LAİKLİK
(Laiklik, Dinle Siyasetin, Dine ve Toplumsal Barışa Zarar Vermeyecek Kadar Açılmasıdır.)
(Laiklik Günahla İlgilenmez Suçla İlgilenir, Sevapla İlgilenmez Toplumsal Yararla, Barışla İlgilenir. Fikri adil)
Laiklik, Dini Özgürlüklerin İlk Adımıdır. Fikri Adil
Laiklik bizim bildiğimiz haliyle din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır, doğrudur da, bu ayırmaya neden gerek duyulmuş derseniz, bir sürü neden sayabiliriz…
Örneğin din adamlarının, kilisenin ve bunlarla iş birliği yapan Kralların/siyasilerin aşırı baskı ve zulümleri örnek gösterilebilir… Din adamlarının, cennetten tapu satmaları da örnek gösterilebilir…
Bu iki otorite, Kral/Kilise/ruhban sınıfı bunlara derebeyleri de ekleyebiliriz, istedikleri kuralı kanun yaparlar ve toplumu Tanrı adına keyiflerince idare ederlerdi… Yasaları Tanrıdan sanan halk itiraz edemezdi… Bundan rahatsız olan aydın, düşünür, filozof ve burjuva laiklik düşüncesini ortaya atarak Tanrı adına vergi salan, yasa yapan bu grupla mücadeleye başladı ve 1789 Fransız devrimiyle bunların otoritesine son verildi… Kötü mü oldu, bizim gibi statüsü olmayan insanlar vatandaşlık hakkı elde etti, keyfi bu tanrıdandır diye sunulan kurallara itiraz etme hakkı elde edildi ve değiştirildi… Eskiden yönetim, krallık/padişahlık oğula miras kalırdı, demokrasiyle birlikte kim yönetecek kararını vatandaşlar verir hale geldi.. Bunlara laikliğin siyasal ayağı diyebiliriz, bu düşüncelerin başka toplumlara da yansımasıyla, dünya genelinde dinlerle, siyaset ayrıldı… Laikliğin, birde sosyal ayağı olduğunu da unutmamak lazım..
Sosyal ayağı ise laikliğin din kaynaklı çatışmaları ortadan kaldırmasıdır ki toplumsal barışlara büyük katkılar sunmuştur.. Örneğin, Batı toplumlarında uzun süren mezhep çatışmaları, laik devlet anlayışıyla, laik toplum anlayışıyla aşılabilmiştir… Biz Müslümanlarda ise hala mezhepsel çatışmalar devem ediyorsa nedeni laik bir toplumsal düzen kuramayışımızdan olsa gerek… Bir grup çıkıyor sadece benim mezhebimin içtihattı bizi ahirette kurtuluşa erdirecektir diyor, bunu yaşamalıyım demiyor, yaşamalıyız diyor, hatta devletin kuralı haline getirmeliyiz diyor… Getirmek için başlıyor cihada, sonuç toplumsal barışın bozulması, Müslümanların ülkelerinden kaçarak başka toplumlara sığınmasıyla sonuçlana binlere olay, milyonlarca can kaybı, on milyonlarca yaraları ve sakat kalan insan, Müslüman… İşte laikliğe dayalı toplumsal düzen bu çatışmaları da engellemektedir… Şimdi laikliği kişisel olarak inceleyerek yazıyı bitirelim mi?
Kişiler laik olabilir mi? Genel olarak olamaz cevabını verirdik, düşüncem azda olsa değişti, artık olabilir diyorum, neden? Bizim dinimize göre olabilir, neden bırakın mezhebi, dini bile çatışma nedeni saymayan bir dinimiz var, “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır. Kâfirûn / 6” derken sizin dininizin kuralı size, benim dinimin kuralı bana demek istiyor.. Yani hukuk dayatması yok demektir, o zaman herkesin ortak kabul edeceği akla, mantığa dayalı dünyevi kurallarla(laiklikle) ortaya koymak, davranmak, devlet yönetmek hem kişi, olarak hem de toplum olarak uygulanılır bir şeydir… İnancımızın gereği ise, biz de laik olabiliriz, bu başka toplumlara benim dini inancımı dayatmamam demek olacağından dini özgürlüklerin yaşanması demektir… Onların kendilerince inanmaları veya inanmamaları hakkını kabul etmek demektir… Bunu mezhepsel olarak ele alırsak, ben kişi olarak mezhebimi başka kişilere dayatamam sadece kendim yaşar, düşünsel olarak anlatırım, kabul görürse sevinirim, kabul görmezse düşüncem, neden kabul görmüyor diye tekrardan üzerine düşünerek kabul edilir hale getiririm.. Bu dini düşüncede zor yapılabilmektedir, yapılamadığında düşüncemiz günümüze hitap etmez, mezhep taraftarımız azalır, azalmasa da mezhep şeklen de olsa, düşünsel de olsa sadece bizim grupta kalır, biz kendi mezhebimizi bile kendimiz davranışlara yansımayız… Bakın laiklik mezhep düşüncesinin gelişmesine bile katkı sunmaktadır, dinlere devletin aşırı müdahalesi S. Arabistan, İran, İsrail gibi fanatik din ve devlet anlayışlarını ortaya çıkarır ve dünya barışını da bozarlar.. Şu denilebilir mi, belki evet, kişi kendi grubuna karşı laik olamaz, başka gruplara karşı laik olmak zorundadır, böylece laiklikten dini özgürlükler de doğar… Son olarak bilginin kaynakları ve laiklik üzerine düşünelim mi?
Laiklik bilginin kaynağı olarak deneyi, gözlemi, fiziksel kuralları, bilimi dikkate alır, hukuk yaparken yazılı dini kaynaklardan yararlansa bile buna dini demez, buna hayatın geçekliği der… Örneğin Dinin koruduğu şeyleri korur (İslam’ın Koruduğu Beş Şeyi, Canı, Aklı, Nesli, Mülkü/Malı Laik Anayasal Hukuk Düzenleri de Korur) ama bunu dini olduğu için değil korunması gerektiği için korumanın gereğinin altını çizer… Vahiyi bilgi kaynağı olarak kabul etmek laikliğe ters midir, değildir… Vahiyde bilgi vardır, insanların yararına ise laik sistemler bunu kullanır, burada bir farkla bunu yapar… Bu kural vahiydir tartışılmaz demez, yasa iken uyulması gerekir der, bu fayda işlevini yitirdiğinde bunu ille de kullanmaya devam edeceğim demez, hemen yerine daha işlevsel bir kural, yasa koymayı gerekli görür… Bilime, Teknik Bilgiye, Bilimsel çalışmalara dini karıştırırsak bilimin araştırma gücünü zayıflatmış oluruz, diye düşünülür.. Bu doğrumudur, tartışılır olmasına rağmen laiklik sistemini uygulayamayan Müslüman toplumlarda bilimin gelişmemesi bundan olsa gerek denir… Sonuç olarak…
Laik devlet günahla değil suçla ilgilenir, suç yasal olmayandır, yasa ise evrensel olarak insan bilgi ve aklının, düşüncesinin gelişmesi sonucu, ortaya çıkmış kurallardan, sosyal hayatın gerçeklerinden meşruiyetini alır, buna göre oluşturulur ve uygulanır.. Laiklik üzerine başka ne söylenebilir, biraz da siz konuyu acarsanız sevinirim… Demokrasi, Cumhuriyet, Laiklik günümüzde yönetim acısından, en önemli yönetim ilkeleridir ve gereklidir.. Örneğin Rusya’nın Hristiyan içtihatçının bilmem ne mezhebine göre yaşayacaksınız diye vatandaşlarına tutturması halinde toplumsal barışı sağlaması mümkün olabilir mi, olamaz… O kadar farklı din, o kadar farklı mezhep var ki bunlara böyle bir şey denemez, dense de zulüm olur, zulümle abat (Bayındır, Şen Şakrak) imar, mamur, toplumsal düzen olmaz, adaletle olur, adalet ise dini farklılıklara, dini yorumlara devletin aynı mesafede durması laikliğin gereklerindendir…
Daha adil toplumsal bir hukuk düzeninde, daha mutlu bir biçim de yaşamak dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 3.2.20 – vatandasfikri.com
Kavram
Laiklik: Din ve devlet işlerinin ayrılığını, devletin dinler, mezhepler karşısında yansız olmasını öngören prensip.
Laiklik: Devlet ile din işlerinin ayrılığı: devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması.
Kaynaklar
1- http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
2- https://tr.wiktionary.org/wiki/laiklik
3- http://www.kuranmeali.com/Arama.php?meal=ynuri&sure=hepsi&kelime=dinde%20zorlama
|