KANIKSANMIŞ AHLAKSIZLIK!!
(Ahlaksızlığın Adaletsizliğin Normalleşmesi)
Ahlaklılık kanıksanabilir de, Ahlaksızlık nasıl kanıksanır derseniz, ben de şaşkınım ama ne yazık ki, toplum olarak, toplumun fertleri olarak ahlaksızlığı kanıksadığımızı düşünüyorum… Düşünüyorsun da bu düşünceni ne ile destekliyorsun diyorsanız, valla çok destek var derim… Ahlaksızlığın kanıksandığına ilişkin düşüncemi destekleyen nedenlerden ilk aklıma gelenler…
İlk aklıma gelenler, bize katkı sunan her şeyi yapıyoruz, fahiş fiyat mı, aldığın rakama bakmadan, maliyetine bakmadan, yeter ki Pazar da, tek ürün bizimkisi olsun, iste isteyebildiğin rakamı, Allah dan korkma, kuldan utanma… Bunun adına ticaret bu benim hakım diyoruz ve bunu kanıksamışız….
Sonra işi girerken ve mülakatlarda sınavlarda yaptıklarımızı düşünüyorum, bize sınavlar, mülakatlar liyakatliyi, iyi olanı seçmek için yapılmaz, bizim adamların işe alınmasını sağalmak için yapılır… Bunu hepimiz biliyoruz ve çoğumuz yapıyoruz, bizim için kanıksanmış bir durumdur…
Sonra arsa simsarlığının neden olduğu rantlar, kamuya ait bir arsa var, bu arsa yasal olarak satılacak gücü yeten alacak, alacak da… Örnegin arsa 5000 metrekare, kat izni 5 kat, inşaat alanı 3000 metrekare, sen bu arsaya üç bina yapacağını, üç binada 5 katta 20 daire olacağını ve dolayısıyla 3 binada 60 daire yapacağını hesaplayarak ihaleye giriyorsun… Arsanın bulunduğu konum da belediye buraya bu kadar kat vermiş… İhaleye birlikte girdiklerinden bazılarıyla yarışıyorsun sen ben buraya ancak 1 milyon veririm diyorsun teklifini de buna göre veriyorsun, arsayı satan kurum ve kişi de fiyatını ona göre hesaplıyor, belirliyor… İhalede yarıştıklarından biri büyük bir cesaret gösteriyor ve ihale de kimsenin veremeyeceği rakamı veriyor… Siz ihaleyi kaybediyorsunuz, sonra aradan bir yıl geçiyor… İnşaat başlıyor, üç bina sığacak yere dört bina, 5 kat olan kat izni, 12 kata çıkarılıyor ve daire sayısı 60 dan 240 a çıkıyor… Bu yapılanlar kanıksanmış durumda…
Sonra iş yerlerin de ister iş yükü paylaşımlarında, ister maaş ve fazla mesai ödemelerin de, ister patronların lükslerine kaynak yaratmak için işçilere verdikleri cüzzi maaş oranlarına baktığımız da, ister kariyer ilerlemelerin de, iş dışında ki kişisel ve kültürel özelliklerimizin bize olumlu veya oluşuz katkılar sunmasına baktığımız da… O iş yerin de kontrolü elin de bulunan grubun dışın da bir düşünüş, inanış yaşam tarzınız ve şekliniz varsa o iş yerine girdiğinize sizi pişman ederler…Bunların da kanıksandığını hepimiz biriz….
Bunlar gibi yüzlerce örnek verebiliriz, bütün bunların ahlaksızlık olduğunu biliyoruz ama es geçiyoruz, biliyoruz ama o kadar kanıksamışız ki, artık ahlaksızlık bizim normalimiz olmuş… Bu yaptığımız ahlaksızlıkların hepsinin hayatta ki karşılığı zulümdür, adaletsizliktir, ahlaksızlıktır ve maruz kalanların mutsuzluğudur, toplamda toplumun vasatlaşmasıdır. Mutsuzluğu önemsemezseniz size şunu söyleyebilirim… En büyük günahlardan biri de insanın mutsuzluğuna neden olmaktır, mutsuzluk verdiğiniz kişi haklıysa, kendi sınırları için de yaşayan biriyse, onun hakkına tecavüz ediyorsunuz demektir… Bunu da hem günah, hem de ahlaksızlık sayabiliriz…
Bütün bunları üst, üste koyduğumuz da bizim kişi e toplum olarak ahlaklılık veya ahlaksızlık oranlarımız ortaya çıkıyor… Bu bizim toplum olarak birbirimize güvensizliğimize neden oluyor… Öte yandan ahlaklı davrandığımız da ise birbirimize güvenmemize neden oluyor. Biz davranışlarımızla kişiye, topluma, devlete, Allaha karşı sorumluyuz, bütün bu sorumlulukları es geçerek ahlaksızlığı kanıksamışsam, kanıksamışsak… Ne diyebilirim ki, pess doğrusu… Allah islah etsin, ahlaksızlıklarımız daha büyük fitneye, fesata neden olmadan uyanalım ve ahlaklı olarak kendimize gelelim diler, selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 12.6.17 – vatandasfikri.com
|