|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
EKONOMİK TERSE DÜŞÜŞ |
EKONOMİK TERSE DÜŞÜŞ
Bir toplum ekonomik olarak nasıl terse düşer, zor bir şeydir, bilinçli tercihlerle yapılmadıkca terse düşülmez… Ekonomi bilmi üretim, tüketim, fayda maliyet, paylaşım gibi mantıklar üzerine oturmuştur dikkat etmezsek terse düşeriz… Yoksa bu terse düşüşler yıllar yılı uygulanılan yanlış politikalar üzerine günü kurtarmak için mecburiyetten mi terse düşülmektedir?
Bu terse düşüş ne demektir dersek? Bana göre şu demektir.
Başka bir ülkeden borç alırsınız bu borçla tekrar o ülkeden mal alırsınız, bu öyle bir hale gelir ki aldığınız borçlarla yatırım yapmak yerine sadece hep tüketmek için borçlanırsınız. En basit örneklerden birini vereyim, ters ekonomik politikalara…
Normal şartlarda arabanız varsa kışlık lâstik alırsınız bu normal ekonomik bir tavırdır. Terse düşmüş ekonomik tavır ise önce kışlık lâstik aldıktan sonra, araba alır… Nasıl mı anlaşılır olmadıysa devam edelim… Önce garaj yapıp sonra araba aldığımızı düşünün… Valla anlamakta sıkıntı çekiyoruz bir örnek daha … Almanyanın da içinde bulunduğu gelişmiş ülkelerin malî kuruluşlarından borç alıp, Almanya dan araba ithal ederek, sonra bu arabaların daha iyi yollarda gidebilmesi için de elinizde ki bazı kurumları satarak yol yapmak gibi… Önce borçlandık, sonra borçlandığımız ülkelerden araba aldık, daha sonrada bu arabalar iyi yolllarda yürüsün diye kurumları sattık yol yaptık…Bir babayigit çıkmadı, araba yapmayı unuttuk…
Şöyle olması gerekmezmiydi, önce araba yapıp sonra yol yapmalı degilmiydik. Örnegin elektirikli araçlar önümüzde ki 30–35 yılın araçları olacagı gözüküyor. Neden hala seri üretime gecilmez anlamış degilim, ayrıca petrol bagımlılığından da kurtaracak olan bu araçları üretmeden önce mevcut araçları elektirikli motorlarla degiştirmek gerekmez mi? Ellektirikli arabalara geçildiği vakit vergi gelirlerimi düşer kaygısı yaşıyor bizim yöneticiler acaba… İyi de petrol için giden dövizleri nasıl engellerizi düşünmemiz gerekirken vergi gelirleri düşer, ekonomik olarak yine tersine bir davranıştır. Başka bir neden de acaba elektiriği dogalgazdan üretiyoruz da ondan mı elektirikli araçların önü acılmıyor. Rüzgâr ve güneş enerjisine yönelmenin zamanı gelmedi mi daha… Yine Almanya dan örnek verecegim, Almanlar 2032 yılına kadar elektirik enerjisinin %80 ini güneşten sağlayacaklarmış. Bu program şuanda plânlanan proğramın ilerisinde gidiyormuş… Üstelikte bizden daha kuzeyde bir ülke olmasına ve daha az güneş almasına rağmen…
Bizden daha kuzeydeler, ama ekonomik ve teknolojik ilişkiler de terse düşmüyorlar ve hem ekonomilerini hem de teknolojilerini iyi planlayarak gelecege doğru emin adımlarla ilerliyorlar… Bizi gelcekte bu ekonomik terse düşüşler nedeniyle zor zamanlar bekliyor. Neden mi?
Ülkemiz borçlu, üstelikte bu borçları ya fizikî yatırımlara dönüştürdük yol ve bina yaptık, yâda tüketime dönüştürdük tükettik. Aldığımız arabaların modelleri eskidi, altığımız araç gereçlerin teknolojik ömrü tamamlandı, ama borcumuz bize baki kaldı… Hükümet yetkilileri ne kadar da İMF ye borcumuz yok dese de ülkemizde son on yılı degerlendirdiğimiz de kamu kuruluşları daha az olmak üzere, borcumuz ez az %100- 125 artmış gözüküyor. Borçluyuz enerji politikamızı nükleere bağlamışız, petrol de ve dogalgaz da yurt dışına bagımlıyız buna rağmen Almanların yaptığını yapmıyoruz, güneş ve rüzgârı es geçiyoruz… Üstelikte hem devlet, hem özel sektör hem de vatandaşlar olarak borçluyuz…
Gelecek krizler daha kalıcı olacak diye düşünüyorum neden mi? Nede bu ekonomiye ters davranışlarımız bizi hem devlet, hem vatandaş hem de özel sektör olarak çok borçlandırdı. Eski krizlerde ya vatandaş harcıyor, ya devlet kredi musluklarını acıyor, yada özel sektör kar paylarını düşürüyordu ve krizden çıkış kolay oluyordu şimdi ki duruma göre Allah korusun gelecek krizler de işimiz zor görünüyor. Benden söylemesi…
Önlemleri yöneticiler alacak, ama yöneticiler gelen paraların nereye gittiğini görmüyor herhâlde vergi alalım yeter mantığı içindeyseler… Tüketim üzerinden alınan dolaylı vergilerin âdil olmadığını hepimiz biliyoruz ve uzun vade de kaybeden olununacağı tahmininde bulunmak için de kâhin olmaya gerek yok…
Gelecekte kaygılanmamız ve şimdiden önelem almamız gereken durumlar ise şunlar olarak öngörüyorum. 1- İklim degikşikliğine ve maliyetlerin artmasına dayalı, zorlanan tarım ve hayvanlancılık sektörün den kaynaklı gıda sorunu… 2- Karşılaşılacak enerji dar bogazını aşmak için güneş ve rüzgârın devreye sokulmaması halinde enerji sıkıntısı… 3- Dış ticaret acıgına, tasarruf oranlarının düşüklüğü nedeniyle gerekli yatırımların yapılamaması ve yanlış yatırım kararlarına dayalı, temel ihtiyaçlar ve tüketime dayalı borçlanmanın bu hızla devam etmesi halinde 2–3 yıla kadar ekonomik olarak krizle karşılaşma ihtimali için öncelikle ihtiyacımızı sonra daha fazlasının üretilerek ihracatın geliştirilmesi, her alan da üretimle bu sorunun aşılması… 4- Fizikî yatırımlar yerine, AR-GE dayalı teknolojik artı değeri yüksek ürünlere yatırım yapılması tercih edilmediğinden, İnşaat, yol, hizmet sektörüne yatırımlar yapılmasının devam etmesi halin de. Bu yatırımlar hem piyasadan para emmekte, hem de sadece yapım aşamasında işsizliği önleyici geçici ekonomik faydalar sağlamaktadır. Yapım aşamaları bittiğin de ise neredeyse piyasadan çektiği paralar nedeniyle piyasayı daraltmaktadır. Ekonomik tercihler de, hedefler de terse düşümden kurtulmak için çalışmalar yapmak gerekmektedir. Bunları ben ortalama vatandaş gözüyle görüyorum da bizi yönetenler danışmanlarına, ellerinde ki bilgilere rağmen neden görmüyorlar. Ayrıca konumları geregi bu onların işi…
Gelecege hazırlanmak toplum olarak görevimiz, bu görevi yapacak toplumlar gelecekte dünya üzerinde söz sahibi olacaklar digerleri ise maraba toplumlar olarak kalacaklar… Biz sahi ne olmak istiyoruz?
Gelecek, gelecek için hazırlıklı olanlara refah ve mutluluk getirecek, onların dünya üzerinde ki etkileri artacak digerleri ise vasat olarak yaşayacaklar. Rant yerine çalışarak üretimden kazanan ekonomiye geçmek dilegimle, Selâm ve sevilerimle…
Fikri Adil – www.vatandasfikri.com -- Mayıs 14 - Ankara
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|