BİLİM NE, İLE YAPILIR?
(Epistemolojimiz, Metodolojimiz Nedir?)
Önce Bilgi/Bilim Nedir, Bilim Nasıl Yapılır, Başka Yapanlar Nasıl Yapıyor, Biz Neden Gerektiği Gibi Yapamıyoruz, Üzerine Düşünmeye Başlıyorum, Bu Düşünme Cabasına Sizi de Davet Ediyorum, Konuyu Merak Edenler Buyursunlar…
Bu alanda ciddi çalışmalar yapabilmek ve başarılı olabilmek için bilginin kaynakları ve bilginin kullanılması konusunda ki yöntemlerimizin de bizi başarıya ulaştıracağını düşünerek… İlk girişimizi epistemoloji ve metodoloji ile yapalım mı?
Epistemoloji: Felsefenin bilişsel süreçlerin oluşumundan ziyade, bilgiyi genel olarak ele alan, bilgiyle ilgili problemleri araştıran, bilginin kaynağını doğasını doğruluğunu, sınırlarını inceleyen bilim dalıdır. Bu alan bilginin ve bilimin gelişme motorudur da diyebiliriz…
Metodoloji: Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, yöntem, sistem gibi… Bilimsel çalışmalarda belli bir sonuca erişmek için, bir plana göre izlenen yol, olarak ifade edebiliriz.. Bilgi, bilgiyi edinme, bu bilgiyi kullanma, bu aşamalarda araçlardan yararlanma gibi yüzlerce nedenle başarılı veya başarısız olunabilmektedir… Şimdi ise bilgi nedir, diyelim mi?
Bilgi: İnsanın amaçlı yönelimi sonucun da, insan ile nesne/madde arasında kurulan ilişkinin ürünü olarak ortaya çıkan şeydir. Nesnelere/maddelere yönelen inan onlar üzerine düşünerek, zihinsel bir etkinlik geliştirir. Bu etkinlik sonucu kavramlara ve kavramlardan da önerme ve çıkarımlara vararak bilme, düşünme serüvenine başlar. Bilgi duyu organlarınca, bu duyularımıza yardım eden araçlarla maddeyi, varlıkları daha derinine inceleyerek onlar hakkında algılama, anlama ve açıklama bilme eylemini gerçekleştirir.
Bu bilme faaliyetleri hakkında bölümleme yaparak bilgiyi anlamaya çalışmaya ve üzerine düşünmeye devam edelim mi?
Bilgi çeşitlilik acısından 6’ya ayrılabilir…
1*Gündelik Bilgi: İnsanların sıradan deneyimleri sonucu elde ettikleri bilgilerdir. Neden-sonuç ve yönteme dayanmadan, kişinin algı ve sezgilerine dayanır.
2* Dinsel Bilgi: Özne ve nesne arasındaki bağ, yüce bir varlık tarafından belirlenen bir inanç sistemine dayanıyorsa buna dinsel bilgi denir, dinsel bilgi değişmez, kesin bir bilgidir, peugamber aracılığıyla bize tebliğ edilmiştir.. Amacı insana manevi yaşam ve yaratan hakkında inanca dayalı bilgi vermektir
3* Teknik Bilgi: Öznenin nesneyi pratik amaçları için değiştirme ve ondan alet yapma bilgisidir. Pratik bir bilgi olup insana yarar ve kolaylık sağlar.
4* Sanatsal Bilgi: Sanatçı, nesneye yönelerek onda gördüğü bir şeyi elindeki malzemeyle ifade etmeye çalışmasıdır. Fayda gibi bir amacı yoktur, doğadaki nesneleri kullanmasına rağmen, doğada olmayan bir güzelliği eserine katar.
5* Bilimsel Bilgi: İnsanın aklıyla belli bir konuya yönelerek elde ettiği yöntemli, sistemli, düzenli, geçerli, kanıtlana bilinir ve denetlene bilinir nesnel bilgiye denir.
6* Felsefî Bilgi: Felsefi bilgi, evreni, varlığı, insanı, doğayı parçalara ve konulara bölmeden bir bütün olarak anlamaya çalışır. Felsefi bilgi insanın aklıyla ortaya koyduğu tümel düşüncelerdir. Felsefi Bilgi; araştırma ve eleştiriye dayalıdır, akla dayanır. Mantık ilkelerine dayalı akıl yürütmelerdir, Soyut ve kavramsal olduğu için evrenseldir, birleştirici ve bütünleyicidir, Özneldir, bir bitmişlik yoktur.
Bilgi Bunlar İse Bilim Nedir?
Bilim nedir: Sözlüklerde ve ansiklopedilerde bilimin değişik tanımları vardır, bu tanımların hiçbirisi bilimi tam olarak açıklayabilmemektedir…
Örnegin Aşkı binlerce edebiyatçı yazar anlatmış, gene de, her gün yeniden anlatılmaktadır ve insanoğlu var oldukça anlatılmaya devam edilecektir. Ama hiçbirisi aşkı eksiksiz anlatamamıştır ve anlatamayacaktır, belki de bilim de böyledir… TDK sözlüğünde bilim şöyle tanımlanıyor: Bilim: “Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi.” “Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi.” “Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci.”
Bilim ile uğraşan bir kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur. Bu nedenle, bilimin eksiksiz bir tanımını yapmaya kalkışmak yerine, onun üzerine düşünmek, onu açıklamaya, anlamaya çalışmak daha doğru olacaktır. İnsan doğaya egemen olmak ister! Derler ki insanoğlu varoluşundan beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir. Bu nedenle, insan varoluşundan beri doğayla savaş içinde olmuştur denir… Bunun yerine onunla uyumlu yaşamayı bilimsel çalışmalarının temeline koymalıdır ki, doğanın doğallığı bozulmasın, içinde yaşayan bizler de de dahil tüm canlılık zarar görmesin… Bilme süreci, bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir… Sanki bu durum insanın durum doğal durumu olmuştur da diyebiliriz…
Bu Süreçte İçinde Bilim Şunlarla Uğraşır Diyebiliriz…
Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır, burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır. İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır, çalışmaktadır.
Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır. Yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde bilimin niteliğini, geleneklerini ve standartları ortaya çıkmıştır. Bu süreçte, çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur, çeşitlilik, süreklilik, yenilik ve ayıklanma. Bunlar üzerine durarak devam edelim mi?
Şimdi bunları kısaca açıklamaya çalışalım.
1* Çeşitlilik: Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir. Bilim herkese açıktır. İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir. Dil, din, ırk, ülke tanımaz. Böyle olduğu için, ilgilendiği konular çeşitlidir; bu konulara sınır konulamaz. Hatta bu konular sayılamaz, sınıflandırılamaz.
2* Süreklilik: Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz. Kırallar, imparatorlar ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır.
3* Yenilik: Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, bilime, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkânlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir.
4* Ayıklanma: Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur. Bilgi, bilim üzerine yeterince durduk sanırım, dönelim kendimize biz hangi aşamadayız?
Biz toplum olarak bu bilim yapma işinde ne aşamadayız, araştırmamız lazım, düşüncemiz olabilmesi için bilgimiz, kıyaslama yapabilmemiz için ise kıyas yapacağımız konu, durum, kişi toplum için aynı durumla ilgili bilgilerimizin olması gerekir… Var mı? Örneğin G. Kore ile biz 60 yıl önce aynı milli gelire, teknolojik seviyeye sahipken onlar bizi neden kat be kat geçtiler? Sakın bilimsel çalışmalar olmasın? Bu konu üzerine düşünmemiz için bilgimizin olması gerekmez mi, bildik, düşündük, kıyas yaptık eksiklikleri tespit ettik, davranışa, harekete geçmemiz gerekmez mi? Geçmemiz gerekir de kim geçecek, bilim insanları, akademisyenler, siyasiler, topyekûn toplum harekete geçecek ve neden onlar, bilim yapabiliyor da, biz yapamıyoruz yüksek sesle soracağız ülkeyi yönetenlere… Sormadığımızda onlar ülkeyi yönetmezler bizi idare ederler… Bizi değil, devletin kurumlarını idare etsinler bilimsel çalışmalara destek olsunlar…
Daha iyi bilgi üretmek ve bilim yapmanın yollarını hep beraber aramak gerekir düşüncesiyle, dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil – 26.8.19 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
1* Felsefe Sözlüğü - felsefe.Pau.edu.tr
|