DENETİM, DENGE DURDURGAÇ SİSTEMİ OLMAMASI DEMEK, KAZA İHTİMALİMİZ YÜKSEK DEMEKTİR
Bu bir hayat gerçeğidir, “Her şey Dengededir, İnsan Hariç, O Dengesini Aklıyla Bulacaktır. Fikri Adil” bu gerçek bize akletmeyi zorunlu kılıyor… Biz aklımızla bir iş yapacağız, bunu yine akılla daha iyi nasıl yapabiliriz diye denetleyeceğiz, bu denetim bize bir denge önerecek, bir dengeye zorlayacak, dengeye gelmeyenleri durduracak bir firen geliştireceğiz…. İnsanlık bunu akletmiş ve uyguluyor, bu uygulayanların daha iyi yaşadığını görüyoruz… Biz bunu siyaseten değerlendireceğiz, ülkemiz neden bu denetim denge, durdurgaç (fren) sistemi neden kuramıyoruz dersek biz taraf olduğumuzu durdurma gereği duymuyoruz, bizim gibi düşünmeyenleri durdurma derdindeyiz… Oysa ki biz iktidar gücünü kime veriyorsak onu denetleyecek, dengeli hareket etmiyorsa dengeye davet edecek, gelmiyorsa onu durduracak sistemi bir türlü devleti yöneten siyasal mekanizma haline getiremedik… Bu getiremeyiş bize çok pahalıya maloluyor… Nasıl mı?
Yasama yani TBMM dengeyi sağlayacak en önemli güç olması gerekirken orada denetilecek lider en önemli güç oluyor, böylece burada muhalefet dışında ki partiler dışında kalan her vekil kendini noter gibi liderin gönderdiği her yasayı onaylıyor, sonuç dengesiz bir yürütme çıkıyor… Aynı yasama yargıyı da denetliyor nasıl, yargının nasıl davranacağını çıkardığı yasalarla yasama belirler, yargıda da böylece bir denge oluşur… Bu nispeten işler, ama liderin istediği yasalar çıktığı için denetim genelde yürütmeye dönük değil, ya vatandaş hakları ve özgürlüklerine yönelik olur, yada muhalefet alanını daraltmaya yönelik yasalar çıkarır… Bunun için yasama, yargı bağımsızlığı gerekir ki bizde her şey adeta yürütmeye devredilmiş, daha da devredilmek düşünülmektedir… O zaman şimdiden siyasal dengemiz daha da bozulacaktır diyebilirim… Nereden çıkarıyorsunuz derseniz, devlet gücünün tek elde toplanması demek dengenin bozulması demektir, bunu G.Kore, K.Kore örneklerinden yola çıkarak örnekleştirebiliriz iki ülkeden hangisi daha ekonomik ve siyasal olarak iyi derseniz, biraz araştırın görün derim.. Birinde yetki tek elde diğerinde güç denge için de yasama, yargı, yürütmeye nerdeyse eşit şeklinde dagıtılmış böylece yönetim denetim, denge, durduracak sistem oluşmuş, kamu adına hareket edenler bu erkler, kendi yasal sınırları içinde toplumlarına hizmet etmektedirler…
Yeni düzenlemelerle, daha da yürütmenin gücünü artırmaya çalışıyor yasalarımızı bu doğrultuda düzenliyoruz, ben önceki sistemin de, yeni oluşturulacak sisteminde denetim denge, durdurgaç fren sisteminin olmadığını düşünüyor… Bunun sağlanması için ne yapılabilir üzerinde duralım ve yazıya son verelim…
Bir yasamayı oluşturan üyeleri seçen lider olmamalı, yani bunun siyasete yansıması şöyle olmaktadır.. Parti içi ilerlemeler de ister il, ilçe, delege ön seçimle yapılamlıdır, aday gösterilmesi aşamalarında yine ön seçimlerle ister TBMM, İster belediye meclis üyeleri olsun, isterseniz belediye başkanları adaylarının seçiminde olsun ön seçim olmalı ki yasamaya gidenleri, seçimlere girenleri lider belirlememeli, üye vatandaşlar belirlemelidir ki yasama bağımsız olsun… Böylece partililer birbirini denetler, yasama üyeleri istemedikleri ret edecekleri yasalara hayır diyecek kadar bağımsız olabilir, yasama denetimini yapabilirler… İkinci denetim ise yargı denetimidir ki bu hukuk devletinin de garantörüdür…
Hukuk kurallarını uygulayacakların kendi iç işleyişlerini yargıçların, yargının bağımsızlığına dönük olacak şekilde kurullara ve yüksek yargıya seçilecekleri yargı üyesi hakim, savcı ve eski yüksek yargı mensuplarının da oy kullanacağı seçimlerle belirlenmesi yargının bağımsızlığının önünü açacaktır.. Daha geniş bir tabanla seçilsin diyorsak buna avukatlar eklenerek seçen tabanın daha geniş bir vatandaş grubuna yayılarak genişlemesi de sağlanabilir.. Ama hukukçuların hukukçuları seçmesi onların bağımsızlığını sağlayacak yargıda sık sık gördüğümüz siyasal içerikli operasyonlara onaylar veren savcı ve yargıçlar olmayacaktır… Bir örnek vermek gerekirse, YSK, Yüksek Seçim Kurulu seçimlerin yasalara, demokratik işleyişe uygun yapılmasını denetler, bu denetleyicileri seçime giren bir grubun atadığını düşünün, bu seçime giren grubu nasıl denetler Yüksek Seçim Kurulu, işte bu nedenle yargı bağımsızlığı zorunludur… Yargı bağımsızlığı zorunluda Yasama bağımsızlığı değilmi derseniz oda zorunlu, bunu da ön seçim sağlayacaktır, millet iradesiyle iyi olanları seçecektir… Liderler izin verirse, sadece bir partide izin veriliyor…Araştırın hangi partide ön seçim yapıyor üyeler..
Böylece demokratik sistem daha demokrat hale gelecek, denetimsiz kimse kalmayacak, denetimlerde yasal dengenin dışında hareket edenler, yasa gücüyle dengeye davet edilecek, gelmediğinde dengeye zorlanacak, yasal dengede durdurulacaktır. Bu sistem işlemezse dengesizliklerimiz devam edecek ancak iktidarlar görevden gittiğinde onların başarısızlıklarıyla ilgili hikayeler duyacağız… Böyle olsun istemiyorsak öncelikle siyaset içinde yer alanlar, denetim ve denge, durdurgaç içeren sistemi partilerinden talep edecekler, sonra biz vatandaşlar ön seçim olan güçler ayrılığını savunan partileri destekleyerek devletimizin yönetim dengesi içinde olmasını talep edecegiz, o doğrultuda çalışacağız… Böylece bu güzel vatanda daha iyi yaşayan vatandaşlar olacağız umuduyla… Selam ve saygılarımla…
Fikri Adil – 2.2.17 – vatandasfikri.com
|