SOSYOLOJİK SİYASET – SOSYAL POLİTİKALAR
(Kimlik Siyasetinin Sosyolojik Yapıya Zararları)
(Vatandaşlık Bilinciyle Siyaset ve Siyasal Tercih Yapmak)
Sosyal siyasetle sosyolojik siyasetin arasın da dağlar kadar fark var, biri etnik kimlikleri, sosyo kültürel yapıları kullanarak oy almayı amaçlar diğeri, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı, ekonomik paylaşımı adil hale getirmeyi amaçlar… Amaçları da araçları da çok farklıdır….
Şimdi biz sosyal politikaları savunan biri olarak bu yazımız da sosyolojik siyaset üzerin de duracağız, nedeni bizi çok üzdü, çok üzüyor, daha çok da üzeceğe benziyor… Bu nedenledir ki kimlik siyaseti ister kültürel olsun, ister etnik temelli olsun, hem siyasal dil de, hem de siyasal tercihlerde ez aza indirilerek, hem siyasetçilerin, hem de vatandaşların vatandaşlık bilinciyle siyaset yapması, tercih yapması gereğinin altını çizerek devam edelim…
Türban sorunu bu bakış acısından çıktı, Kürt sorunu bu bakış acısından çıktı, Alevi sorunu, Şii sorununa toplumumuz gebe... Neden mi? Vatandaş hakları vardır, bunuda bu devletin bütün vatandaşları kullanır… Bunu beceremiyorsak, toplumumuz bu nedenle daha başka sorunlara da acık hal de, buda sosyolojik siyasetin doğasın da var, toplumu ayrıştırarak oy almak… Siyasi olarak elinizi güçlendiriyor olabilir, ama sosyolojik olarak toplumu bölüyor zayıflatıyor… Bedavandan, çok şey yapmanıza gerek kalmadan, dayandığınız sosyolojik grubun oyunu direk alıyorsunuz, ama toplumun birliğini ve daha ileri giderseniz de dirliğini baltalıyorsunuz…
Ülkemizde de durum daha da abartılı, örneğin ben A partisinin programını, toplumsal refahın paylaşılmasına dayalı sosyal politikalarını beğeniyorum… Ama üzgünüm oy veremiyorum, neden Sosyolojik tabanının dışındayım, diğer partinin politikalarında ki gelir dağılımında ki eşitsizliği göre göre ona oy veriyorum, neden sosyolojik kültürel tabanındayım…
Arkadaşlar siyaset böyle bir şey değil, bizi kandırıyorlar gibi geliyor, ülkemiz siyaseti toplumu sosyolojik olarak kamplara ayırıyor, sırf oy almak için… Aslında sosyal adalete dayalı politikalar üzerinden hareket ettiğimiz de oy vermeyeceğimiz bir partiye oy vermemiz, oy verdiğimiz partiye de oy vermememiz gerekiyor… Neden mi?
Biri ekonomik eşitsizlikleri, sömürüyü normal sayıyor, garajında 15-20 milyarlık eski parayla trilyonluk arabaları normal sayıyor, onlar çalıştı kazandı diyor… Birileri de diyor ki, işçisiyle paylaşmadı, vergisini düzenli vermedi, işçisini sömürdü onlara vermediği paralarla bu arabaları aldı, biz bu trilyonluk yatlara ve arabalara binenlerin işçisini sömürmesini en asgariye indireceğiz, bu sömürüye, ekonomik istismara izin vermeyeceğiz, sosyal adalete dayalı politikalarla bu sorunu çözeceğiz…
Biz kime oy vereceğiz, benimle aynı sosyo kültürel tabandan olan ama bizim sömürülmemize göz yuman kimlik tabanlı, sosyo etnik, sosyo kültürel siyasal tarafgirlikle kendi adamımız sandığımız, bizimle aynı etnik kimliği paylaşan ama bizi sömüren bir siyasal gruba mı? Yine bizimle aynı vatandaşlık kimliğini paylaşan ama sömürü siyasetini, ekonomik politikaları normal saymayan bir siyasal partiye mi oy vereceğiz? Ben sosyal ve ekonomik adaletsizliği fark edenlerdenim kimlik siyasetini aşarak, bizi daha büyük bir kimlik haline getiren T.C vatandaşlığı içinde düşünerek, ülkemizin sosyolojik, kültürel yapısını siyasileştirmeden, T.C vatandaşlık bilinci için de kalarak, ben bir çalışansam, memursam, işçiysem benim için en iyi politikaları kim belirleyecekse ona vermeliyim diye düşünürüm… Böyle düşünenlerin sayısı ne derseniz?
Azınlıktayız derim… Ne yazık ki, bizi o kadar bölerek oy deposu halline getirmişler ki… Biz ekonomik çarpıklıkların farkına bile varamıyoruz, biri 80 trilyonluk yata biniyor, diğeri tüm işçilerine verdiği para kadar sadece kişisel harcamalarına (Aile fertleri olarak) para harcıyor, düşünün ki 250 işçiniz var, bu 250 aile demektir, patron sadece bir aile olarak 250 ailenin harcadığı kadar para harcıyor… Bunu normal sayanlar, bizim kimliktense yapsın diyenler varsa…. Ben ne diyeyim sana …….. derim anca….
Birileri devletin gücünü idare ederek, vatandaşa hizmet etmek için yönetime geliyor, bu Memur, Müdür, Genel müdür, Kaymakam, Vali bunlar atananlar, Belediye Başkanı, Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı, bunlar seçilenler hiç fark etmez, sonuçta harcadığı para hazineden hazine ise vatandaşların ortak hazinesi, yani vatandaşların parası bu paraları lüks için harcayamaz, gösteriş için hiç harcayamaz, mobilya, araba, cari gider denen asıl faaliyet dışı giderler için ise %10-15 harcar… Faiz için de %5-10 harcasın daha fazla harcıyorsa yanlış politikalar içimde derim, diyelim ki… Geriye kalan % 80-85’lik bölümünü vatandaşa hizmet etmek için(bunların için de hastaneler, okullar, fabrikalar, yollar, barajlar, alt yapı doğal gaz nakli gibi hizmetler) harcaması gereken paraları gösterişli arabalara veren siyasetçilere sırf bizim hemşeri, sırf bizimle aynı mezhepten, sırf aynı soy ve sopdan diye oy veriyorsak, kimlik siyasetçilerinin tuzağına düşmüşüz demektir… Bundan kurtulmanın yolu ise siyasal acıdan sosyal adaletçi yanı ağır basan partilere oy vermeliyiz… Hangi parti derseniz, ben adres gösteremem, siz uygulanan politikalar üzerinden kendiniz bulacaksınız, seçim yaparken rast gele seçim yapmamak için, oy vererek ilçenizden ilinizden meclise gönderdiğiniz temsilcileri öncelikle iyi tanıyarak, bu gönderdiğimiz temsilci ilçemizi, ilimizi ve de bizi, orada temsil edebilecek mi sorusu ile iş başlayarak… Sonra benim içinde bulunduğum ekonomik gruba nasıl bakıyor, emekten yana mı tavır koyacak, sermayeden yana mı, bizim durumuzda nasıl bir iyileştirme sağlanacak, bizim durumuzda iyileştirme sağlanırken kimlerin ayrıcalıkları azaltılacak, kimlerin artırılacak evet hepsi siyasetçinin işi, siyasetin işi… Bizim siyasetçiler öyle mi ki?
Siyaset yapan partilere bakıyoruz, biri din adına çıkmış yola, dindarlardan oy almak masadıyla, yoksa İslam, toplumları bilmem kaçıncı fitnesini yaşıyormuş bizi ilgilendirmiyor…. Ama Camiye sokarsak siyaseti, siyasetçi, bir kul olarak değil de siyasetçi olarak girerse Camiye, Camiye girerken bile diyememişse Müslüman LAİLAHEİLLALLAH, laiklik sigortasını attırmış olmazmıyız? Kimin umurun da oy gelsin de… Laiklik de ne, biz onu zaten kâfirlik sayarak attık düşüncemizin dışına, sen kaybedince anlarsın değerini, İslam toplumlarının bak haline, anlarsın belki de bulamayanlar, şimdiler de mum yakmış arıyorlar laikliği de, demokrasiyi de…
Öbürü bilmem kim, bizim etnik grup eziliyor, yani sizin etnik grubun işçisi sömürülüyor da bizim ki sömürülmüyor mu? Sizin patron sizden, bizim patron bizden, çok güzel ekonomik istismar içindeler, ama ikisi de aynı partiyi destekliyorlar neden? Patronlar grup dayanışmasını çok güzel beceriyorlar, oysa ki patronların grup dayanışmasına sen kadar ihtiyaçları yok, onlar paranın, sermayenin gücüne dayanırlar, sen ise emeğinin… Emekçi olarak hangi partide birleşiyorsun, hangi partiye oy veriyorsun, sen onlardansın, hele patronunla aynı partiye oy veriyorsan şimdi ki ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri onaylıyorsun demek ki… Yani 1300 lira oda yen oldu ya, asgari ücret sana çok geliyor demek ki, daha henüz onu da ay sonunda alacaksın ya… Sana yapılan zamdan çok ekmeye ve elektriğe zam yapıldı biliyorsun ya… Böylece, kaşıkla verilenler kepçeyle tekrar geri alındı, hissetmedin mi yoksa, ama şimdiki siyasetçiler vatandaşı hissettirmeden sömürme becerisine sahip demek ki… Daha vergi adaletsizliklerine girmiyorum bile… O alan bu alandan da adaletsizlik zulüm boyutun da, durumumuz beş beter, onu da bir zahmet sen araştırıver… Gelecek seçimde de vergide adaleti sağlayacak partiye oy verisin belki…
Kısacası öncelikle, bizim dinimizi, etnik kimliğimizi, bize karşı kullanarak siyaset yapanlar, başka bir şeyleri gizliyor olabilirler mi? Uyanık olalım der, kimliklerimizin üzerin de bir vatandaşlık kimliğinin olduğunu unutmayalım der, demokrasi ve laiklik gibi siyasal değerler de sahip çıkalım der… Seçimlerimizi, sadece bizim kimliğimize ve sosyal konumumuza göre değil, ekonomik ilişkiler üzerine de yapalım der… Daha geniş düşünerek ülke ve dünya gerçekliklerine göre de yapalım ki, kendi kimliklerimizi biraz da aşarak T.C vatandaşlık bilinciyle siyasal tercihler yapmak dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – Ocak 16 – www.vatandasfikri.com
|