AYDIN TAKİP SİSTEMİ
( Aydınların Düşüncelerini Rehberi )
Aydın demek aydınlatan, yani sokak lambası gibi değil düşüncelerimizi aydınlatan demektir, onlar ışıklarını beynimizde yakarlar, beynimiz aydınlanırsa bizde sokakları aydınlatmanın gereğini duyarız… Bu aydınlanma işin de amaç daha iyi, daha sağlık, daha mutlu, toplam da daha nitelikli bir yaşamdır.
Bunun için her alandan aydınları takip etmeliyiz, bunlara kimi aydın der, kimi düşünür der, kimi entelektüel der ama hepsinde amaç aynıdır, beyinlerde ışık yakmaktır… Beyin ışığı olan düşüncelerin bu insanlardan bize akışı engellendi mi, biz düşünemez olurken işte o zaman sokaklarımıza, mahallemize, şehrimize, ülkemize de karanlık çökecektir… Bu karanlık bulutlar rahmet yağdırmazlar çok zaman dolu yağdırırlar bütün ekinleri bu dolu mav eder… Bunun için karabulutları, karanlıkları dağıtmak gerekiyor, buda bilgiyle, düşünceyle, bilimle oluyor… Bunun içinde bizi aydınlatan rehberler gerekiyor, bunun için aşağıda bazı önerilerde bulundum bunlara sadık kalmak zorunda değilsiniz, listeyi genişletebilirsiniz…
Düşünce, Bilim ise çeşitli alanların ortak çalışmasıyla ortaya çıkıyor, işte belli başlı çalışma alanları şunlardır…
1- Felsefe – 2 Fen bilimleri ( Bunun içinde kimyadan, Matematiğe, biyolojiden, Astrolojiye, Fizikten, Dijital alanlara) kadar yüzlerce dal barındırmaktadır. 3- Sosyoloji ( Ekonomi, Siyaset, İlahiyat) gibi alanları barındırmaktadır… Bunları günümüz toplumları ciddi çalışmalarla daha da geliştirmiştir… Biz vatandalar olarak bunlara siyasetçiler kadar kulak vermeliyiz, hatta siyasetçilerden daha çok bu aydın bilim adamlarını dinlemeliyiz ki, zihinlerimiz aydınlansın…
Örnegin milliyetçi bir siyasal tercih yaptık değil mi, ilk okuyacağımız Atsız, Gökalp olacaktır, ama bunların dışında düşünürleri takip etmezsek biz dünyayı sadece Türklerden ibaret yanılgısına kapılabiliriz… Milletimizin dünya milletleri arasında ki yerini belirlemek için diğer milletleri, düşüncelerini de tanımak gerekir diye düşünürüm.
Başka bir örnek daha vermek gerekirse, felsefe, ister darılın ister gücenin felsefesiz siyasal düşünce olmaz, kendi düşünceni bile güncelleştirmek için felsefe gerekir… Bunun için de felsefecileri okumak ve felsefi bir bakış acısıyla düşüncemiz üzerine düşünmenin gereğini de unutmamalıyız…
Fen bilimleri siyasetin dışın da işler, siyaset ona sadece fiziki ortamlar hazırlar, onun dışın da baskı yaparsa fen bilimleri o baskı yapan ülkeyi terk eder, fiziki ortamlar hazırlanmazsa yine o ülke terk edilir.. İşte bu nedenle bilim insanlarına bilim yapacakları ortamı hazırlama sorumluluğumuz vardır.
Sosyal bilimlere geldiğimiz ise, bu alanda ki ihmal toplumsal sorunları tetikler, örneğin ekonomiyi ele alalım, üretim, paylaşım tüketim ilişkisi olan ekonomi de taşlar yerli yerine konamazsa, toplumsal iş bölümünü, işleyişi, fertlerin içinde yaşadığı topluma aidiyetlerini etkiler… Bunlar iyi yapıldığın da toplum da iyi, kötü yapıldığın da kötü etkilenir…
Sosyal bilimlerin ilahiyat tarafı ise inanç tarafıyla ilgilenir ve toplumsal motivasyonu ciddi etkiler, vatandaşlık bağıyla, etnik kimlik bağıyla bağlananların yanı sıra topluma bir üçüncü bağ olarak inanç bağı ile bağlanmak da toplumsal bağlarımızı güçlendirecektir. Bu alan mezheplerle, tarikatlarla, farklı düşünen onlarca ilahiyatçıyla doludur. Siz/biz farklı ekolleri takip edelim ki, dini fanatizm sizden/bizden uzak dursun.. Dinimiz toplumumuza katkılar sunabilsin..
Siyaset bilimi için ise iki türlü aydın izlenebilir, birisi kendi siyasaldaşımız aydın, ikincisi ise bilim adamı, akademisyen aydın izlenmelidir ki siyasal fanatizme düşülmesin… Bu nedenle kendi siyasal düşüncemizi mecburen bileceğiz, ama öte yandan bir bize yakın, iki rakip düşünceye yakın aydınları da takip edeceğiz ki, düşünce ufkumuz geniş olsun…
İsim verme işine geldik en zorlardan biri, neden bana hoş gelen size gelemeyebilir, bir de bu ajan, hain, onun bunun adamı, özel hayatından dolayı düşünsel olarak sağlam, özel hayatında ki hatalardan dolayı sevimsiz gelen aydınlar da vardır.bize aydının düşüncesi lazım diyerek… Bu aydınlarımızdan bazılarını buraya aktaralım bunlar bizcedir, siz de sizce listenizi yapın öneririm…
1- Felsefeciler, Konfüçyüs, Aristoles, Sokrates, Platon, Farabi, İbni Sina, Martin Heidegger, Bertrand Russell, Takiyettin Mengüşoğlu, Ahmet İnam, Ertuğrul Turan, Necati Öner gibi onlar örnek arasından bunlar benim seçtiklerim, sizde kendi seçkinizi yapınız.
2- Fen bilimleri alanı, bu alan da ki çalışmalar gözleme deneye dayalı olduğu için farklılıklardan çok doğruluk, sonuç önemlidir, bunlarda gözlemle, deneyle, daha başka araç ve gereçlerle sonuca, doğru sonuca ulaşır… Biz aşamalar da cahilizdir, bunun için onları anlayacak kadar ilgilenmemiz gerekir…
3- Sosyal bilimler alanın da hangi alt alanla başlayalım desem? Ekonomi ile başlayalım, size isim vermeyeceğim, ama liberal, sosyalist, muhafazakar, sosyal demokrat, milliyetçi ekonomistleri ayrı, ayrı izlememizde fayda vardır…
a)Sosyologlara gelince onları şöyle sıralayalım mı, ilk sosyoloğumuz İbni Haldun, Weber Ve Marx, sonra günümüz Sosyologlarından, Ziya Gökalp, Cemil Meriç, Emre Kongar, Şerif Mardin, M.Ali Kılıcbay, Özer Ozankaya gibi isimleri sayabiliriz ve çoğaltabiliriz de… Önemli olan farklı kişilerden düşünceleri okumak ve farklılıkların içinde birini kendimize öncü seçmektir.
b) İlahiyatçılara geldiğimiz de ise ben şunları önerebilirim, siz de bir liste yapın ama bu liste farklı düşünenlerin listesi olsun… Elmalı Hamdi Yazır, Yaşar Nuri Öztürk, Saim Yebrem, Süleyman Ateş, Tuncer Namlı, Ş. Ali Düzgün, Ayşe Sucu, Yurdagül Mehmetoğlu, Bayraktar Bayraklı, A. İhsan Eli Acık, Abdülaziz Bayındır, Mehmet Okuyan, A. Rıza Demircan, Ali Bardakoğlu, İlhami Güler gibi isimleri sayabiliriz. Öneli olan farklı bakış acılarıyla bakabilen, bu bakışlarından yeni yorumlar çıkarabilenlerin olmasına özen göstermektedir.
Bütün bu aydınları izlersek, hadi diyelim hepsini izleyemedik yarsını mutlaka izlemeliyizki, bu rehber düşünürler bize bir bilinç verecek ve biz bu bilinçle hayatı anlayacak, bu hayatı ve içinde yaşadığımız ülkeyi daha iyi, daha yaşanılır ileri ülkeler seviyesine çıkaracağız diye düşünüyorum. Görüldüğü gibi düşünüyorum demeyle düşünülmüyor, düşünce rehberimiz aydınlarımız olmalıdır.. Bizim rehberlerimiz siyasetçiler oldukça hep yanılacağız, hep yanılacağız… Ne zaman aydın takip etme listesini yapacağız ve bu listeleriden kendimize düşünceler devşireceğiz, bakış acılarını öğreneceğiz ki… Bizi kimse din ve milli duygular üzerinden ne siyaseten, ne de ekonomik olarak sömüremesin, istismar edemesin…
Biz aydınları bilemez, bunların içinde bize düşünsel olarak hitap edeni ayırarak özellikle izlersek, çıktığımız düşünce yolcuğunda rehberimizin önerileriyle, bizim bu önerilere katkılarımızla… Daha iyiye ulaşırız umuduyla selam ve sevgilerimle…
Fikri Adil -- 13.06.2016 09:57– www.vatandasfikri.com
|