YAZARIN HÜZNÜ,
Yazarlar toplumun için de en hüzünlü, hatta bazen en kaygılı tipleridir neden? Çün ki onlar sürekli düşünceler üzerinde çalıştıkları için toplumun öngöremediği çok şeyi görürler ve bu öngörülerini yazılarına dökerler… Ne yazık ki bazen iktidar odaklarının, bazen da vatandaşların hışmına uğrarlar, iktidarın yanlış bir kararını eleştirileriyle vatandaşa sunarlar, iktidar odaklarının tepkisini üzerine çekerler… İktidar yandaşları bu eleştirileri saldırı algılar ve yazara her fırsatta baskı yaparlar… Yazar kamu görevlisi gibidir aslın da için de yaşadığı toplum için çalışır, tartışmaları, eleştirileri toplumu için daha iyi olanın arayışıdır… İstisnai durumlar dışın da, yazarların ekseriyeti para gibi akçeli işlere bakmazlar, bunun için ekonomik sıkıntılar çekenleri de çoktur…
Akşama kadar toplum için kafa patlat, yönetimlerin hatalarını onlara hatırlat, toplumun geleceği ile ilgili düşünceler üret olası sıkıntıları öngördüğün de hüzünlen, kaygılan… Toplumu ve yönetenleri uyar, aldırış etmediklerinde öngörüsüne doğru iyi gidişi görünce sevinir, kötü gidişi de görünce hüzünlenir…
Örneğin yıllar yılı kültürel baskıların toplumsal kırılmaları körükleyeceğini söyler bazı yazarlarımız.. Hatta bunu söyleyenlerden biri de İsmail Beşikci dir ve bu yazarımızı düşünürümüzü yönetenleri uyardığı için 15 yılı geçkin cezaevine koymuşuzdur … Neden iktidar odaklarına bu uygulamalarınız yanlış dediği için… Ama ön görüleri doğru çıkmıştır, toplumumuz son 30- 40 yılını Türbanla mücadeleye ve Kürt sorununu aşmaya harcamıştır…
Aynı şeyler hem siyaseten hem de ekonomik olarak yazarlar yazılarıyla düşünceleri ile eksiklikleri gündeme taşımışlar, ama ne yönetenler nede halk yazarlarını düşünürlerini dikkate almamışlardır… Yazarlar, düşünürler, aydınlar, entelektüeller, akademisyenler toplumsal akıllarımızdır, aklını kullanmayan toplumlar sürekliyi iyi yaptıklarını düşünerek hata yaparlar… Bu hataları görenler yine yazar, çizer düşünür takımıdır ve toplumu adına hüzünlenir…
Yazarlar hüznü bilerek seçmezler, onları toplumu adına duydukları kaygılar hüzne iter, işte bu nedenle yazarlar, hüzünlü insanlardır… Gördükleri tehlikeyi toplumları da, toplumlarının yönetenleri de görsün isterler… Ama öngörülerin de başarılı olmalarına rağmen, anlatmada çok zaman başarısızdırlar.. Bu başarısızlıklar da onlarda hüzünlerden hüzün begen durumları yaratır ki? İşte yazarların hüzün kaynakları, daha aşklarına gelmedik bile, onlar gercek sevgi arayışı için de olduklarından aşktan beklentileri de yüksektir, aşkta beklenti ne kadar yüksekse o kadar da hayal kırıklığı ihtimali artar, işte bu hayal kırıklıkları da yazarlar da, şairler de hüznü besler… Yazar kah sorunları yazar, kah da aşkları, kah kaygıları, kah da hayalleri yazar… Ama yazdıkları genel de hüzün kokar… Artık hüzün onun normali olmuştur…
"" Yazar, Şair ideal aşkı bilir, yaşanmadığın da, yaşayamadığın da hüzünlenir. Fikri Adil ""
Selam ve sevgilerimle, başka yazılar da görüşmek dileğiyle…
Fikri Adil – Agustos 15 --- www.vatandasfikri.com
|