelerine uymamak, ikinci sorun 8 saat ücrete göre belirlenen asgari ücret fazla çalışılması ve fazla çalışma ücreti verilmemesi durumun da asgari ücretten daha aşağıya çekilmez mi? Asgari ücretten daha az ücret alan ve daha çok çalışan, evine yeteri kadar ekmek, süt götüremeyen kişi nasıl mutlu olsun? Kısmen…
Hukuk kurumları, hem de hukuk sistemi ne için vardır, hak, adalet dağıtarak toplumda ki krizlerin çıkmasına engel olur, bizde hukuk sistemimiz, kurumlarımız ne kadar adalet dağıtabiliyor? Kısmen… Din ne için vardır, ahlak ve adaletsizliği ortadan kaldıracak vicdan sistemi kurmak için, öylemi oluyor? ….
Ne yazık ki dinimizi yanlış algılama veya algılamamaya dayalı nedenlerden dolayı dinin toplumsallaşmamıza katkısı da istenilen, beklenen seviye olamamaktadır. Dini alan sadece ibadet sanılmakta, sadece ibadet sananlarla, dinin amali salih tarafı var, bunu da önemsemeliyiz diyenler arasında ibadetcilerin agır bastığını… Bu ameli salih, ibadet dengesi içinde olması gereken dini anlayış, siyasete de malzeme yapıldıkça daha da kriz çözen değil kriz çıkaran bir din anlayışına doğru kaymaktadır.. Din anlayışımız da kişisel ve toplumsal sorunlarımızı, krizlerimizi çözebiliyor mu? Kısmen…
Yaşadığımız toplumsal sorunların ve nedenlerini nispeten görmeye çalıştık, bu nedenleri topladığımız da kişilerin, kişilere, kişilerin topluma, toplumun kişilere, kişilerin kurumlara, kurumların kişilere güvenmediğini görüyoruz… Bunun nedeni nedir derseniz, o kadar kısmen ahlaklı yaşıyoruz ki, hemen kendi çıkarımız için, kendi grubumuzun, toplumumuzun ve karşımızda ki kişinin hakkını hukukunu çiğniyoruz… Hak ve hukuk cignenmeye başladığında, çiğnenmek kanıksandığın da ise, eline her fırsat geçiren bunu karşısındakine reva görüyor ve herkes, herkesin hakkını hukukunu çiğneyerek toplumumuzu yaşanmaz bir toplum ve mutsuz ediyor… Bir düşünür derki, mutsuzluğun kaynağı ahlaksızlıktır… Bir düşünür de derki ahlaksızlığın kaynağı iyi, güzel dururken kötünün tercih edilmesi… Biz iki alanda da neredeyiz acaba? Soruyu anlayamadım, tekrarlarmısınız?
Yok yok gerek yok sorunlarımıza mı aşık olduk ne? Gerçek aşkı unutanlar, sorunlarına aşık olurlar, sorun bulamazsa sorun çıkarırlar… Aşk ve sevgiyle, hak, hukuk adalet ve ahlakla sorunlarımızı aşacağımızı… Milletimizin ve insanlığın da ancak krizden böyle çıkacağını düşünüyor… Aşkla, sevgiyle, hakla, hukukla, adaletle, ahlakla ve barış, huzur, mutluluk için de yaşamak ve yaşatmak dileğiyle… Selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 31.5.17 – vatandasfikri.com
|