DİL, DİN, HARF, TARİH
Dil insanın, toplumların tecrübelerini geleceğe aktarmak, kendi araların da iletişim kurmak için bir araçtır… Bu aracı biz söz ve yazı aracılığıyla kullanırız, burada ki amaç ise birbirimizi ve yazdıklarımızı anlamaktır… Okuduklarımızı anlamadıktan sonra, bize söylenenleri anlamadıktan sonra, hayatı, ilahi emirleri nasıl anlarız… Ortak kültür nasıl gerçekleştiririz, ortak kültürü besleyen dil, tarih ve din olduğunu biliyoruz, o zaman anlayarak okumalı, anlaşmak için ortak dilin yanı sıra, ortak kültür dili kullanmalıyız… Ortak dil kullanmamıza rağmen kavramlara çok farklı anlamlar yüklersek yine anlaşamayız… Bu yukardaki üçlü(Dil, Din, Harf) ortak kültür dili için çok önemlidir..
Şimdi gelelim, neden anlayamıyoruz, neden anlaşamıyoruz, toplumsal ayrışmaları bu yoğunlukta yaşıyoruz, neden ortak kültür dili gerçekleştiremiyoruz? Sizden ricam bunun üzerine düşünün, ulaştığınız düşüncelerle buradaki düşünceleri kıyaslayın, bunu benimle, eşle dostla paylaşın, belki böyle bir cabayla kurumların yapamadığını biz yaparız…
Harf, dil değildir, dilin yazı ile ifadesidir, dilin sözün yazılı hale getirilmesiyle ortaya çıkan yazılı metindir, bunu kendi dilinde, tanıdığın harflerle yazmadıkça bize yazılan yazı herhangi bir konuda anlam vermez… İki hata yaptık toplum olarak, bunu yönetenlerin yaptı, ama yönetenlerin yaptığı her hatanın maliyeti toplumadır, yapılan yanlışlara yapılış aşmasında tepki göstermezsek onun sonuçlarını biz çekeriz, çekiyoruz da…
İlk olarak bana göre toplum anlamasın diye toplumun konuştuğu dilin dışında bir dil tercih edilmiş olsa gerek,(Önceleri Farsca, Sonraları Osmanlıca) neden toplum bilirse yanlış yapıldığını anlar ve ne oluyor yöneten Adil olmak zorunda değil mi diye sorunlar çıkardı… Kendi uydurduğumuz dini içtihatlarla kendi iktidarına meşruiyet kazandırmak için toplumun dini düşüncesinin sadece ibadet boyutunda olması gerekir ki.. Baştan ister dini bilgiyi, ister hukuki bilgiyi tekelimize alırsak istediğimiz gibi karar alırız diye düşünmüş olsalar gerek… Gel zaman git zaman matbaa çıkmış ve bilgiler hızla yayılır olmuş… Biz ne yapmışız, efendim hattatlar işsiz kalmasın diye matbaanın getirilmediğini bize düşündürtmüşler… Bilginin topluma yayılmasını istemiyorlar diyemiyoruz, bizi cahil bırakmak istiyorlar diyemediğimizden, haklıyız da hiç devlet vatandaşını cahil bırakmak ister mi? Sonra yazı dili ile toplumun konuştuğu dil de çok farklı ve toplum yazıyı öğrense bile dil farkı yüzünden yine anlayamıyor… Toplum yazıyı öğreniyor ama ne yazdığını anlayamadan, son yüz yıla böyle geliyor… Bu arada önceki devletimiz sürekli toprak kaybediyor sürekli asker kaybediyor, toplumun bunlardan genel olarak haberi yok, sürekli kayıplarla en sonun da koskoca imparatorluk yıkılıyor… Sonra işgallere uğruyoruz, sonra canımızı dişimize takip kurtuluş savaşı veriyoruz.. Sonuç yeni bir devlet, yeni bir sistem Cumhuriyet kurulmuş, iyi de olmuş, ama eskiye özlem duyan arkadaşlar aramız da vardı ve var olmaya da devem ediyordu… Bunlar nostaljik olarak kalsa iyi bende isterim tabiki koskoca etkin bir devletimiz, imparatorluğumuz olsun, ama siyasal, askeri, ekonomik gerçeklikler, imkanlar buna el vermiyor, bunu görüyorum…
Sonra bu kurulan Cumhuriyetin kurucuları harf devrimi, devletin dilin de sokak da kullanılan İstanbul lehçesi esas alınarak değişiklikler yapmışlar, yazı dilinin topluma yaygınlaşması için iyi olmuş. Öte yandan önceki yazılı kaynaklar bağımız nispeten kopmuş azda olsa kültürel kopmalara neden olmuş… Şimdi bu harf devrimi çalışmalarının daha eskilere gittiği, imparatorluk döneminde bu çalışmaların yapıldığı ile ilgili bilgiler var bunu da bilerek devam edelim… Bunlar aynı zamanda tarihi gerçeklikler, ama biz tarihi ya yermek, ya övmek için okuduğumuzdan bunları göremiyoruz, siyasal tarafgirlikle okuyoruz, diyoruz ki toplumun tarihiyle bağını kopardı bu harf devrimi… Bu abartıldığı kadar olmadığını düşünüyorum… Okutulan tarih kitapları, din kitapları, ders kitapları ya günümüz harflerine ve diline çevrildi, ya daha sonraları çevrildi… O zaman bunu fısıltı gazeteleriyle, miting meydanları da hala kullanmanın mantığı amacı nedir bilmiyorum… Hadi bu tarihi gerçeklikleri doğru yanlış kullanan siyasetçiler var, biz neden alkışlıyoruz onu da bilmiyorum…. Siz biliyorsanız bana da söyleyin.
Gelelim bu iki konuyu birleştirmeye, dinimiz Kuranla aşağı yukarı 1000 yıldır bağımız kopuktu, kutsal kitabımız Kuranın Türkçeye çevrilmesine benim çok sevdiğim M. Akif bile karşı çıkmıştı, hala 15-20 yıl öncesine kadar şiddetle karşı çıkanlara denk gelirdim. Adam Arapçasından okuyor hiçbir şey anlamıyor, normal geliyor da, Türkçesinden neden okumuyorsun dediğimiz de ya yanlış çevirmişlerse diyor… Ya biraz insaf et, okuduğun hiçbir şeyi anlamamak normal de, koskoca kitapta ola ki yanlış çevrilmiş birkaç kelimeyi yanlış anlaman nasıl anormal geliyor anlamıyorum… Önce düşünelim bir kitap var hiç anlamadan yıllardır okuyoruz, sonra birisi çıkıyor bunu Türkçeye çevirelim diyor yok olmaz neden ya yanlış çevirirsek… Yapmayın arkadaşlar etmeyin arkadaşlar böyle bir anlayışla toplumsal birliğe dayalı yapı kuramayız kuramadık da….
Binlerce yıldır sadece saray ve çevresinde ki diyelim ki topluluk buda toplumun %1’ni oluşturuyor kutsal kitabı ve başka yazılı kaynakları okuyor ve anlıyor… Haf devrimini yapanlar ise herkes okusun, anlasın diyor, okumayı yazmayı hızla yaygınlaştırıyorlar, tüm vatandaşlar okumalı ve anlamamalı diye.. Oysaki önceki anlayışta ise biz onlara uygun yerden anlatmalıyıza dayalı bir düşünce, normal geliyor.. Herkes okusun anlasın düşüncesi anormal… Benim kutsal kitabımla bağımı neredeyse 1000 yıldır koparanlar, anlamadığım dilde ezber yaptıranların yaptıkları normal, anlaşılsın diyenlerin ki anormal… Artık yeter yazık ettiniz bu topluma… Daha devam edecekmiyiz? Siz bilirsiniz buyurun devam edelim…
Anladığımız bir dil var, dilimiz, tanıdığımız bir alfabe var olaki çevrilmemiş kaynak kitaplar varsa en sadeleştirilmiş haliyle sokak da konuşulan dile çevrilebilir.. Çevrilmelidir.. Onun dışın da siyasileştirdiğimiz her kültürel değer, ayrışmayı körükleyecektir.. Tarihi gerçekleri günümüz mantığı ile değerlendirmek de tarihi gerçekleri saptırmaktır… Tarih yaşandı tarihimizdir, olumlulardan olumlu dersler, çıkarmalıyız olumsuzlardan olumsuz…
Artık şunu anlamalıyız harf bu, dil bu bunlarla oynamanın bu topluma faydası yoktur, bu topluma faydası olacak şey kültürümüzü bugüne göre okumalıyız, çünkü biz bugünün dünyasında yaşıyoruz.. Ben buna kültürel güncelleme diyorum… Biz kültürel güncelleşmeyi yapamadıkça çocuklarımız başka kültürlere özenmeye, öykünmeye devam edecekler öylemi oluyor ne?
Bu çok tartışılan bir konu ve bir makaleyle, anlamamız zor olacaktır, başka kaynaklardan, okuyun, okuyalım bilgilenelim derim… Bunları da günümüz siyasal tartışmalarına devşirmeyelim önerimdir… Tarihimizi, kültürümüzü toplumsal birliktelik Çimentosu olarak kullanmamız gereğiyle… Selam ve sevgilerimle…
|