İNANÇ VE DÜŞÜNCEYE SAYGI

Son bir İnanç Peygamberine o inancı taşıyanları rahatsız edecek bir şekil de ifade özgürlügü kullanma hakkı gerekcesiyle karikatür yayınlama vakası insanlığı yine bir ikileme soktu, inanç ve düşünceye, inancın yaşanmaya ve ifadesine ve düşüncenin ifade edilmesine ve yaşanmasına karşılıklı saygının geregi bir kez daha da ortaya çıktı… Bunun için de inançlara saygılı laiklik ve demokratik bir siyasetin insanlık için gerekli olduğu bir kez daha ortaya çıktı… Düşünce ifadesi için inançları inanç için düşünceleri feda etmeden bir denge bulma geregi bir kez daha anlaşıldı…

Bu olayı öncelikle karikatür çizdikleri için öldürülenleri saygıyla anıyor onları Allah'ın adaletine emanet ediyorum… İnanırlardı inanmazlardı bilmiyorum… Sonra oları öldürenlerin benim dindaşım gibi davranan fanatikler olduğunu düşünüyor onları da kınıyorum…

Bu olay üzerine insanlık şunu tartışmalıdır… Bir Hiristiyan, Yahudi, Müslüman suç işledi diye bütün inanç mensublarını suçlayamayız… Nitekim işliyorlar da… Hele hele İsrail bir din devleti olarak çok kötü örnekler veriyor, insanlık buna daha önceki baskı ve zulümler gördüler gerekceleriyle sessiz kalıyor… Bu bugünün konusu degil ama din adına İsrail bir şey yaparsa makul, başkaları yaparsa makuliyet dışı diyemeyiz…

Bu olay üzerine herkes bir şeyler yazıyor, çiziyor, siyasetciler acıklamalar yapıyor, bir çoğunun samimi duygularla kınadıklarını ve olayları germemek için gerekenleri yaptıklarını görüyoruz. Bazıları ise bu olay üzerine inançların alanını daraltmak, bazılarının da buradan siyasal ve ekonomik rantlar devşirme peşinde olabilecek vasatlıklar içerdiğini görüyoruz… Şimdi biz bunu mümkün olduğunca insan odaklı düşünecegiz… Bu şu demektir, insanı ne siyasal nede ekonomik sınırlara tabi tutmadan yalın bir şekilde degerledirelim.. Bu aslında benim için de zor bir şey, çünki benim de aidiyetlerim var, ama empati böyle bir şey…

İnsan düşünür, ne düşünür, ne düşünmez ki… İnsan inanır, neye inanır neye inanmaz ki…

Evet, ben İslam dinine inanırken öbürü Hiristiyanlıga, beriki Yahudilige digeri Hinduluga, Öbürü budalıga beri ki bilmem neye… Ben şuna bakarım biri Tanrı korkusuyla kötü şeyler yapmaktan vazgecer digeri Tanrı sevgisiyle… İnanmak ve düşünmek ihtiyaçsa öyle görünüyor, insanlar inanmaya ve düşünmeye devam edecekler…

İnanmak ihtiyaçtır insan için, aynı düşünmek gibi, yalnız sorun ianandığını ve düşündüğünü sananlardan çıkıyor. Fikri Adil

Biri düşünür, cinselligi, biri düşünür neden şununla cinselligi yaşayamıyorum diye… Öbürü, hangi bölgede maden ve beslenme kaynakları var, ben bunlara nasıl ulaşırım diye… Biri su içmeyi düşünür digeri suyu bulandırmayı… Artık şunu düşünmeliyiz ve de anlamalıyız, dünyada yalnız degiliz, benim gibi düşünmeyen ve inanmayanlar var… Ben bunlara saygı duymazsam bunlarda bana saygı duymaz…

Şimdi size kutsal kitaplardan bazı ilkeler hatırlatacagım… Bizim Müslümanların kitabı Kuran, Derki siz başkalarının tanrılarına küfür etmeyiniz ki onlarda sizin tanrınıza küfür etmesin, Bir insan öldüren bütün insanları öldürmiş gibi günaha girer… Hiristiyanların Kutsal kitabu İncil der ki, Sezar'ın hakkı Sezar'a, Bir yanagına tokat atana öbür yanagını çevir… Yahudiligin Kutsal kitabı Öldürme der, biz inanç mensubları ne yaparız… Olanlar ortada… demek ki inanıyor muş ve de düşünüyor muş gibi yaparsak, siyasal ve ekonomik çıkar için düşünce ve inancı geri plana atarsak, işte gelecegimiz nokta bu noktadır hepimiz de rahatsısız… Her şeyi siyasal ve ekonomik çıkara baglarsak, insanı ve onun dogasını dikkate almazsak daha çok sorun yaşarız… Sorun dinler de degil, dünyada ki adaletsizlikler ve eşitsizlikler üzerinden dinin okunmasındadır…

Demek ki dinler de sorun yok sorun dinlerin fanatik yorumların da… O zaman insanlık el birligi ile bu fanatizmle mücadele etmelidir… Hemen dindarlar, öbür din mensuplarını suçlama kolaycılığına gitmemelidir… Efendim bu olayı gercekleştiren Müslümandır bütün müslümanlar böyledir, Fanatikdir, barbardır, teröristtir falan yalan… Olaya böyle yakalaşmak insanlıga bir şey kazandırmaz…

Artık istenilsin istenilmesin ulaşım ve iletişim imkanları nedeniyle insanlar inanç ve düşünceleriyle her yerdeler…  Artık şu inanç grubu bu bölgede, bu inanç grubu şu bölgede degil herkes her yerde… O zaman bu zamana kadar uygulanan sosyolojik ve siyasal yöntemler bizim başımızı hep belaya soktu, yeniden ekonomik ve sosyal olgular gözden geçirilmelidir…  Ya da daha 100 – 200 yıl öncesi gibi birbirinden soyutlanmış şekilde inançlar ve düşünceler kendi kantonların da yaşayacaklardır ki, bu ise insanların bu kadar ulaşım ve iletişim içindeyken, kendi kantonları için de yaşamları mümkün degildir… Sebebi biri işçi olarak o ülkeye biri turist olarak bu ülkeye digeri yerleşmek maksadıyla şu ülkeye gitmektedir… Bunu hepimiz yakınlarımızdan biliyoruz…

İnsanlık, inanç ve düşünce mensuplarının kendi inanç ve düşünceleriyle dünyanın her yerinde güven içinde yaşayacakları bir evrensel kültür inşa etmelidir… Bu uygulamayı destekleyen kültür için egitim sistemi ile, siyasal sitemlerin destegiyle ve sosyolojik bir bilinç oluşturulmalıdır…

Bunun için siyasal liderlere, dini liderlere ve kanaat önderlerine, üniversitelere ve tüm ulusal ve uluslararası kurumsal yapılara sorumluluk düşmektedir… Bunun için de Kürede, barış içinde yaşama kampanyası gerekmektedir…

Evet, İnsanlık Yer Kürede barış içinde yaşamak için, Bosna da biri öldürünce hep beraber ne oluyor orada? Tutsi kabilesi bilmem ne kabilesine saldırdı mı Afrika da, ne oluyor orada? İsrailliler, Filistinlilere saldırdı mı ne oluyor orada? İki fanatik çıktı bir dergiyi bastı hep beraber ne oluyor orada, bu olay üzere hep beraber ne içten tepki gösterildi degil mi ? Ne oldu neden yaptınız bunu bura da diye? İşte örnek tepki, her olay karşısında gösterilmelidir ki… Terörü siyaset aracı yapanlar insanlıktan korksunlar, biz bunu yaparsak kendi tabanımız bile tepki ile karşılar diye insanlıktan çekinsinler, İnsani tavır alarak bu tür olaylardan uzak dursunlar… Artık siyasal ve sosyolojik ayrılıklar çatışma nedeni olmaktan insanlık adına çıkarılması gerekir…

Çün ki insanlık çok iç içe girdi, bu çatışmalar herkese zarar verdi ve verir de…

Küresel barış için, olaylar karşısın da barışcıl yaklaşımlar sergilemek dilegiyle selam ve sevgilerimle…

Fikri Adil – Ocak 15 – www.vatandasfikri.com

Kaynak

Kutsal Kitaplar ( Kuran – İncil – Tevrat)