TİLKİ TAKTİĞİ/KURNAZLIĞI!!
“”Siyasi, Dini, Ticari Tilkilikleri Bilmek Zorundayız, Yoksa Oyumuzu Alırlar, Ülkemizi Kötü Yönetirler, Bize Yüksek Fiyattan Mal ve Ürün Satarlar, Din adına Bizi Korkutarak Ekonomik, Sosyal İstismar Ederler..””
Yıl 1978-1979 Rahmetli Hüseyin dedem, bize tilki taktiğini bir hikaye ile anlatırdı, tilki kurnaz bir hayan olarak bilinir, yada hikayelerde öyle sunulur…
Dedemin anlattığı hikaye şöyle: Herkes harmanda, tarlada çalışıyor, tilki çalışmadan kurnazlık yaparak hak almak istiyor… Bunu şöyle yapıyor, yukarda sabit bir kaya var, önce sık sık o kaya düşebilir diyor, sonra orada düşeceğine çalışanları inandırıyor… Sonra tilki taktiğini kullanıyor ve diyorki o kayanın düşmesini sadece ben engellerim diyor ve gidiyor kayaya ayağını dayıyor, herkes tarlada, harmanda çalışırken o, kayanın gölgesinde numaradan tutuyorum rolüyle yatıyor ve sonuçta çalışanlar kadar hak talep ediyor, alıyor da.. Hatta kayayı tuttuğu için kendine kahraman gibi davranılmasını istiyor… Diger çalışanlardan bir kaçı buna itiraz ediyorlar, onlara hain diyor, dış güçlerin adamı diyor ve susturuyor… Acaba biz günümüzde nasıl bir tilki kurnazlığına maruz kalıyoruz? Hiç düşündünüz mü?
Önce siyasette ki tilki taktiğini anlamaya çalışalım… Bu her dönemde oluyor, siyasiler kendilerini tanıtmak, gündemde tutmak, haber olmak için sanki tiyatrocular gibi şov, rol yapıyorlar.. O hain, bu dış güçlerin adamı, onlar terörist, su saatlerini teröristler okuyacak, Masanın yedinci ayagı kim, siz Sisi’yemi oy vereceksiniz.. Hey Sisi, Hey ….. Onların doları varsa bizim Allah’ımız var gibi duygulara hitap eden, korkulara hitap eden slogan ve sözlerle, dini milli duygulara oymayarak, oyları alan siyasiler var dikkat etmezsek ülkemiz kötü yönetilebilir… Sanki kötü yönetiliyoruz diyebiliriz… Biz olmazsak beka sorunu çıkar, biz olmazsak maaşınızı bile alamazsınız, biz olmazsak şu ülke saldırır diye korkutarak oy isteyenlere itibar etmeyin diyerek.. Başka bir tilki hikayesiyle yazıya son verelim mi? Bana kalırsa tilki hikayeleri yerine, tilkilikleriyle bizi istismar edenleri tanıma yetenimizi geliştirmeliyiz… “”Belki tilki demek yerine şeytan mı deseydik, tikliler masumda olabilir…””
İster tilki taktiği yaparak bize mal satmaya çalışan uyanık tüccarları, ister yukarda anlattığım yöntemlerle oy almak için tilki taktiği yapan şovmen siyasileri, ister ALLAH/Tanrı korkutmalarıyla din adına koşuşan dincileri tanıdıkça istismardan kurtulabiliriz.. Yoksa degerinin üzerinde malları alırız ekonomik olarak istismar edilir, kişisel zarar ederiz… Ülkemizi yönetmek için liyakat sahibi insanları seçmez kötü yönetiliriz, din adına konuşan şovmen dincileri dinler, inancın verecegi güç, huzur yerine korku ve endişelerle düşünemeyen, yaşayamayan seme kişiler oluruz… İşte bu nedenlerle tilki taktiğinin tuzagına düşmeyelim, düşmeyin derim… Düşmemek dileğiyle selam ve sevgilerimle..
Fikri(!?) Adil – 13.9.2025 – vatandasfikri.com
|