GERÇEKLİKTEN KOPMAK
(Akıldan Kopmak)
Gerçeklerden kopmak aslında akıldan, bilme halinden uzaklaşmadır, kararlarınızı duygulara, sanılara göre almaya başlamaktır… Kişiler bunu yaparsa çevreden biri bu kişiyi uyarır, toplum olarak bunu yaparsak kim uyaracak? Eleştirmenler, akademisyenler, aydınlar, alimler, bunlarda yöneticinin, şeyhin, liderin her yaptığın da bir hikmet arar hale gelmişse.. Falcıya inanan kişiye benzeriz, bu akıldan, bilgiden, doğrudan, gerçekten bizi her gecen gün uzaklaştırır… Ne gerçeklik, ne değil kaybederiz, sonuç olarak yanlış kararlar alırız, bu yanlış kararlar sonucu uğradığımız zararlarda da, oluşan algı, sanılara dayalı olarak şeyhi, kararı alan sorumluları değil, bizim duygularımıza hitap edenler aracılığıyla gösterilenleri suçlu ilan ederiz… Bu noktada mıyız? Siz söyleyin ben duygularımın etkisinde olabilirim…
Henüz tam olarak değil, örneğin tartışmacıları izliyorum, sanki neden sonuç ilişkisinden kopmuşlar, bu olay niye oldu, hainler yaptı, bu hainler nereden geldi, onlar şu ülkenin uşakları, bu ülkenin ajanları, denmektedir… Hainler, ajanlar neden bizim içimizde bunları neden başımıza bela gelemden fark edemedik, uyarılara neden kulak tıkadık? Şimdi yapılan uyarılara da kulak tıkıyor olabilir miyiz? Tartışmalarımıza bakıyorum, büyük Osmanlı, Büyük Padişah diyenleri görüyorum, neden yıkıldı dediğimizde hainler yüzünden, isyanlar yüzünden, yöneticilerinde suç yok yok mu? Var diyemiyor adam, bal gibi var, yönettiğin ülkenin valisi seni yenecek duruma geldiyse, sen o ülkenin yöneticisi olarak, askeri, ekonomik gerçeklikleri görememişsen, işte o zaman balta limanı anlaşmasını gerçekler sana yaptırır… Dönelim günümüze… Bunun lideri severken onun da insan olduğunu, yanlış karar alabileceğini, yanıltılabileceğini düşünerek sevelim ve devam edelim…
Ekonomik kırılganlıklar mı var, yıllar yılı tek sektöre bu kadar kaynak ayırmayalım diyenler, ithalatın önünü tıkayacak gümrük vergileri koyalım diyenler haklı çıktımı? Yok, yönetenler hep haklı diyen şovmen yorumculara göre uçuyoruz, bizi güçsüz göstermeye çalışan densizler var… İyi de en temel ihtiyaç maddelerine (elektrik, Dogalgaz, Ulaşım) %30 ile %40 arası zam gelmedi mi? Ülkemizin parasının değer kaybetmesinin nedeni, sadece başka bir ülkenin liderinin attığı tivitır, mesajı olabilir mi? Özel sektörümüz dünya para piyasasında, düşük faizden yararlanarak aşırı borçlandı mı, kamu borç stoku hatırı sayılır bir oran da mı, hane halkı borçluluk oranı millet tarihimizin en üst seviyesin de mi? Bu sorulara ekonomik gerçekliklere dayanarak cevap bulur… Paramız neden değer kaybediyor der, atılan mesajın dışında bir kaç neden daha ararsak…
O zaman biz aldığımız borçları geri dönüşüm sağlayacak üretim yapacağımız alanlara değil de, atıl fiziki alanlara yatırmış olabilirmiyiz? Olabilir, belki de, ama muhalif ekonomistleri dinlemez de, her fırsatta yapılan kamu binalarını gelişme diye gösteren ekonomistleri dinlersek, ekonomik gerçekliklerden uzaklaşırız… Uzaklaştık mı, ne? Son olarak insan gerçeklikten nasıl koparla, devam edelim mi?
İnsan, bir güzel kadın, yakışıklı erkek görür, kafasında kurgu yapar, bu kadını/erkeği abarttıkça, abartır onu sevme, sınırlarını aşarsa, kadın veya erkek istismarcıysa yandın, hem duygusal istismara uğrar, hemde ekonomik istismara… Çevreden uyaranları da kıskançlar olarak düşünür, uyarılara kızılır bile… Bunun siyaseten yapıldığını düşünün, dini olarak yapıldığını düşünün, gerçekliklerden kopmanızın oranını size söyleyeyim mi? En az %50 veya %60 olabilir… Dini gerçeklik Dinin ana kaynağı kutsal kitap kabul edilir, buna inanılır, buradan her uzaklaşış bunu bir grup içinde yapıyorsak, daha kötü, dini gerçekliklerden uzaklaşılmaya neden olunur… Ekonomik gerçekliklerden nasıl uzaklaşılır, sermaye, emek, müteşebbis aracılığıyla, günün teknolojisine ve tekniğine dayalı yatırımlar, yatırdığımızdan daha fazla getirisi olacak verimli yatırımlar, işler yapmadığımız da, ekonomik düşünüşden koparız… Başka gerçekliklerden koparan nedir derseniz?
Ben aşırı tarafgirlik, aşırı abartma derim, artık burada en iyi sizin lider, en iyi sizin grup, en iyi sizin parti, demokrasi de neymiş, muhalefet de neymiş, güçler ayrılığı da neymiş, kanun ve hukukta neymiş dediğiniz vakit başınız belaya girecek demektir… Aşkın gözü kördür derler ya… Buna akıl gözü körlük dersek, duyguların agır bastığı alanlarda, biz siyasette, ekonomide, dış ilişkilerde kör aşık gibi olursak, 16 veya 20 devlet kurmuş, bir o kadar da yıkmışız, Allah korusun bir devlet daha batırırız korkarım… Aman dikkat edelim, önerileri, uyarıları, eleştirileri dinleyelim, eksikliklerimizi giderelim… Akıl ve duygu dengesiyle daha çokta, akılla daha iyi nedir, vatandaşlarımız için hangisi daha hayırlıdır onu arayalım ve bulduğumuzda uygulayalım… Dileklerimle, Önerilerimle, Selam ve Sevgilerimle…
Fikri Adil – 16.11.19 – vatandasfikri.com
|