SEVGİMİZİN SEVİYESİ
Sevgilerimizi Anne Sevgisi Seviyesine Çıkarmadıkça Gerçekten de Sevmiş olumuyuz?
Hayat sevgiyle güzel, sevmekle hoş, sevdayla anlamlı, Aşkla zirveler de bizim sevgimizin seviyesi ne durumda biliyormuyuz? İşi zorlaştırmadan basit bir yöntemle sevgimizin seviyesini anlayabiliriz. Sevdiklerimizi, hormonların tetiklemesiyle mi, arzu ve hazzın yönlendirmesiyle mi, kariyer ve paranın gücüne tapınma şeklinde mi seviyor, ya da anne sevgisi gibi bir sevgiyle mi seviyoruz sevdiklerimizi? Bu sevgi seviyesi hem biz seveni, hem de sevileni sevgi zirvelerine taşıyacaktır. (Sevgi zirvesinde aşk oturur… Fikri Adil)
Sevdiklerimizle, sevgilimizle ne ağlamayı bilir, ne de gülmeyi, onunla ne düşünmeyi biliriz, ne de eğlenmeyi, dolayısıyla ne sevmeyi, ne de sevdiğimizi, ne de kendimizi biliriz ne içinde bulunduğumuz yaşamın anlamını… (Sevgi yaşama anlam verme sanatıdır. Fikri Adil)
Sevmeyen, yaşamın yabancısıdır, düşmanıdır, onun da karşılaştıklarının da yaşama hevesini öldürür ve günahların günahı insanı mutsuz etmeye dönüşür. (Sevgisizlik mutsuzluğun kaynağı, mutsuzluk ise günahtır. Fikri Adil)
Sevgi ve mutluluk ilişkisine baktığımız da, bir Anne nasıl çocuğunun huzurlu sağlıklı, mutlu olmasını istiyorsa, onun mutlu olmasıyla mutlu oluyorsa… Sevende sevilenin, sevilen de sevenin mutluluğunu öyle istemelidir. Kısacası karşılıklı mutluluklarımızdan sorumluyuz. Bu bilinçle sever ve sevilirsek sevgilerimizi karşılık beklemeden seven anne sevgisi seviyesine çıkarmış oluruz. İnsan gibi, anne gibi sevmezsek ne olur derseniz?
Hayatın manasını anlayamaz, tadını/hazzını alamayız buda biz de büyük bir ruhî yorgunluğa neden olur ki, yaşamak anlam yükleme, eğlence, oyun görev, sorumluluk, nihai olarak da severek/sevilerek mutlu olarak yaşamaktır. Yoksa en kolay işler bize zor gelir, en küçük hareketler bizi yorar, atıl bir insan ve atıl insanlardan oluşan, atalet içinde ki toplum oluruz. (Bütün kötülüklerin anası Sevgisizliktir… Fikri Adil)
Sevgi bize heyecan, yaşama hevesi verir, sevdiklerimizin yanın da gecen zaman en mutlu anlarımız olur, severek yaptığımız işler de kolay kolay yorulmayız, çünkü sevmek insanın en büyük enerji kaynağıdır. Bu kaynakdan mahrumiyet yaşam kaynaklarının kuruması demektir. Sevgi bizi kanatlandırıp uçuracakken, sevmediğimiz ve sevilmediğimiz de ise yürüyecek derman bulamayız. İşte bu nedenle ilk farzımız sevmektir… Yaşam bir sevgi yoludur, anne/baba sevgisi, cinsler arası sevgisi, kardeş sevgisi, evlat sevgisi, bir şeyler yapma ve üretme sevgisi, doga sevgisi, sevgimizin kaynağı Allah sevgisi, millet ve vatan sevgisi…. Bunu çoğaltabiliriz, ama bu sevgiler biraz bizden vaz geçmeyi, sevilene yakınlaşmayı gerektirir.. İşte böyle bir yakınlaşma anne ve çocuk arasında ki yakınlaşma, sevgi örneğimiz olsun en karşılıksız verilen sevgi anne sevgisidir. Sevilenler içinde en şanslı olan ise karşılıksız sevilendir…
Sevgisizlik nedir derseniz, insana, insanlığa, kendimizin, kendimize İhanetidir, mutsuzluklarımıza duyarsızlıktır, insanı insanlığından eden bencilliktir, kibirdir, insana, doğaya kısacası yaşama karşı ilgisizliktir. Sevgisiz yaşam bizi zorlayacak, her şey bize yük olacak oluyor mu? Oluyorsa sevgilerimizi anne sevgisi seviyesine çıkaramamışız demektir…
Sevgi, bizde olumlu duygulara neden olurken sevilende de aynı duygulara neden olur, sevenlere ve sevilenlere yaşam enerjisi verirken, sevemeyen ve sevmeyenlerin de bütün yaşam enerjisini ellerinden alır ve onları ruhen yorarak, fiziksel olarak hareketlerini kısıtlar… Fiziki ve fikrî yorgunlukların kaynağının sevgisizlik olduğunu unutmayalım.
Bir örnek vermek gerekirse filozof demek bilgi seven demektir, bilgiyi sevmezse onu nasıl öğrenecek ve bilgiyi çoğaltacak ki? Sevmek işte böyle bir şey yani hayata katkılar sunmak ve hayatı çoğaltmaktır… Sevmenin kendine göre güzelliği ve faydası olduğunu görüyoruz, sevdiğimiz kişiye ve nesnelere karşı bakış açımıza sevgi ayrı bir zenginlik katar, aslen sevgi bize enerji verirken sevdiğimiz şeyle ilgilendiğimiz için de, o ilgiyi zahmet olarak algılamaz, yaptığımız şeyleri zevkle, hevesle yaparız.. Sevgi san ki hayatı bir hobi haline getiren çok önemli bir niteliktir, faaliyettir, bunu es geçtikçe zihnen/fiziken yoruluruz, bu yorgunluk da hayatımızın her alanına yansır… Sevgisiz kalmak bizim güçsüz kalmamız demektir.
Bu nedenle sevgi insan için de canlılar için de önemlidir…
Sevgi fedakârlık ister, sevgi ilgi ister, sevmek/sevilmek bunların karşılıklı olması demektir, böyle bir sevgiyle sevenlerden ve sevilenlerden olma, ruhi/bedeni yorgunlukları aşma, anne sevgisi seviyesin de sevme/sevilme dileğiyle…
Fikri Adil – Aralık 15 --- www.vatandasfirki.com
|