1919’U ANLAMAK
19 MAYIS1919’U ANLAMAK İÇİN ONDAN ÖNCEKİ 50-60 YILI, HATTA 100 YILI İYİ ANLAMAK GEREKİR
(Tarihi olayları, zamandan ve mekândan, araç, gereçlerden, teknolojiden, ekonomiden, sosyolojik olgulardan uzak değerlendirmek, akıl yoluyla değerlendirmemektir, bu değerlendirmelerle sağlıklı sonuçlar alamayız. Fikri Adil)
Yıl 1900’lerin başı ülkemiz ekonomik olarak nasıl, hangi ülke demeyin bana, tarihimiz ne Cumhuriyetle, nede Osmanlıyla başlıyor, o zaman ki ülkemizin adı Osmanlı olabilir, sistemi Padişahlık, Krallık, Monarşi olabilir, beni ilgilendirmez, tarih de yaşananlar, bizim millet olarak tarihi gerçekliklerimizdir. Benim milletimin tarihidir, tarihsel, kültürel kökenlerim oradadır, o kadar… 1900’ler de durum vahim, hem de çok vahim neredeyse son 100 yıldır hep kayıplar yaşanıyor.. Canlarımız kayboluyor, Topraklarımız kayboluyor bunun birlikte devletimiz yok oluyor… Geliniyor 1918 yılına İstanbul’un limanların da, işgal gemileri görülüyor ve çeşitli anlaşmalar yapılıyor, bu anlaşmalara hainlik demek aslında tarihsel olayları, yine günümüzün üstelikte tek acıdan bakılan siyasal gözlükleriyle okunmasıdır, o ateş çemberinde yaşadığımız günleri değerlendirmeme demektir… Artık gemiler gelmiş dayanmış Haliç’e yapılacak bir şey yok… Herkes bilir, bu tür gemilerden önce diplomatlar iner, size çeşitli sözleşme taslakları sunarlar, hepsid birbiriniden berbattır. Ama diplomatlar gidince, o gemilerin size çevrili namlularıyla topları ateş kusacaktır, bunu bu anlaşmayı imzalayan da, imzalatan da bilir… Bu masa da oturmak ülkesini milletini seven birisine büyük bir azaptır. Allah, kimseyi böyle bir sözleşme masasında olmayı nasip etmesin, şartlar, zor imzalamak daha zordur… Gelelim günümüze…
Bu nasıl kandile operasyon yaparken, tam Kandilde ki şer karargahı yerle bir edilecekken birileri durun diyor… Durma kararı alanlar ise bizden yöneticiler neden duruyorlar? Ülke şartları, ekonomik, siyasal, asgari güç değerlendirmeleri yapılıyor, bize durun diyenler dinlenerek onların istekleri gerçekleşiyor… Biz dünyada tek başımıza değiliz, gücümüz ise sadece nüfusa bağlı değil, tekniğe, ekonomiye, üretim kapasitene ve güçlü bir orduya, kendi ürettiğin araç ve gereçlere bağlı… Hangi teknolojik silahı üretiyoruz, hangi ekonomik verilerimiz düzgün, neredeyse genel bütçemizin yarısı kadar borcumuz var… İşte bu nedenlerle yapılan anlaşmalar biraz istemediğimiz, şartların bize dayattığı anlaşmalardır… Bu nedenle Serv anlaşmasını imzalayan Padişaha hain demek, biraz olayları derinlemesine değerlendirmemektir… Ama efendim M.Kemal bu anlaşmaya uymuş olsaydı bugün ne Türkiye olurdu, nede Cumhuriyet, nede böyle ulusal bilinci gelişmiş bir millet… M.Kemal ve arkadaşları bu anlaşmayı tanımamışlar ve mücadeleye başlamışlardır, doğrudur, bu nedenle bizi ilgilendiren tarafıyla 19.Mayıs1919 önemlidir… Bu mücadelenin ilk adımıdır, son 100 yıllık yenilgilerin intikamının alınması için milletin üzerinde ki ölü toprağını atmasıdır… Adım atılmıştır, Samsun’a çıkılarak mücadele başlatılmıştır.
Bunun için bir lidere ihtiyaç vardır ve millet M.Kemal’i kendisine önder kabul etmiştir, bu önderde önderliği layıkıyla yapmış, serv anlaşmasıyla dayatılan şartları el birliğiyle yırtmışlardır.. Bunun adına Milli Mücadele dendi, gerçekten de milliydi ve milletimizin adeta yeniden dirilişiydi… Ve millet 19 Mayıs da başlayan bu diriliş serüvenini 1922 de son işgalci askerin geldikleri yere gitmeleriyle, daha gönderilmesiyle son buldu… Bunu kim yaptı, ya her şeyi tartışmak güzel de, bunlar tarihi durumlardır, M.Kemal önderlik yaptı, Millet, Asker, Bürokrat, Esnaf, Din adamı, yazar, çizer, Muallim el ele verdi bu mücadeleyi yaptı… Lider de Millet de görevlerini yapmıştır, şimdi görev bizdedir… Bu görev nedir?
Kurtarılan bu vatan toprağını imar etmektir, imar etmek nedir, burada milletimizi beslemek ve barındırmaktır, bunun için gereken teknik ve ekonomik donanımları millet adına üretmektir… Üretebiliyomuyuz? Hemen çevremizdeki her şeyi kontrol edelim nerede üretilmiş bir bakalım mı? Baktık mı, ne gördük? Ne yazık ki başları üretmiş, değil mi? Oysa bizim siyasetçiler ne tartışıyor, birisi sistemi değiştireceğim diyor, diğeri kan dökmeden değiştiremezsin diyor ve bunu da siyaset yapıyoruz diye düşünüyorlar, düşünüyoruz… Gererek bizi de tarafları haline getiriyorlar, dış ticaret açığını tartışmıyoruz, eğitimimizin 50-60 ülke arasında 46-47’ci olduğunu tartışmıyoruz, bilimsel çalışmalar güdüğü bir toplum olduğumuzu görmüyoruz… Ama bizim adam lafı nasıl da gediğine koydu tartışmalarını en yüksek perdeden yapıyoruz… M. Kemal ve arkadaşları bugün için mi bu vatanı kurtardı ve Cumhuriyeti kurdu.. Bu mücadelede canlarını ortaya koyanların kemiklerini sızlatıyoruz, kim bilir bize beddua ediyorlardır, yaşadığımız vasatlıkların nedeni bu olabilir… Onların duasını almak için bu vatanı imar etmemiz, bu milleti teknik, teknolojik, ekonomik sosyolojik geliştirmemiz lazımdır, yoksa gerisi teferruattır. Vatan, Millet, Devlet, sistem söz konusuysa gerisi teferruattır.. Senin hangi model arabaya bindiğin çok önemli değildir, senin zengin görünmen hiç önemli değildir, bu arabanın, bu milletin ürettiği marka ve modelin olup olmadığı önemlidir… Oysa bu ülke nasıl kurtuldu, nasıl kuruldu buralara nasıl gelindi ve bizim görevimiz nedir diye düşünsek, siyaset yapsak ülkemizi çağdaş, modern ülkeler ligine çıkarabiliriz, değil mi? Yok mu böyle bir görevimiz?
Neydi bu görev, ülkemizi, milletimizi M.Kemal’in gösterdiği hedef olan Muasır milletler seviyesine çıkarmaktır… Bu şu demek olduğunu anlayamadık mı, yoksa, yani çağdaşınız olan ülkeleri için de, iyi olanlar arasında olmak, onların da ilerisin de olmak, yani imrenilen millet, imrenilen devlet, imrenilen toplum olmak… Bunu da bir acıdan da değil her acıdan, işte 19 Mayıs bana bunları hatırlatıyor, siz 19 Mayıs deyince ne anlıyorsunuz?
Osmanlı yıkıldı, Halifelik yıkıldı, padişahlık yıkıldı, bunları kim yıktı, M.Kemal ve arkadaşları yıkmadı, sadece kurdukları, kurtardıkları ülkenin başına padişahı davet etmediler o kadar… Padişahlık zaten kötü bir yönetim tarzı olmasaydı 20 milyon metre kareden ülkeyi 1 milyon metre kareye düşürmezdi değil mi? 19 Mayıs öncesiyle, sonrasıyla, neden ve sonuçlarıyla, siyasal, magazinsel gözlükleri çıkararak düşünmemiz gereken bir gündür… Bugün de Önder M.Kemal ve arkadaşları, bu tarih milletin mücadeleye başladığı tarihtir bu tarihe, siyasal gölgeler düşürmeyelim bu milli değerdir, degerleri siyasileştirmeyelim… Efendim M.Kemal ve Arkadaşları neden Kerkük Petrollerini almadı, yada verdi, bu profili düşük soruya Balkanlarda en az 10-12 devlet çıkacak topraklar kaybedilirken Padişah neden izledi? Sorusuyla cevap vererek bu tartışmaların tarihi olayları, bağlarından koparmak olduğunu, o günün şartlarıyla değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatıyor.. Bayramlara gölge düşürecek tartışmalardan uzak durulmasını rica diyorum… Selam ve sevgilerimle… 19 Mayıs Kutlu olsun…
|